Iki kız translate Spanish
5,373 parallel translation
Annelerimiz, Gene'in kardeşleri ve iki kız kardeşim biliyordu.
Nuestras madres sabían, y los hermanos de Gene, y mis dos hermanas sabían.
Oğlumu kaybettikten sonra iki kızım daha oldu.
Fui bendecido con dos niñas después de que perdí a mi hijo.
- Madison, iki kız kardeşin var, değil mi?
Madison, tienes dos hermanas, ¿ cierto?
Bugün sadece iki kızım yok, iki de damadım var.
Hoy no sólo tengo dos hijas sino también dos yernos.
Şu iki kız var ya kanka, otelde yanına gelecekler.
Como te decía, viejo, ¿ qué te parecieron las chicas? Pasarán por el hotel más tarde.
Evlilerle çıktım, kız arkadaşım bile oldu iki kız arkadaşım oldu.
He salido con casados. Tuve una novia. Dos novias.
Ağabeyimin iki kızı, kız kardeşimin oğlu var.
Tengo a dos de las hijas de mi hermano y al hijo de mi hermana.
"Güzeller güzeli iki kızım evde beni bekliyor, bu saçmalık" de.
Di, "tengo dos hijas preciosas esperándome en casa. Esto es una locura".
O iki kızın aslında kim olduklarını ve ilişkilerini göstermen gerekecek.
Bueno, vas a tener que mostrar a las dos chicas, quiénes son, su relación.
Siz iki kızımın bu dünyada mücadele ettiğini görmek beni derinden üzüyor.
Mi mejor momento fue ver a los dos crecer y luchar en este mundo.
En azından iki kızıma da kavuşma umuduyla dolu olurdum.
Entonces tendría la esperanza de volver a ver a mis dos chicas de nuevo.
Aynı yıl en az iki kız daha vardı.
Al menos otras dos chicas el mismo año.
Herşey bu iki kız ve haksız suçlamalardan ibaretti.
Todo lo que se necesitó fueron dos muchachas y falsas acusaciones.
Herşey bu iki kız ve onların haksız suçlamalarından ibaretti.
Todo lo que se necesitó fueron dos muchachas y falsas acusaciones.
Son iki yıldır ihmal etmeye tenezzül ettiğiniz diğer kızınızı da unutmayın, bayım.
No olvide a su otra hija, señor, la que habéis ignorado los dos últimos años.
Babamız iki bacağını da kırdı.
Papi se rompió dos piernas.
Böylece bir kızı cennete sokma görevini başaramayan iki meleğin, hatalarını düzeltmek için cehenneme gidişini konu alan bir hikâye gelişti.
Que se convirtió en la historia de dos ángeles que botch una misión para tomar un alma al cielo y tiene que ir al infierno para recuperarla.
İki kız kardeşim var.
Tengo dos hermanas.
Hayır, kısa süre soran iki günlük bir ziyaret için Londra'da olacağız.
No. Estaremos brevemente en Londres para una visita de dos días.
Geçen yıl iki silahlı çatışma... bir bıçaklı çatışma oldu, bir sahne yıkıldı... bir boğulma oldu ve Kızılderililer saldırdı.
El año pasado, dos tiroteos, navajazos, se hundió un escenario, hubo un ahogado y atacaron los indios.
Destek grubuna yeni bir kız geldi ve iki tane devasa...
En el grupo de apoyo llegó una chica nueva... Ella tiene un enorme par de...
İki kırmızı çizgi var mı?
¿ Hay dos líneas rojas?
Topeka'da lisedeyken hiç iki tane ponpon kız seni alıp tribünlerin altında sevişmeye götürdü mü?
¿ Cuando estabas en el instituto en Topeka, alguna vez dos animadoras te pidieron hacerlo con ellas bajo las gradas?
Artık... Artık iki iyi arkadaşız.
Ahora... solo somos buenos amigos.
İki seçeneğiniz var. Ya bunu burada hallederiz ve bir daha siz veya gangstercik arkadaşlarınızdan hiçbiri kızımın 100 metre yakınına yaklaşmaz. Ya da suç duyurusunda bulunurum.
Tenéis dos opciones... hacemos esto aquí teniendo claro que ni vosotros ni ninguno de vuestros asquerosos amigos se acerca a cien metros de mi hija, o... presentamos cargos.
İki kız çıkabilir.
Las dos chicas puede irse.
Sizlerle buluşmak istedim çünkü firmanızın son iki yıllık vergi denetimini yapmak istedim.
Quería juntarme con ustedes porque quiero hacer... una inspección fiscal... sobre los beneficios de su empresa en los últimos dos años. ¿ De acuerdo?
O yıkık dökük garajın yerine, oraya birkaç motel yapıp içine de iki üç tane kız yerleştirsek paraya para demeyiz.
Si convertimos esos garajes en unos pares de moteles... Y manejamos un servicio de chicas fuera de él, podría dar sus frutos.
Arabadaki eşyalara bakılırsa, iki yetişkinle bir genç kız. - Hava nasılmış?
A juzgar por las pertenencias en el auto, dos adultos y una niña.
Kayıtlarımızda, iki haftalık duruşmasının 16 saat aralıksız sorgusundaki itirafına dayandığını söylemeye çalıştı.
Posteriormente, fue juzgado y condenado en un registro de prueba de dos semanas Sobre la base de su propia confesión de que la policía obtuvo Después de unas 16 horas seguidas de interrogatorio.
Ama iki yıldızın aynı harf sınıfındaki tayf çizgileri belirsiz biçimlerde Cannon'ın ezberden tanımayı öğrendiği çeşitliliklerle farklılık gösterebiliyordu.
Pero las líneas espectrales de dos estrellas en la misma letra de clase podían diferir de manera sutil, diminutas variaciones que Cannon aprendió a reconocer de memoria.
Burada iki tane ateşli kız var, başlayalım.
Tienes a dos chicas buenas aquí, vamos.
Bloom Ailesi her iki davayı da yani, cinsel taciz davasını ve darp davasını geri çekmeye razı ancak karşılığında ona bir yıllık maaşının ödenmesini ve sizin de bunu imzalamanızı istiyorlar.
Los Bloom están dispuestos a retirar los cargos de acoso sexual y lesiones corporales en público si le pagamos a ella un año de salario y si usted acepta hacer esto.
Hak ettiklerini alıyorlar. Brice Catledge'ın kız kardeşi Caroline bir doktorla evli, bir psikanalistle, ve o da kadının ruh çağırma seansını yapmasında ısrar etti, iki şöhretli bilim insanının huzurunda.
La hermana de Brice, Caroline, está casada con un psicoanalista, que insiste en que esta mujer haga una sesión espiritista en presencia de dos renombrados científicos.
Karımla iki yıl önce yaptırdık ve ölene kadar buradayız.
Mi esposa y yo la liberamos hace dos años, y decía para siempre.
İki tane erkek ve iki tane de kız kardeşim var.
Tengo dos hermanos y dos hermanas.
Tek başıma iki tane kız çocuğu büyütüyorum.
Estoy criando a dos niñas por mí misma.
İki de kızıyla birlikte.
Junto con su esposa... y dos hijas.
Tabii ki, Archie Baxter kısmen tatlı su yılan balıkları tarafından yenerek öldü, ama iki hafta geçmeden Şef Olson Watt, amcanızın tespit ettiği şeyleri sevgili Santa Barbara'mızı sonsuza dek organize suçlardan temizleyecek olan federalleri davet etmek için kullandı.
Seguramente, Archie Baxter podría haber terminado siendo parcialmente comido por anguilas de agua dulce, pero no fue dos semanas despues que el jefe Watt Olson usó los descubrimientos de su tío como las bases para llamar a los federales quienes barrieron el crimen fuera de nuestra amada Santa Bárbara para bien.
Altı kız daha öldürdüler ve iki polis memurunu baban dahil.
Mataron a seis chicas más y dos oficiales, incluyendo su padre.
İki kızım var.
Tengo dos hijas.
İki genç kız ve aydınlatılamamış bir cinayet hakkında film yapmak istiyorlar.
Quieren hacer una película sobre dos adolescentes... - y un asesinato que no puede ser resuelto.
Amcanız Ted burada çünkü Teyze Penny, onun görüştüğü tek kişi, iki yüz yıldır falan, ve şimdi... sizi uyarıyorum ki, hepimiz yetişkinizmiş gibi konuşacağım, o tam bir amcık.
- Su tío Ted está aquí porque su tía Penny, a quien sólo vieron dos veces hace un siglo, y les advierto que les hablaré como adultos, es una chocha.
Amcanız tam bir çük olsa bile, geçen iki yılda hiç aramamış ya da herhangi bir şey yapmış olmasada, artık bir önemi yok... çünkü bebek kardeşim geri geldi.
Y aunque él ha sido un patán por casi no llamar en los últimos dos años, ya no importa... porque mi hermanito regresó.
Ama kız öldürüleli en az iki hafta olmuş.
Pero la chica fue asesinada hace dos semanas por lo menos.
İki kızı var.
Dos chicas.
İki aile evlilik için bir araya geldiğinde genç kız kahve hazırlar.
Cuando dos familias se reúnen arreglar un matrimonio, la joven les sirve café.
Çünkü hayatımız hep karmaşık oluyor. Aşk dediğin bazen iki insan arasında kaybolur.
Porque nuestras vidas son tan complejas que a menudo, el amor entre dos personas se pierde en ellas.
Küçüğü iki yaşında bir kız, Melanie.
la más joven, dos años, Melanie.
Kızın iki ayrı adamdan iki çocuğu daha varmış ama oğlum bundan rahatsız olmadığına göre ben de olmayacağım.
La chica tiene otros dos niños de otros dos tipos. pero esto no parece molestar a mi hijo, así que no voy a dejar que me moleste.
Kızımla iki yıldır konuşmuyoruz.
No he hablado con mi hija desde hace dos años.
kıza 18
kızım 866
kizzy 59
kızlar 1180
kız kardeş 33
kızı 63
kızgın 55
kızıl 90
kızarmış 18
kız mı erkek mi 23
kızım 866
kizzy 59
kızlar 1180
kız kardeş 33
kızı 63
kızgın 55
kızıl 90
kızarmış 18
kız mı erkek mi 23
kızın 46
kız kardeşim 118
kızkardeşim 29
kızınız 24
kızma 130
kızılderili 47
kızgınsın 35
kız arkadaşın var mı 49
kızgınım 46
kızım nerede 44
kız kardeşim 118
kızkardeşim 29
kızınız 24
kızma 130
kızılderili 47
kızgınsın 35
kız arkadaşın var mı 49
kızgınım 46
kızım nerede 44
kız kardeşi 30
kızdın mı 66
kızgın değilim 76
kızıl saçlı 27
kız kardeşin 28
kız kim 43
kızdım 17
kızgın mısın 51
kızarmış tavuk 16
kız arkadaşın mı 34
kızdın mı 66
kızgın değilim 76
kızıl saçlı 27
kız kardeşin 28
kız kim 43
kızdım 17
kızgın mısın 51
kızarmış tavuk 16
kız arkadaşın mı 34