Öyleyse ne translate Spanish
3,494 parallel translation
Öyleyse ne diye aynı ödüle konmuyoruz ki?
¿ Entonces por qué no recibimos la misma recompensa?
Öyleyse ne istiyorsun?
¿ Qué quieres entonces?
Peki, öyleyse ne yapıyor -
- ¿ Entonces qué estabas...?
Öyleyse ne sizin ne de Sylvia'nın korkacak bir şeyiniz yok.
Entonces, ni tú, ni Sylvia necesitan tener miedo.
Kullanmak istediğini biliyorsun. Öyleyse ne duruyorsun?
Bueno, sé que quieres conducirlo, así que condúcelo.
- Öyleyse ne yapmamı istersiniz?
¿ Entonces qué quieres que haga?
Öyleyse ne, dairesinde bazıları Shaw'dan gelen bir sürü çalıntı eşya mı buldunuz, bu mudur?
¿ Entonces qué? ¿ Encontrasteis un montón de bienes robados en su piso, y algunos provenían de Shaw? ¿ Es eso?
Öyleyse ne, geri zekâlı mısın?
Entonces, ¿ es una idiota?
Peki, öyleyse ne oldu?
Bueno, entonces, ¿ qué pasó?
Öyleyse ne yapacağız?
¿ Qué piensas?
Öyleyse ne olmuş, ne olmuş yani?
¿ Y qué si estaba? ¿ Cuál es el problema?
Öyleyse ne zaman ateş edeceğinizi söyleyeceğim.
Le diré cuando disparar.
Öyleyse ne işe yararsın?
- ¿ De qué me sirves entonces?
Öyleyse ne duruyorsun?
¿ Entonces a qué estás esperando?
Ne öyleyse?
¿ Entonces qué?
Öyleyse burada ne arıyorsun?
Entonces, ¿ qué haces aquí?
Oyleyse ne oldugunu biliyorsun?
¿ Entonces sabes lo que pasa?
- Tamam. Öyleyse gelmem için en uygun gün ne zaman?
Bueno, ¿ cuándo sería un buen momento para que me...?
Madem ki herkes evde aptalca şeyler giyerek dolaşmak istiyor öyleyse bak ben de ne yapacağım, Schmidt.
Todo el mundo quiere andar por casa llevando cosas estúpidas, así que adivina qué voy a hacer, Schmidt.
Öyleyse cinayet mahallimiz ne oluyor? 2. dairesi mi?
Entonces, nuestra escena de asesinato, ¿ su segundo departamento?
Eğer öyleyse, cephanelerinde daha başka ölümcül ne tür silahlara sahip olabilirler?
Y si es así, ¿ qué otras armas incluso más poderosas pueden haber tenido en su arsenal?
Öyleyse hepsini içeri sallayıp ne olacak görelim.
hay que ponerlos todos a ver qué pasa.
Peki öyleyse şimdi ne diyoruz yani babamız evlere giren bir hırsız mı?
Vale ¿ Ahora que? ¿ Nuestro padre es un ladrón?
Öyleyse, bu dikkat çekici tasarımların anlamı ne olabilir?
¨ Qu significar n estos notables dise ¤ os?
Zaten uçsuz bucaksız servetleri var. Öyleyse, son hamleleri ne?
La lite de banqueros centrales que enga ¤ aron al mundo para dejarlos crear dinero, ya tienen vastas fortunas.
Bu beyin burada ne arıyor öyleyse?
¿ Qué hace este cerebro aquí?
Öyleyse ne?
Entonces, ¿ que?
Fikrini değiştirmene ne sebep oldu öyleyse?
¿ Qué es lo que ha hecho que cambies de forma de pensar?
Öyleyse Jimmy'nin içmesinin hayatlarınızı ne şekilde etkilediğini onunla paylaşarak başlayalım.
Así que vamos a empezar a compartir con Jimmy cómo ha afectado a sus vidas su consumo de alcohol.
Öyleyse soru, 20 senelik kurumuş kan bugünkü kurbanın üzerinde ne arıyor?
Entonces la pregunta es, ¿ por qué tenemos sangre seca de hace 20 años en la víctima de hoy?
Öyleyse, ne dersin?
¿ Qué me dices- -?
- Ne istiyorsun öyleyse?
¿ Entonces qué quieres? Quiero dinero.
Öyleyse burada ne işin var?
¿ Entonces qué estás haciendo aquí?
Öyleyse Marisa'yla neden tartışıyordun? - Ne?
¿ De qué estaban discutiendo Marisa y tú?
Öyleyse, peşinde olduğumuz adamlar ne çalacaktı?
¿ Y que van a robar los tipos que perseguimos?
Öyleyse, hayatının amacı ne?
Entonces, ¿ cuál es tu meta?
Öyleyse karısı bodrumda ne duyuyor?
¿ Entonces qué es lo que escuchaba su esposa en el sótano, eh?
Öyleyse, eski karın acı çekerken sen ne yaptın?
Entonces, ¿ tú que hacías mientras tu ex-esposa sufría?
Öyleyse sorun ne?
¿ Qué es lo que sucede?
Peki Yaşlı Orlick'i ne kadar zengin edeceksin öyleyse?
¿ Cuán rico hará usted a Orlick?
Ne zaman bozuldu öyleyse?
¿ Entonces cuándo?
Öyleyse benim ne harika birisi olduğumu farkettiğine göre, işinin başına dön.
vuelve a trabajar.
Öyleyse "Mang" ( yok olmak ) ne demek oluyor?
Entonces... Entonces ese carácter Mang ( perecer )?
Öyleyse çıkmayı garantilemek için ne yapabilirim?
.
Şey, öyleyse... Ne hakkında konuşuyorsunuz?
Entonces... ¿ De qué hablan?
Öyleyse şuna ne dersin?
Así que, ¿ qué tal esto?
NE ISTIYORSUN OYLEYSE?
¿ No? ¿ Entonces qué?
Öyleyse, çocuğunu kaybetmenin nasıl bir şey olduğunu hiç bilemeyeceksin. Ona ne olduğunu bilememenin.
Entonces nunca entenderá lo que es perder un hijo, no saber qué pasó.
Öyleyse Beth, girdabıma kaçınılmaz olarak dahil olmak için ne önereceksin?
Así que, por el amor de Dios, no me preguntes. Ahora, Beth. ¿ Cómo sugieres que imagine de nuevo mi vórtice de forma que te incluya indispensablemente?
Azizlerle, kendini insanlara adadığı herkesçe bilinen insanlar ne öyleyse?
¿ Y qué hay de los santos y la gente generosa famosa?
Ne yapacağız öyleyse?
Entonces, ¿ qué vamos a hacer?
öyleyse neden 38
öyleyse ne olmuş 16
ne yapıyorsun 7063
ne yapiyorsun 66
nerdesin 184
neden 17190
neyi var 56
neon 28
new york times 63
nero 36
öyleyse ne olmuş 16
ne yapıyorsun 7063
ne yapiyorsun 66
nerdesin 184
neden 17190
neyi var 56
neon 28
new york times 63
nero 36
nebraska 74
nepal 33
newt 42
newman 169
nellie 86
newsweek 23
neşter 48
nerede yaşıyorsun 103
nelly 65
new york city 26
nepal 33
newt 42
newman 169
nellie 86
newsweek 23
neşter 48
nerede yaşıyorsun 103
nelly 65
new york city 26