Görev translate Spanish
16,770 parallel translation
Yapmam gereken tek bir görev var.
Tengo una obligación inacabada.
Hala görev başındasınız.
Sigo de servicio.
Mars'a gidecek olan ilk insanlı görev için hazırlık yapan ilk özel sermayeyiz.
Nos estamos preparando para lanzar la primera misión tripulada a Marte financiada con fondos privados.
Bu görev umutlarımı yeşertti.
Bueno, esta misión me da esperanza.
Görev on yıl sonra tamamlanacak.
La misión sale dentro de diez años.
Bu görev insanlığı kurtarabilir.
Esta misión podría salvar a la humanidad.
Bir aile ekibi bu görev için harika olabilir.
Una familia unida sería perfecta para esta misión.
Görev hâlâ bu, değil mi?
Sigue siendo la misión, ¿ no?
Görev önce gelir.
La misión va primero.
Görev başında bunu söylemek zorunda kalacağım hiç aklıma gelmezdi ama..... bu vajinanın ruhsatı kimde?
- Bien. Nunca pensé que diría esto en cumplimiento de mi deber, pero ¿ quién tiene el registro de la vagina?
- İşte bu. - Görev tamamlandı.
- Muy bien.
Görev hazırlığında gibiydiniz.
Parece que estabais preparando una misión.
Görev hakkında bize söylediğin şeylerin yarısı yalandı.
La mitad de lo que nos has dicho sobre la misión han resultado ser mentiras.
- Doğal olarak değil ama görev basitti.
Obviamente no, pero la misión es simple.
Buna çoklu görev deniyor.
Se le llama multitareas.
Görev iptal.
Aborten.
Tekrar ediyorum. Görev iptal.
Repito, aborten.
Buna rağmen bu görev için daha iyi birisini düşünemiyorum.
Y aún así, no creo que haya nadie mejor para la tarea.
Sonunda benim için uygun bir görev.
Al fin, mi clase de misión.
Takıma yardım etmemiz gerekirken Kendra'yla beni sonraki görev için hazırlıyordun ha?
Nos tienes a Kendra y a mí entrenando para la próxima misión, cuando deberíamos estar ahí afuera ayudándolos a ellos.
- Görev esnasında kazandığım için.
Ganancias mal adquiridas en el cumplimiento del deber.
- Yoksa İmtihan Kurulu'nda senin yerine o mu görev aldı?
- ¿ O te ganó un lugar en la Junta?
Vatani Görev, bunu istiyorlar.
Servicio militar, eso es lo que necesitan.
Hadi, Karl benim yerimde sen de görev yapmıştın.
Venga, Karl. Has ocupado mi puesto.
Geç kalanlara görev yok.
Si llegan tarde, no se les da una tarea.
Bay Zielinski seni istedi... daimi görev.
El Sr. Zielinski te solicitó permanentemente.
Uzay Görev Grubu'na bir hesaplayıcı lazım, derhal.
El Grupo de Trabajo Espacial necesita una computadora.
Amirinin adı Bay Al Harrison... kendisi Uzay Görev Grubu'nun Direktörü.
Tu supervisor es el Sr. Al Harrison director del Grupo de Trabajo Espacial.
UZAY GÖREV GRUBU
GRUPO DE TRABAJO ESPACIAL
Bu yüzden bu Uzay Görev Grubu'nun içi dışı bir olacak.
Así que este Grupo de Trabajo Espacial será lo que se anunció.
Uzay Görev Grubu.
Con el Grupo de Trabajo Espacial.
Batı Hesap Grubu'nda, 20'den fazla parlak zekalı zenci kadın görev yapıyor.
Hay 20 mujeres negras, muy inteligentes y capaces, en el Grupo Computador Oeste.
Geçici görev, evet.
Temporalmente, sí.
Sana başka bir görev bulmaya çalışalım.
Te buscaremos otra tarea.
Son aldığımız bilgilere göre, NASA Görev Kontrol... fırlatma ve kurtarma koordinatlarını son kez kontrol ediyor. Buna, güvenli bir fırlatma... ve kurtarma için gerekli "devam / terk" hesapları da dahil.
Nos informan que Control de Misión en la NASA realiza una última verificación de las coordenadas de lanzamiento incluidos los cálculos sí / no cruciales para el éxito del lanzamiento y la recuperación.
Ama hem görev... hem de ülkemiz için Albay Glenn'in güvenliği... her şeyden önce geliyor.
Pero digamos, sin reservas que la seguridad del coronel Glenn es prioritaria para la misión y para la nación.
Görev tehlikeye düşmüş durumda.
Representa un grave peligro para la misión.
Telefon aç, herkes görev başına.
Haz una llamada, toda la ayuda posible.
- Sana bir görev vereceğim.
Y tengo una misión para ti.
En değerli adamım görev yerini terk ediyor. Ne için?
Mi teniente más valioso ha abandonado su puesto.
- Bu görev Daisy'yle ilgili değil.
Esta misión no va sobre Daisy.
Görev başarısız oldu.
La misión ha fallado.
Güvenin bana hem kendiniz hem de bu görev için yapabileceğiniz en iyi şey 2046'da Dalgagüdücü'yü tamir edip kendi zamanlarınıza dönmek ve bunların gerçekleşmemesinden emin olmanızdır.
Créanme cuando les digo que lo mejor para esta misión y para Uds. es hacer las reparaciones a la Waverider aquí en 2046, después volver a su tiempo y asegurarnos que nada de esto llega a suceder.
- Görev falan demiştik hani?
¿ La misión y lo demás?
Bir görev vereceğim.
Tengo una misión.
- Görev konusunda.
- De la misión.
Görev alt üst oldu.
La misión se torció.
Bu görev için gönüllü olmanıza çok sevindim.
Agradezco que los dos se hayan presentado voluntarios para esta misión.
- Şu anda görev başındayım.
Estoy sobre el terreno.
Daha görev başına dönmeye hazır olmadığını biliyorum ama yardımın çok işe yarardı.
Sé que has dicho que no estás lista para volver, pero nos vendría muy bien tu ayuda.
- Görev tamamlanmıştır.
Misión cumplida.
görevli 39
görevi 115
görev tamamlandı 49
görevin 17
görevim 43
göreviniz 18
görevimiz 59
görev çağırıyor 20
görevdeyim 28
görev başına 19
görevi 115
görev tamamlandı 49
görevin 17
görevim 43
göreviniz 18
görevimiz 59
görev çağırıyor 20
görevdeyim 28
görev başına 19