Öyleyse translate Spanish
43,749 parallel translation
Bizim için ne diyeceksin öyleyse, daha yeni bulabildik?
¿ Qué dice eso de nosotros que es ahora que lo encontramos?
Herkesin kendi "ya öyleyse" koşullu programlaması vardır. Belli koşulların bir araya gelmesiyle yazılım bombasının patladığı bir durum.
Todos tienen su propio programa de respaldo, si cierta situación llega a ocurrir, una bomba lógica estalla.
Bu Ray'in mi "ya öyleyse" anı yoksa benim mi?
¿ Esa situación ocurrió para Ray, o para mí?
Üç eyaletteki en iyi hindi sandviçine elveda diyeyim öyleyse.
Adiós al mejor sándwich de pavo en los tres estados.
Ya gerçekten de öyleyse?
¿ Y si fue algo literal?
Eğer öyleyse sıkıntı yok.
Está bien si es así.
Öyleyse bunu yazıyorum, çünkü fazla bir şey bilmiyorum, ama bu hikayenin kahramanı olduğumu biliyorum.
¿ quién puede culparlos? Empecé a escribir esto, porque no sabía mucho, pero sí sabía que era el héroe de esta historia.
- Hayır. - Öyleyse durum ciddi.
- Es un gran problema si lo hacías.
Mutlu yıllar öyleyse.
Feliz cumpleaños, entonces.
Tamam öyleyse fazla zamanımız yok.
No tenemos mucho tiempo.
Doğru, eğer öyleyse gemisi her yerde olabilir.
Cierto, pero si ese fuera el caso, su barco podría estar en cualquier parte.
Bu da çetede beşinci kişi teorisini destekliyor ve eğer öyleyse Neil hâlâ tehlikede olabilir.
¿ Sabes qué? Eso sustenta la teoría del quinto miembro de la banda y, si ese es el caso, eso significa que Neil podría estar en peligro.
Eğer öyleyse Affleck-Garner evine gitmek istiyorum.
Porque si es así, quiero ver la casa de Ben Affleck y Jennifer Garner.
Öyleyse söyle Wynonna... Bunu hissediyor musun?
Dime, Wynonna.
Devam et öyleyse.
Pues adelante. Dispárame.
Öyleyse bir anlaşmaya varabiliriz.
Sí, si lo es tal vez podamos hacer un trato.
Öyleyse şömineye at.
Es si lo pones en la chimenea.
Öyleyse bir başkasıyla yeniden deneyecek.
Bueno, si ese es el caso, volverá a intentarlo pronto con otro.
I size yetişmeye seviyorum olduğu kadar, dinle, I bir seri katil kaçan devam etmek zorunda, Yapabildin eğer öyleyse.
Escucha, por mucho que me guste ponerme al día contigo, tengo que continuar escapando de una asesina en serie, así que si pudieras...
Öyleyse CIA neden hedefini vuramayan bir atıcıyla vakit harcasın ki? Bilmiyorum, bilmiyorum.
Entonces, ¿ por qué la CIA se quedaría con el tirador que fallaría al blanco?
Öyleyse, oraya gitsen iyi olur.
Bien, será mejor que vayas.
Öyleyse evliliği bilirsin.
Entonces sabes lo que es. El matrimonio.
- Eğer yalan söyleyeceksen, Jake, öyleyse konuşmana hiç izin vermeyeceğim!
- ¡ Si me vas a mentir, Jake entonces no te voy a dejar hablar para nada!
- Öyleyse öp onu.
- Entonces bésala.
Görüşürüz öyleyse.
Bueno... nos vemos.
- Tamam... sorun yok öyleyse, değil mi?
- Bueno está bien entonces, ¿ o no?
Öyleyse git ve lanet cinayeti çöz.
Bien, ve a resolver el maldito asesinato entonces.
- Öyleyse yarışmaya ne dersiniz?
¿ Entonces qué tal una competencia?
Öyleyse sen söyle.
Entonces, dime, bastardo.
- Öyleyse?
- El tema es...
Öyleyse sevindim Norman.
Me alegra oírlo, Norman.
- Başından beri öyleyse...
Si siempre debió ser él...
Eh, öyleyse jürinin sorusunu duyalım.
Bien, entonces oigamos la pregunta que tiene el jurado.
- Öyleyse tartışalım...
- Discutamos si debemos
- Ona git öyleyse.
- Pues ve con él.
Gerçekten öyleyse çok şey kaçırıyorsun.
Bueno, entonces... Tú te lo pierdes.
Peki ya şarkıcılığımda öyleyse?
¿ Y si mi canto está pasado?
Öyleyse nasıl?
— Entonces, ¿ cómo...?
- Kanıtla öyleyse.
- Pues demuéstralo. - ¿ Cómo?
- Kanıtla öyleyse.
- Pues demuéstralo.
Öyleyse bu anlaşmayı yapamam.
No puedo hacer ese trato.
Neden kocanı götürmüyorsun öyleyse?
¿ Entonces por qué no vas con tu marido?
Çünkü öyleyse benim işim de burada bitmiştir.
Porque si es así, mi trabajo aquí está hecho.
Tamam öyleyse.
Vale.
- Bitiriyoruz öyleyse?
¿ Entonces hemos acabado?
Öyleyse yüksek seviyeli, yüksek değerli hedeflerden bahsediyorsun.
Así que sospechan que los objetivos son de alto nivel y de mucho valor.
Öyleyse sanırım geri döndün.
Entonces, supongo que estás de vuelta.
Öyleyse, muhtemelen peşinden benim geleceğimi hesaba katmadın.
Así que dudo que contaras con que yo te atrapara.
Söylediğim gibi, CIA'den değilim, öyleyse ben de bilemem.
Como ya te dije, no soy de la CIA, así que no lo sabría.
Öyleyse neden Dolls?
Así que, ¿ por qué, Dolls?
- Öyleyse tişörtü geri alacağım.
Entonces queremos que devuelvas esa camisa.