Hareket ediyorlar translate Spanish
431 parallel translation
Kendi başlarına hareket ediyorlar.
Tienen vida propia.
Sadece o insanların kuralları var ve bunlara göre hareket ediyorlar. Tıpkı siz ve ben gibi.
Ellos tienen reglas por las que se rigen lo mismo que usted y yo.
Neden böyle hareket ediyorlar?
¿ Por qué se comportan así?
Çok zekice hareket ediyorlar.
Son muy listos.
Karanlık olduğunda hareket ediyorlar.
Se mueven cuando anochece. Los he visto.
Haklısın, hareket ediyorlar.
Tiene razón, se mueven.
Askeri kurallara göre hareket ediyorlar, Frank.
Proceden según las normas militares.
Saatlerin kadranlarının ilerleyişini de görmüyorsun ama hareket ediyorlar.
No se ve el movimiento de las agujas del reloj. Sin embargo, se mueven.
Sanki bir suçluymuşum gibi hareket ediyorlar.
Me tratan como a un delincuente.
Çok yavaş hareket ediyorlar.
Ve a buscarlas, vamos con retraso.
Çok sessizce hareket ediyorlar.
Se marchan muy silenciosamente.
Cooper'a niye inanıyorsunuz. O ve Spangler birlikte hareket ediyorlar.
¿ Por qué creen en la palabra de Cooper si ha trabajado con Spangler?
Doktor'un dediği gibi çok hızlı hareket ediyorlar.
Al igual que el doctor dijo - que se mueven rápido.
Şey, bunu ancak sigorta şirketi halledebilir... fakat sigorta şirketleri çok gizemli hareket ediyorlar - cin gibi, fakat hiç cömert değiller
Habrá un seguro, pero los caminos de las aseguradoras son inescrutables. Como Dios, claro, pero ni la mitad de generoso.
Hareket ediyorlar.
Se están moviendo.
- Zaman kalmadı, hareket ediyorlar.
- No tenemos tiempo, avanzan.
Çok rahat hareket ediyorlar.
Con una maniobra muy pausada.
Bize göre çok hızlı hareket ediyorlar.
Son demasiado rápidos para nosotros.
Hızlı hareket ediyorlar.
Se mueven rápido.
- Çok uzaklar ve hızlı hareket ediyorlar.
- Demasiado lejos y rápido.
Hareket ediyorlar, canlılar mı?
Se mueven. ¿ Están vivos?
Japonlar, Fransız Çinhindi'ni işgal etmek üzere güneye hareket ediyorlar.
Los japoneses ocupan la Indochina francesa.
Gitgide çok daha iş, otomasyon tehlikesiyle karşı karşıya kaldığından özelleşmiş sanayilerin çöküşünden sendikalar zaten işi olanların işini garantiye almak yönünde hareket ediyorlar.
En la medida en que un número creciente de empleos... es amenazado por la automatización... y la caída de las industrias especializadas... los sindicatos actúan para garantizar el empleo a los que ya lo tienen.
Talim yapan hareketli müfrezeler, süratle hareket ederek düşmana aman vermeyecekler. Gerçek koşullarda karşılaşabilecekleri şartlar altında çalışıyorlar. Yukarı ve aşağı giderek gerçeğe uygun bir şekilde hareket ediyorlar.
Un batallón de infantería motorizado se encuentra activo, una fuerza móvil asombrosamente ligera que no permitirá al enemigo un solo minuto de respiro y aprenden en las mismas condiciones que encontraran en el campo de batalla.
Bize karşı hareket ediyorlar ve bizi köleleştirmeye çalışıyorlardı.
Yo los odiaba, ellos estaban tratando de esclavizarnos,
Kocaman kütleler, dev savaş makineleri gibi karanlıkta hareket ediyorlar ve bir başka istila için manevra pozisyonu alıyorlar.
Grandes masas se mueven en la oscuridad como motores de guerra mientras toman posición para otra invasión.
Çok hızlı hareket ediyorlar.
¡ Se mueven muy rápido!
Kitaba göre hareket ediyorlar.
Están haciendo todo como en los libros.
Doğuya doğru hareket ediyorlar sanıyorum, Midway'in uzağına.
Se habrán desplazado hacia el este, alejándose de Midway.
Ama bombacılarının sayısına bakılırsa 3 üs gemisi ile hareket ediyorlar.
No estamos seguros. Pero por el tamaño de esa falange de bombarderos, tienen tres naves madres acercándose.
Sadece öfkesiyle hareket ediyorlar ve bu bilinçli ya da bilinçsiz olabiliyor.
Sólo los motiva la cólera de Nola, sea esa cólera... consciente o inconsciente.
Henüz ipler benim elimde ama, kendi başlarına hareket ediyorlar.
sujeto las cuerdas, pero... ... Ellos marchan solos.
Hareket ediyorlar.
Quieren que descendamos.
Sanki hareket ediyorlar.
Como si se movieran.
Birlikte uyumlu hareket ediyorlar, değil mi?
Se mueven bien juntos, ¿ no?
Ve dışarı çıkıyorlar, hareket ediyorlar ve altıncı patlayıcıya, bir Claymore mayınına tosluyorlar.
Están saliendo y corren a la carga seis. Mina de Claymore. Fin de la historia.
Hareket ediyorlar!
Se están moviendo.
Bakın. Hareket ediyorlar!
Mira, se mueven.
Beş oyuncu bir kişi olarak hareket ediyorlar.
Los cinco jugadores sobre la cancha son una unidad.
O yüzden ha bire hareket ediyorlar.
Por eso se mueven tanto.
Daha tedbirli hareket ediyorlar.
Sus métodos son muy discretos.
Birlikte hareket ediyorlar.
Operan juntos.
Hareket ediyorlar.
Se mueven.
- Yavaş mı hareket ediyorlar?
Muy interesante. ¿ y son muy lentos? Están muertos.
Aslında sana bağırmıyorlar, duygularıyla hareket ediyorlar.
No son realmente gritos contra ti, son gritos de desesperación.
Şu Flannery'ler, hepsi birer yılan. Gecenin karanlığında hareket ediyorlar. Ve herkesi de suçluyorlar.
Los Flannery son serpientes negras, se mueven en la oscuridad de la noche y siempre atacan a todos.
Bakın, Pleistosen alüvyonda çok rahat hareket ediyorlar.
Se mueven muy rápido gracias a los aluviales pleistocenos.
O, onların sadece Birlik Ordusu için çalışıyor gibi hareket ederek böylece iyi insanları öldürüp soyma şansını elde ediyorlar, derdi.
Simulan trabajar para la Unión para poder matar y robar a la gente.
Yani aslında hareket mi ediyorlar?
¿ Quieres decir que podrían estar moviéndose?
Anladım, Pastor Kardeşler Maria Sokağı'na hareket ediyorlar!
ya veo, los muchachos Pasztor se dirigen a la calle Maria!
Hareket ediyorlar ve sen de izliyorsun.
Y se mueve y los ves... ves sus pies.