Iri yarı translate Spanish
477 parallel translation
Church'ü izleyen, kalın gözlüklü, iri yarı bir adamınız yok, öyle mi? - Yok.
¿ No había un tipo fornido de gafas gruesas vigilando a Church?
Lennie'i nişanlamıştı demiştim ya sana, iri yarılardan nefret eder.
Apuntaba a Lennie. Te lo dije. Odia a los tipos grandes.
Uzun boylu, kıvırcık saçlı ve esmer biriyle dans ettiğimi sonra çilli ve kısa boylu biriyle ve kulağıma şarkı söyleyen iri yarı ve sarışın biriyle dans ettiğimi hatırlıyorum.
Recuerdo que bailé con un chico alto, oscuro... con el pelo rizado... y con uno bajito con pecas... y con un rubio muy gordo que me cantaba al oído.
Sekizinci sınıfa bile gelemeyen iri yarı sersemin tekiyle.
Un tremendo patán que nunca llegó a la secundaria.
Yakında bücür ve şişko olmaktan kurtulup iri yarı, uzun ve bir öküz kadar güçlü olacaksın.
Pronto, en lugar de ser bajo y regordete... serás grande y alto. Y fuerte como un buey.
Ama senin de gözünde iri yarı, kıllı birşey canlanmıyor mu?
- Pero el nombre de Kumataro te hace... pensar en pecho peludo. ¿ No crees?
Beni ufak tefek çirkin birisiyle evlendirmek istediğini ama benim iri yarı ve yakışıklı olanı seçtiğimi anlattım.
Quiere casarme con uno feo y pequeño. Yo quiero al alto y guapo.
Onlar iri yarı, kıllı ve çirkin.
Son grandes, peludos y feos. - Old Memory va tercero.
Küçük Dunleavy, iri yarı mı?
El pequeño Dunleavy, ¿ es grande?
Antonsson iri yarı bir adam, ama fiziksel gücü Bay Vogler'in ruhani gücü yanında bir hiçtir.
Antonsson es un hombre duro... pero sus poderes físicos no son nada comparados... con la fuerza espiritual del Dr. Vogler.
Şeyy, nasıl tarif etsem, uzun boylu, iri yarı bir adamdı...
Bueno, era un hombre alto ¿ ¡ De aspecto rudo! ?
O Morakkolular iri yarı yuvarlak yüzlüydüler.. ... ve oturdukları yerden kadınlara sırıtıyorlardı
Eran marroquíes, con rostros redondos estaban de pie y sonreía a las mujeres.
Hep böyle iri yarıydı... Hep...
Siempre ha sido grandote...
O zaman da iri yarıydı. Ve annesini öldürdü.
Ya era grande, entonces, y mató a su madre.
Ve kocaman iri yarı şu şişman adam vardı ve o da onu yemek istedi. - Ne?
Y había un hombre grande y gordo que quería comérselo a él.
Bana, bir locada ayakta duran ve gözlerini benden ayırmayan iri yarı, İspanyol bir adamı gösterdi.
Janine, la pobre Janine... me mostró a un hombre en un balcón... que devoraba con los ojos cada uno de mis movimientos. Era español, pero actuaba como si fuera francés.
Dışarda bir tuzakçı var, iri yarı... kocaman siyah sakalı var, seni görmek istiyor.
Hay un trampero afuera una bestia enorme, con una gran barba negra, dice que quiere verte a ti
Burada, iri yarı, güçlü, lider bir adam gördünüz mü?
¿ Han visto a un hombre muy grande, muy fuerte... un líder?
Burada bir tek iri yarı adam tanıyorum.
Un gran tío así de fuerte, aquí lo tiene. Soy yo.
Tepeden tırnağa silahlı, iri yarı bir adama.
Un hombre grande, fuertemente armado...
Hayli iri yarı.
Y es un grandote.
Yani Tyler gibi iri yarı, atletik bir çocuk.
Digo, un tipo grande y atlético como Tyler,
Kamçılayıp, yumruklayan iri yarı bir adamsın.
You're a lashing, smashing hunk of man ;
Anne, hep iri yarıları seçiyorsun.
Madre, ha elegido unos muy grandes.
iri yarı bir adam mı?
¿ Es grande?
Babam iri yarı bir Araptı.
Mi padre era un moro muy fuerte.
İri yarı hödüğün tekidir ama hiç gözünü bile kırpmadan here türlü tehlikeye balıklama dalar. - Bu işi becerebilir, ha?
- Puede hacer eso, ¿ eh?
İri yarı yara bozulur.
Odia a los grandotes.
İri yarı, güçlü bir adamdı.
Era un hombre robusto.
- Umarım yarın iri bir şey tutarsın. - Sağ ol.
Espero que mañana pesques uno de 5 kilos.
İri yarı, oynak Madam Michelet.
Madame Michelet, grande y gelatinosa.
İri yarı beyefendi!
¡ El caballero corpulento!
İri yarı olduğum için.
Ése es mi apodo.
İri yarı bir kız var.
Hay una joven muy fornida.
İri yarı bir adam gördük. Onu ön kapıdan çıkarken gördük.
Hemos visto a un hombre grande que se ha ido por esa puerta.
İri yarı bir adam olmuşsun Sam.
¡ Qué mayor estás!
İri yarı, uzun, sigara içmez.
¿ Un tipo alto que no fumaba?
Yalnızca yarım milyon tane iri adam var New York'ta.
De los que sólo hay como medio millón en Nueva York.
İri yarı olduğun mesela.
Eres alto.
İri yarı biri, bir Amerikalı.
Grande, un americano.
İri yarıydı, çok gürültü yapardı.
era alto y fuerte.
Onu iri yarı sanıyordum.
Pensé que era uno alto y gordo.
Kız dedi ki, "İri yarı, kuvvetli bir erkeğin sahip olması" gerektiği parmak sayısı kadar. "
Y ella dijo "ese es justo el número de dedos... " que un hombre grande y fuerte debe tener ".
İri yarı ve sağIıklı.
Grande y sano.
İri yarı, boğa gibi kuvvetli.
Es un tipo muy robusto, fuerte como un toro.
İri yarı bir adam.
Es un hombre grande.
İri yarı Koreli bir beyefendiyi.
Un coreano muy grande.
İri yarı olanı şarap alması için mahzene gönderdim şef ise dışarıda, kamyonda.
Ah, mandé al grandullón a por vino a la bodega... y el chef está fuera en el camión.
İri yarı.
Grandes.
İri yarı uzun bir adamdı, bir de kadın vardı.
El era un hombre alto.
İri yarı üç zenci. Çıplaklar, sokakta çırılçıplak dolaşıyorlar.
Tres hombres negros y grandes, completamente desnudos ahí en la calle.
yarı 43
yarın 1367
yarısı 37
yarım 17
yarın görüşürüz 752
yarına 24
yarışalım 16
yarın ararım 21
yarın gel 39
yarın akşam 77
yarın 1367
yarısı 37
yarım 17
yarın görüşürüz 752
yarına 24
yarışalım 16
yarın ararım 21
yarın gel 39
yarın akşam 77
yarın sabah 8 21
yarın konuşuruz 62
yarın öğleden sonra 16
yarın görüşmek üzere 36
yarına kadar 33
yarın sabah görüşürüz 30
yarın sabah 190
yarın gidiyorum 39
yarın pazar 33
yarın gece 101
yarın konuşuruz 62
yarın öğleden sonra 16
yarın görüşmek üzere 36
yarına kadar 33
yarın sabah görüşürüz 30
yarın sabah 190
yarın gidiyorum 39
yarın pazar 33
yarın gece 101