English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Spanish / [ Y ] / Yarın olmaz

Yarın olmaz translate Spanish

462 parallel translation
- Yarın olmaz...
- Mañana tengo...
- Yarın olmaz.
- Mañana no.
Yarın olmaz. İki hafta içinde başlamak istiyoruz.
Quizás mañana no pueda ser, pero podrían comenzar dentro de dos semanas.
- Yarın olmaz. Şimdi!
- ¡ Mañana no, ahora!
Hayır yarın olmaz.. Olmaz..
No puedo mañana... no puedo.
Yarın olmaz.
- Mañana no puedo.
Hayır! Sen değil, yarın olmaz, ama şimdi olabilir!
Tú no, ni mañana, sino yo, ahora mismo.
Yarın olmaz, şimdi.
Mañana no, ahora.
- Öyleyse yarın gece olmaz.
- Entonces mañana no servirá.
Yarın geceye kadar beklesen daha iyi olmaz mı?
¿ No sería mejor esperar hasta mañana?
Artık, yarın gazetede bir şey olmaz.
Y no habrá nada en el diario de mañana.
Hem, baban söylediğinin yarısı kadar bile zengin olsa... kızgın bir çocuğun uydurduğu bir hikâye uğruna... iki haftalık bereketli bir avı riske etmek hiç doğru olmaz.
E incluso si tu papá fuera lo mitad de lo que dices no sería correcto arriesgar dos semanas de buena pesca por una historia contada por un niño enojado.
Ama buraya gelip yalvardığını görmenin yarısı kadar bile eğlenceli olmaz ki.
No sería tan divertido para mí como verte venir hasta aquí y rogar.
Yarın sabah uyar mı? Düello olmaz!
No pensará batirse, es una locura.
Çözüm olmaz, liderleri Alex Sebastian'ı bile ele geçirsek yarın yabancı birisi gelir ve iş aynen devam eder.
De nada serviría. Ni deteniendo al jefe, A. Sebastian. Le sustituiría otro del partido y continuarían con su trabajo.
Yarım Yüksek patlamanın bir kaza olduğu konusunda tatmin olmaz.
No estamos seguros de que la explosión en Media Altura fuera accidental.
Yarın, belki gücüm olmaz, eminim.
Quizá mañana seré menos fuerte, seguro.
- Olmaz. - Yarı hakkını?
Un interés de 50 % % contra tu dólar.
Yarın olsa olmaz mıydı?
Ordenes de Dunson.
Bu durumda yarın, hatta bugün ayrılsak daha iyi olmaz mı?
¿ No sería mejor que tal como está todo nos separemos mañana o esta noche?
- Yarın sabah gelin. Daha önce olmaz.
Venga mañana por la mañana, y se lo tendré todo preparado.
Pek çok serseri, yarım milyon için varını yoğunu tehlikeye atarken külçe halindeki altının, bir yöntemle yurtdışına kaçırılmadıkça hiçbir işe yaramayacağının farkında olmaz.
Muchos bribones lo hubieran arriesgado todo por medio millón, sin darse cuenta que el oro, en lingotes, es inservible sin un método de contrabando hacia el extranjero.
Yarın stüdyoya damlar Çok erken yada çok geç olmaz
Vaya al estudio mañana. No muy temprano y no muy tarde.
Askerin hayatı belli olmaz. Bugün burada, yarın yolda.
Nadie sabe qué hará la Infantería de Marina.
Yarın gece evlenebilsek harika olmaz mıydı?
¿ No sería maravilloso si pudiéramos casarnos mañana por la noche?
Şimdi yatıp uyusak ve bunu yarın düşünsek olmaz mı?
¿ Por qué no dejamos esto para mañana?
Bir sonraki yarışta 500 dolara 10.000 dolar verecek ama 500 dolar koymalısın. Daha az olmaz.
$ 500 te reportarán $ 10.000 pero la apuesta mínima es de $ 500.
Yarın bağlantı kurmadan önce bir sersemin üstüne düşmesi hiç iyi olmaz.
No servirá de nada que algún tonto se tropiece antes de transmitir mañana.
Şu meseleyi yarın konuşsanız olmaz mı?
¿ No podéis discutirlo mañana?
Bugün var, yarın yok pilotlardan biri olmaz.
No uno de estos pilotos - que están aquí hoy y... mañana se han ido.
Gece yarısından sonra metro duraklarının şakası olmaz.
Además las estaciones de metro después de medianoche son peligrosas.
Bu gece olmaz. Yarın sabah 10'da mahkeme sorgusu var.
Le leerán los cargos en el juzgado mañana a las 10 dela mañana.
Belki de yarın hiç olmaz.
Mañana quizá no llegue.
Bu nedenle özel olmaz mı? Yarın beni çağıracaklar ve elime bir kâğıt tutuşturacaklar.
Mañana dirán mi nombre y me darán un papel.
- Hayır, olmaz, yarın gece. - Lütfen.
No, mañana a la noche.
Bu gece olmaz. Aramaya yarın başlarsın.
No esta noche, mañana podrá empezar su recorrido.
Yarın da olmaz.
Y mañana tampoco.
Yarın sabah görüşmemizin hiçbir zararı olmaz.
Es más que suficiente. Mañana lo solucionaremos todo.
Belki yarın olmaz ama yakında.
Tal vez no sea mañana, pero pronto.
- Hayır bu gece olmaz, belki yarın.
Tal vez mañana.
- Yarın öderim. - Olmaz, şimdi kaybettin.
- No, me los das ahora, porque los tienes.
Yarın gitseniz olmaz mı?
¿ No podrían ir mañana?
Gelebilirim, ama... Yarın sabah olmaz mı? Erkenden gelebilirim.
Sí, claro que sí, pero... perdone, se puede hacer mañana por la mañana Muy temprano, si quiere.
Yarın sabahtan daha geç olmaz, Üzgünüm. Anladın mı?
Lo lamento, ¿ entiende?
Zıplayan bir Arap gibi ortalıkta dolaşabilirsin içerideki her şeye kılıç sallayan, dünyanın yarısında yara izi bırakan... -... ama aynı şeyi başkasının yapmasına sıra gelince? Hayır, olmaz!
Tú puedes andar eufórica... hiriendo y despedazando a medio mundo, pero si otro quiere hacerlo... ¡ Oh, No!
Belki bu gece olmaz ama, yarın senin için geleceğim.
Bien, tal vez por esta noche. Mañana vendré a buscarte.
Yarın gitsen olmaz mı?
¿ Por qué no te vas mañana?
İkinci grup içinde yarışmış olan bu genç adamın bu kadar arkadan başlamış olmasına rağmen çıkarttığı iyi yarıştan bahsetmemek olmaz.
Hablamos de un joven que está en el segundo grupo... debido a una sorprendente actuación en las preliminares.
Bu gece olmaz... Ama yarın gece, uslu durursan gösteriden sonra akşam yemeği ve bakalım sonra neler olacak?
No esta noche, pero mañana después del show, tendremos una cena y veremos adonde termina...
Hayır, yarın da olmaz.
No, mañana tampoco.
Şimdi olmaz, yarın.
No ahora, mañana.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]