Görevini yap translate Spanish
256 parallel translation
Lostromo, görevini yap.
Contramaestre, haga su deber.
Sana diyorum. Görevini yap!
Vamos. ¡ Haga su deber!
Diğer yarısı görevini yapıyordu.
Las otras hicieron lo que debían.
Üzgünüm, Chadwick, sen sadece görevini yapıyordun.
Lo siento, Chadwick, tú sólo cumples con tu deber.
Görevini yap.
Cumpla con su deber.
Hadi bakalım, görevini yap.
Ve. Haz tu papel.
Görevini yap, McPherson.
Cumpla con su deber, McPherson.
Bahse girerim Başkan da ara seçimden 7 ay sonra FBI'ın en uzun süre görev almış ikinci müdürünü sırf görevini yapıp, adamlarını Arabistan'a gönderdi diye görevden alınmasının hesabını soracak seçmenlere sahip olmadığınızı fark etmiştir. Peki harbiden bahse girmek ister misin?
Apuesto que se dió cuenta que los votantes no pueden preguntarse porqué el segundo directo del FBI con más tiempo de servicio fue despedido por enviar soldados a Arabia Saudita justo 7 meses antes de las elecciones.
Dedim hadi Gascon, görevini yap.
adelante.
Polis, görevini yapıyordu.
La policía estaba siendo minuciosa.
Posterlerim görevini yapıp, Moulin'i yok etti.
Mis carteles destruyeron el Moulin.
O da kendince görevini yapıyor.
ÈI cree hacer su deber.
Sadece görevini yap.
Cumple con tu deber.
Kaptanın görevini yapıp yapamadığı kararını Donanma subayları vermeli.
Yo digo que son los oficiales quienes deben juzgar el mando.
Pekala memur bey, görevini yap.
Bien, agente, cumpla con su deber.
Kesinlikle. Şimdi, oraya gidip görevini yap şerif!
Así es. ¡ Ahora, ve ahí y hazte cargo, Sheriff!
- Asker görevini yapıyor.
Bien, un soldado cumple con su deber.
Tanrı, kral ve ülken için görevini yap.
Cumple con Dios, el rey y tu patria.
Demokrasi. Görevini yap ve görevini yaparken de ilahi rehberliği talep et.
Hacer nuestro cometido y confiar en la providencia.
Görevini yap!
Coge este rifle y vete.
Sadece görevini yapıyor.
- ¿ Por qué? Cumplía con su obligación.
İster Yahudi ya da Müslüman olsun benim için önemli olan kişinin görevini yapıp yapmamasıydı. Her durumda o da diğer hepimiz kadar Fransız sayılırdı.
Judíos o Mahometanos, todo lo que me importa era que el hombre cumpliera con su deber, en cuyo caso, era tan francés como el resto de nosotros.
Görevini yapıyorsun.
Solo cumples con tu deber.
Şimdi görevini yap.
Ahora haga lo que tenga que hacer.
Şimdi git ve bir tümen komutanı olarak görevini yap, bir alay komutanı olarak değil.
Pues, yo quiero que usted cumpla los 29. Vaya y cumpla con sus obligaciones como comandante de división, y no de jefe de regimiento.
Görevini yap ve bu gözlem görevini şimdi bırak!
Como usted ya ha cumplido su deber, Váyase rápido del Puesto de Observación.
Görevini yap!
¿ A qué esperas? Al silbido.
Devriye görevini yapıyor olabilir. Bir şey arıyor olabilir.
Pudo estar haciendo sus rondas haber estado buscando algo.
Görevini yap. Bundan böyle senin Delta Tau Chi adın'Gelincik'.
Sargento, cumpla con su deber.
- Görevini yapıyorsun yani?
- ¿ Haces tu trabajo?
Sen görevini yap.
¡ Cumple con tu deber!
Khan... Kaptan Kirk sadece görevini yapıyordu.
Khan... el Capitán Kirk sólo estaba cumpliendo su deber.
- Son görevini yapıyor.
- Está dando la unción.
Sadece görevini yapıyor.
Solo está haciendo lo que debe hacer.
Görevini yap, adamım.
Haz tu trabajo, viejo.
Sadece görevini yapıyor.
Solo intenta cumplir con su deber.
İlk resmi görevini yapıyordu.
Estaba llevando a cabo su primera misión oficial :
Görevini yap sadece.
Haz lo que debas.
- Kardeşimiz görevini yapıyordu.
Sabías que ese hermano haría su trabajo.
Gel, görevini yap.
Vamos, haz tu acto.
- Hadi, görevini yap..
- Vamos, haz tu acto.
Cellat, görevini yap!
Verdugo, haz tu trabajo.
- O sadece görevini yapıyordu.
- Estaba haciendo su trabajo.
O da görevini yapıyor.
Y eso es lo que está haciendo.
Görevini yapıyordun.
Cumplías con tus obligaciones.
Anlayış gösterin, Dedektif Mackey görevini yapıyor.
Debe entender que el Detective Mackey hace su trabajo.
Emniyet çubuğu kesinlikle görevini yapıyor görünüyor.
Bien, juez Bishop. La palanca de seguridad parece en regla.
Üzgünüm, adam görevini yapıyor işte.
Lo siento. Sólo está cumpliendo con su deber.
Yap görevini, dönüşte foklar bile hayran hayran gelir peşinden.
Haz tu trabajo y volverás a casa seguido de sellos en admiración.
Foxhill, ev sahipliği görevini sen yap.
Foxhill, haga los honores.
Görevini yapıyordu.
Sólo hacía su trabajo.
yapıyorsun 36
yaptı 88
yaptın 100
yaptım 350
yapıyor 33
yapamam 3103
yaparım 315
yapacağım 517
yapmayacağım 170
yapacağız 90
yaptı 88
yaptın 100
yaptım 350
yapıyor 33
yapamam 3103
yaparım 315
yapacağım 517
yapmayacağım 170
yapacağız 90
yaparsın 77
yapmalıyım 51
yapma 5445
yapmış 19
yapamıyorum 389
yapmalısın 91
yapalım 156
yapıyorum 103
yapmadım 132
yapıyoruz 20
yapmalıyım 51
yapma 5445
yapmış 19
yapamıyorum 389
yapmalısın 91
yapalım 156
yapıyorum 103
yapmadım 132
yapıyoruz 20
yaptılar 29
yapma ya 98
yapmak istiyorum 29
yapmadın 55
yapamaz 108
yaptık 46
yapacak 54
yapacak bir şey yok 96
yapmak istemiyorum 51
yapın 121
yapma ya 98
yapmak istiyorum 29
yapmadın 55
yapamaz 108
yaptık 46
yapacak 54
yapacak bir şey yok 96
yapmak istemiyorum 51
yapın 121