Iyi öyleyse translate Spanish
1,318 parallel translation
Hayır, o görüşünü dile getirdi. Öyleyse Macon, eğer daha iyi fikirlerin varsa, eminim onları duymaktan hoşlanacağım.
No, él tiene derecho a opinar así que Macon, si tienes una idea mejor, me encantaría escucharla.
Öyleyse, belki, sizin için... evrensel dili konuşursam çok daha iyi olur.
Entonces tal vez usted sea muy afortunado de que yo hable el idioma universal.
Öyleyse onu evde hazır bekliyor olsak iyi olur.
Pues más vale que estemos ahí esperándole.
- İyi öyleyse sırf hayatını mahvettin diye bize de acı çektirmeye devam et.
- No, no la tuve - Bueno, entonces porque el resto tenemos que sufrir que tu te jodieras la vida?
Öyleyse beni şimdi iyi dinle bebek.
Bueno, déjame decirte algo, bebé.
Öyleyse beni iyi dinle.
¡ Bueno, déjame decirte algo, Mr.
İyi öyleyse.
Muy bien.
Öyleyse sana iyi şanslar evlat.
Buena suerte, Sonny.
İyi öyleyse, yarın daha iyi olacak.
Entonces estarás mejor mañana.
İyi öyleyse. Atla arabaya.
Okey, entonces, sube al auto.
İyi, işe koyulayım öyleyse.
No. Habla tres idiomas y lleva un diafragma.
- İyi öyleyse. Böyle daha iyi değil mi?
¿ No es mejor así?
Öyleyse uzun bir ömür yaşa ve kendine iyi bak.
Entonces vive mucho tiempo y ocupate de ti.
İyi öyleyse, gideceğim.
¡ Responde a la pregunta!
Sen birlikte çalşıtığım en iyi ikinci kaptansın ve seni bir arkadaş olarak görüyorum, öyleyse herhangi bir belirsizlik yok.
Eres el mejor primer oficial con el que he convivido... y te considero un amigo, así que no hay ambigüedad.
Öyleyse iyi şanslar.
Buena suerte con eso.
- Sakin ol. Giysi getirdim. - İyi öyleyse onları giy.
Cálmate, traje ropa.
İyi. Öyleyse rahat ol, yiyeceklerimize dokun.
Bueno... y adelante, toca toda nuestra comida.
Öyleyse iyi oynadığını düşünüyorsun.
¿ Así que crees que juegas bien?
Öyleyse, nasıl oluyor da Ben'i affedebiliyorsun ama sözde en iyi arkadaşını affedemiyorsun?
¿ Y cómo es que pudiste perdonarlo a él... pero no a tu supuesta mejor amiga?
İyi haber öyleyse.
Pues te tengo una buena noticia.
İyi, öyleyse yap.
Bien, pues hazlo.
İyi, işe koyulayım öyleyse.
Claro. Me pondré a ello, entonces.
- Peki, öyleyse onu ne kadar çabuk geri getirirsek daha iyi.
Bueno, entonces cuanto más pronto la traigamos de vuelta, mejor.
Öyleyse doktora görünsen iyi olur.
Me los cambié antes de la cena.
Öyleyse daha iyi bir zamanda gelirim.
Pues volveré en otro momento mejor.
Öyleyse biri bunu halkın önünde yalanlasa iyi eder. Çünkü dünya bunu ancak bir şekilde okuyacak.
Luego alguien lo va desmentir públicamente porque hay una sola forma de que el mundo lea esto
Öyleyse sana çatmak yerine sadece burada neler olup bittiğini söyleyeceğim ve sen de bize burada en iyi nasıl yardım edebileceğini söyleyeceksin.
En vez de montarte en tu culo Solo le diré lo que esta pasando aquí Y figúrese que la mejor manera de ayudar es no metiéndose en esto
Ön kapıdan girerim. İyi öyleyse.
Entraré por la puerta principal.
Öyleyse ondan ayrılman iyi olmuş değil mi?
Bien, es bueno que hayas dejado de salir con ella, ¿ está bien?
İyi öyleyse!
Estarás bien entonces.
İyi öyleyse, şey, toparlan.
Bueno, a ver si te organizas.
Öyleyse, iyi geceler zamanı.
Muy bien, entonces es buenas noches.
- Evet, öyleyse, bu iyi.
Todo está en regla.
Tamam. Öyleyse iyi geceler.
- Buenas noches, entonces.
İyi öyleyse, şu penisin bir fotoğrafını çeksene.
Entonces fotografía esta porquería.
Öyleyse, iyi geceler, baba.
Entonces, buenas noches, papá.
İyi geceler, öyleyse.
Buenas noches.
Öyleyse sen, sen iyi misin.... aa, gerçekten?
¿ Estás bien, en serio?
Tamam, öyleyse, iyi geceler.
Bien, buenas noches.
Çünkü narin bir aşka sahip olduğunda bilirsin ya, gözetirsin öyleyse, olanların farkında olsan iyi edersin
- ¿ De acuerdo? - Por supuesto.
- Öyleyse bu şeyi çok iyi kullandığımı da bilirsin.
- Sabrá que soy muy buena con esto.
İyi, öyleyse Andrea'nın neden bir tavşan seçtiğini biliyoruz.
Entonces sabemos por qué Andrea eligió un conejo.
Öyleyse neden iyi bir şeyi bozasın?
¿ Por qué echarlo a perder?
Tamam öyleyse diğerine geç, diğeri daha iyi.
Bueno, regresa a la otra. La otra es mejor.
- İyi öyleyse.
- Bueno.
Öyleyse, bu Koruyucu Merkez Doktoru göndermek için iyi mi?
¿ Y el protectorado central es un buen lugar para enviar al doctor?
Öyleyse onu iyi tanıyor olmalı.
Entonces lo debe conocer bien.
Öyleyse iyi bir fikir olduğunu mu düşünüyorsun?
¿ Entonces crees que es una buena idea?
- İyi öyleyse.
Bien.
Öyleyse işlerini iyi yapıyorlar. Çünkü ben mutluyum.
Bueno, entonces están haciendo su trabajo... por que estoy feliz.
öyleyse 1938
öyleyse sorun yok 16
öyleyse neden 38
öyleyse ne 59
öyleyse ne olmuş 16
öyleyse anlaştık 24
öyleyse sorun ne 20
öyleyse yap 21
öyleyse gidelim 26
öyleyse kim 21
öyleyse sorun yok 16
öyleyse neden 38
öyleyse ne 59
öyleyse ne olmuş 16
öyleyse anlaştık 24
öyleyse sorun ne 20
öyleyse yap 21
öyleyse gidelim 26
öyleyse kim 21
iyi o zaman 177
iyi olur 440
iyi ol 29
iyi olurdu 44
iyi olacak 228
iyi oldu 55
iyi o halde 26
iyi olacaksın 355
iyi olmuş 38
iyi oyundu 40
iyi olur 440
iyi ol 29
iyi olurdu 44
iyi olacak 228
iyi oldu 55
iyi o halde 26
iyi olacaksın 355
iyi olmuş 38
iyi oyundu 40