Kabul ettim translate Spanish
2,002 parallel translation
Bana bir ayrılma teklifi sundular, ben de kabul ettim.
Sabes, me hicieron una oferta y la acepté.
Hatta eserlerine onay vermemi istedi. Pek canım istemedi ama yine de kabul ettim.
Yo realmente valoraba lo que estaba haciendo... y estaba incómodo con la idea, pero lo dije que iba a hacerlo.
Seni sabah teslim etmeyi kabul ettim. Ama soruşturmanın ilk birkaç saati en önemli saatlerdir.
Acordé entregarlo en la mañana pero estas primeras horas de una investigación son siempre las más importantes.
Bu yargılamayı o yaptı, ben de kabul ettim.
Esa fue su sentencia, y yo accedí.
- Kızlar gecesini kabul ettim.
- Sí a la noche de chicas.
İşi kabul ettim, Justin.
He aceptado el trabajo, Justin.
Bu nedenle, normal bir aileyle yaşama şansı geldiğinde, kabul ettim.
Así que cuando aparecio la oportunidad de vivir en una familia normal, la tomé.
Tibet'teki işi kabul ettim.
Así que tomé el puesto en el Tibet.
- Kızlar gecesini kabul ettim.
Sí a la noche de chicas.
Evet, biliyorum Bay Gardner ve ben de Bay Rivers'ın delilini kabul ettim.
Sí, lo sé, Sr. Gardner y yo acepté la evidencia del Sr. Rivers.
Delillere bakıp, fikrimi söylemeyi kabul ettim.
Y acepté revisar las pruebas, darte una posibilidad.
Diğer taliplerimle konuşmadan onunla hemen evlenmeyi kabul ettim kalbim halen Carter'a ait olsa da.
Sin otros solteros de los que hablar, Acepte que me casaria con él, aunque mi corazon perteneciera todavia a Carter.
Çocuğuna babalık etmeyi kabul ettim zaten.
Ya he consentido el criar este bebé.
Sadece Maluku adalarında gitmeyi kabul ettim!
Es sólo.... ¡ He sido aceptada para ir las Islas Maluku!
Ve kabul ettim, çünkü onca zaman merak etmiştim.
Y accedí, porque durante todo este tiempo me he estado preguntando por él.
Ben de kabul ettim.
Y Asuntos Internos se creyó todo.
Ve şimdi Floyd'un düğününde yeni ahitteki korintiyanları okumayı kabul ettim.
Y ahora, acepté leer de los Corintios en la boda de Floyd.
Soyguncular kaçmadan onlardan parayı almayı kabul ettim.
Acepta el dinero por dejar ir a los ladrones.
Ben de bunu kabul ettim.
Y yo estuve de acuerdo.
Okulun kapısını açmamı istedi. Ben de kabul ettim.
Me pidió que entrásemos sin permiso en el instituto, y yo estuve de acuerdo.
Şu güzel köpekle küçük bir mücadeledeyim, ve yenildiğimi kabul ettim sadece şuna bir bakın görün, nedenini.
Me he metido en una pequeña pelea con este perrito de chile, y tengo que admitir la derrota, porque... Míralo.
Walpert fabrikasındaki kazayı konuşmak için buraya kadar gelmeyi kabul ettim.
Accedí a venir aquí para hablar del accidente en la fábrica Walpert. - Y ahora necesito un abogado.
Islah evinden erken çıkartıldım çünkü kamu hizmeti yapmayı kabul ettim. Ama otoban boyunca da çöp toplamam.
Salí de la correccional antes de tiempo porque estuve de acuerdo en hacer servicio comunitario, pero no voy a recoger basura por la carretera.
Her ikisini de kabul ettim. Ve şimdi Ruslar ile olan bağlantım koptu.
Cogí ambos... y ahora he perdido el contacto con mis amigos rusos.
Ben, uh, bunların olabileceğini bilerek kabul ettim.
Sabía que pasaría cuando accedí a denunciarlo.
Ben de kabul ettim.
Así que lo agarré.
Macklin önceki gece yemeğe davet ettiğinde, kabul ettim.
Así que, cuando Macklin me invitó a cenar anoche, acepté.
şöhreti kötü olan bu herifin teklifini kabul ettim, Çünkü kalacak bir yere ihtiyacım vardı.
Acepté la oferta de este tipo de mala gana porque necesitaba un lugar para quedarme.
Arkamda Jeff vardı beni yenmeye o kadar odaklanmıştı ki salmayı kaldırmayı unutmuştu ve sahile çok az kalmıştı sonuçta o dalgalarla boğuşurken ben de nazikçe sahile çıktım alkışları kabul ettim.
... entonces me giré, y estaba Jeff detrás de mí, y estaba tan concentrado en golpearme Él olvidó subir la orza. A medida que nos acercamos a la playa,
Bana anlaşma önerdiler, ben de kabul ettim.
Me ofrecieron una sentencia reducida y acepté.
Piçinle seni kabul ettim!
¡ Acojo a una zorra y su hija!
Evet bende kabul ettim, bu yüzden...
Sí... Estoy de acuerdo contigo, así que... me preguntaba si no te importaría ir a algún otro lugar...
Yanıldığını kabul ettim.
Vaya, estaba equivocado.
Onlardan uzakta olmak için bunu kabul ettim.
Sólo accedí a irme allí, para alejarme de ellos.
Bir filmi kabul ettim diye bana kızamazsın. Kızmadım.
No puedes seguir enfadado conmigo por aceptar una película.
Jüri üyesi olmayı kabul ettim, ama...
Aunque he aceptado ser un juez...
Sadece çalıntı paket ile ilgili konuşmayı kabul ettim, yani bu kadar.
Sólo accedí a hablar del paquete robado.
Silah kanunlarını kabul ettim ama dava uğruna ölmüş olmayı yeğlerdim.
He aceptado siempre la ley de las armas. Pero prefiero morir por nuestra causa.
Ben de kabul ettim!
- Y lo acepto.
Seninle birlikte köpek hayatı sürmeyi kabul ettim!
Como acepto la vida de perros que tengo contigo.
Tüm bunları kabul ettim! Neden biliyor musun!
¿ Acepté y sabes por qué?
Reddedemeyeceğim için kabul ettim.
Dije que si, porque no podía decir que no.
İrina'ya evlenme teklif ettim ve kabul etti.
Le propuse matrimonio a Irina y dijo que sí.
- Sizinle buluşmayı kabul ettim.
Bueno, acepté reunirme contigo.
Dikkatlice örtmece uyguladığın ırkçı görüşlerini fark ettim, sevgili anneciğim. Ama sen bile, şehrin her türlü gelir artışına ihtiyacı olduğunu kabul ettin.
Tus cuidadosos eufemismos expresando sentimientos racistas son percibidos, mi querida madre pero hasta tú estarás de acuerdo en que la ciudad necesita cada fuente de ingreso que pueda obtener.
Hatta borç para vermeyi bile teklif ettim. Ama kabul etmedi.
Incluso le ofrecí prestarle el dinero pero se negó.
Devam etmek için fazla değildi, ama genede tüm evin resimlerini çektim, komşularla görüştüm. Ve tekrardan eyalet polisiyle irtibata geçtim ve korunmayı kabul etmesi için ısrar ettim.
No era mucho para continuar, pero de todas formas, busqué huellas por toda la casa interrogué a los vecinos, y, de nuevo, contacté con la policía del estado y le insté a ella a aceptar protección.
Başta kabul etmek için fazla gururluydu, ama sonra onu ikna ettim.
Al principio no quería ayuda por orgullo, pero lo convencí.
Kabul ettim.
Dije que si
Biraz önce haklı olduğumu kabul ettin. Senin için Johnny Ricketts'ı kontrol ettim.
¿ Por qué no admites que tenía razón? Comprobé a Johnny Ricketts por tí.
Onu kabul ettim, tamam mı?
Manten los ojos al frente.
ettim 71
kabul 421
kabul etmiyorum 51
kabul ediyorum 504
kabul et 275
kabul ediyoruz 31
kabul edildi 218
kabul etti 41
kabul edemem 51
kabul ediyor musun 60
kabul 421
kabul etmiyorum 51
kabul ediyorum 504
kabul et 275
kabul ediyoruz 31
kabul edildi 218
kabul etti 41
kabul edemem 51
kabul ediyor musun 60