Kabul etmeliyim ki translate Spanish
477 parallel translation
Kabul etmeliyim ki, sevgisini başka şekilde almaktansa mektupla almayı tercih ederim.
Bien, debo aceptarlo, Prefiero recibirlo por correo antes que por cualquier otro modo.
Bu durum üzerimde derin ve kalıcı bir etki bırakmıştı. Bir gün ben de onlar gibi olabilsem! Kabul etmeliyim ki bu anlık bir hayalimdi.
Aquello me causó una profunda e inolvidable impresión ¡ sí un día pudiera ser como uno de ellos!
Ancak kabul etmeliyim ki, niçin böyle bir kılıkta dolaştığını... dürüstçe anlatırsan kendimi biraz daha rahat hissedeceğim.
Pero me sentiría más cómodo si me contara el porqué de este viaje, el disfraz...
Kabul etmeliyim ki, parlasa bile Çok tatlı gözüküyor
Reconozco que aunque haya luces Ella está radiante
Kabul etmeliyim ki, meşhur bir davayı savunma fikri... Doğal olarak.
Bueno, debo admitir que la idea de defender una causa célebre...
Kabul etmeliyim ki Piskopos'la görüşme amacım senin... yerinin değiştirilmesiydi.
Debo admitir que el motivo de mi visita al obispo... era que lo trasladaran.
Kabul etmeliyim ki kayboldum.
Estoy perdido y lo admito.
Kabul etmeliyim ki, direk yüzüne vurmak daha kolay.
Bueno, yo diría que es mucho mejor para tu cara.
Kabul etmeliyim ki, size çok kötü davranıyorum.
Le reconozco que me comporto abominablemente.
Kabul etmeliyim ki,.. ... bana servis yapılmasına bayılıyorum!
Debo admitir que me encanta que me sirvan.
Kabul etmeliyim ki bu ani Kopenhag yolculuğun beni rahatsız etti.
He de admitir que estoy irritada por tu repentino viaje a Copenhague.
Kabul etmeliyim ki, çok cesur birisiymiş.
- Por desgracia, ésa fue su perdición.
Kabul etmeliyim ki
Debo confesarlo
Ama kabul etmeliyim ki onun da bazı kötü tarafları var.
Lo admito, tiene sus defectos.
Utanarak ve üzülerek kabul etmeliyim ki bu, Japon ekibinden birinin başarısızlığıdır.
Profundamente decepcionado debo admitir la incapacidad de un oficial japonés.
Kabul etmeliyim ki, bu pek başıma gelmez.
Sí, admito que no me había pasado en ninguna fiesta.
Kabul etmeliyim ki dahice.
Ingenioso, debo admitir.
Kabul etmeliyim ki, sabırlısın.
Reconozco que has sido paciente conmigo.
Kabul etmeliyim ki ortalığı oldukça pisletmişler.
Reconozco que esto es un desastre.
Yine de kabul etmeliyim ki Yuki iyi bir adam.
Todavía he de admitir que Yuki es un excelente hombre.
Kabul etmeliyim ki, dördüncü boyutu çözmeyi her zaman aşırı zor bulmuşumdur.
Sabes, no me importa admitir, siempre he encontraron grandes dificultades para resolver la cuarta dimensión.
Kabul etmeliyim ki
Pues bien, I gotta admita
Kabul etmeliyim ki eskiler salonlara benden daha uygun giyinirlermiş.
Me temo que no voy de Marquesa de Rambouillet.
Ne yazık ki şunu kabul etmeliyim ki Hitler bu konuda haklıydı.
Desafortunadamente, debo admitir que Hitler tenía razón en este caso.
Tüm hatlarıyla ne olduğunu biliyor muydunuz? Kabul etmeliyim ki muğlak bir fikrim vardı.
Estábamos pasmados. puedo honestamente decir que era como una masa para nosotros.
Yalnız değildim, kabul etmeliyim ki.
Admito que no estaba solo.
Kabul etmeliyim ki hepsi de çok uyumlu ve söz dinleyen kişiler, hatta çok sıcak ve tatlı olduklarını bile söyleyebilirim.
Debo admitir que todas ellas, son gente agradable. aún más, diría que son amables, con sentimientos.
Kabul etmeliyim ki "uçanı" yakalamayı iyi biliyorsun.
Debo reconocer qué ha sabido aprovechar una buena ocasión.
Çok teşekkür ederim, kabul etmeliyim ki, dostlarım izlerken, hep biraz çekinmişimdir.
Muchas gracias, es usted muy amable, aunque le advierto que me pongo nerviosa cuando hay gente conocida entre el público.
Sokakta bana çarpanları bile. Kabul etmeliyim ki ara sıra kızlar da beni fark ediyordu.
Me fijo en las jóvenes, en las mujeres que pasan, y noto que mis miradas no caen del todo en vacío.
Ama kabul etmeliyim ki, uyuklarken çok huzurluydu.
Pero debo admitir que se está tranquilo mientras ella toma su siesta.
Ama kabul etmeliyim ki, maystro haklı.
Pero el maestro tiene razón.
Ama kabul etmeliyim ki katolik tebasına, durumunu izah etmek korkunç zorlu ve rahatsızlık verici bir durum.
Pronto empezará una guerra que, en el mejor de los casos, acabará con la victoria de Prusia.
Ama kabul etmeliyim ki, birçok defalar hayatımızı kurtardı.
Pero debo admitir que nos ha salvado el pellejo muchas veces.
Kabul etmeliyim ki, onu ben de kabullenemiyorum.
Debo admitir que yo tampoco lo puedo aceptar.
Kabul etmeliyim ki pek umrumda olmayan bir kuralları var... ama görünüşe göre altı aya kadar falan değiştirilecek.
Tengo que admitir, sin embargo, que hay una regla que no me gusta mucho, pero aparentemente cambiará en unos seis meses.
Ama kabul etmeliyim ki katolik tebasına, durumunu izah etmek korkunç zorlu ve rahatsızlık verici bir durum.
Pero me resulta incómodo... y me turba explicar a sus súbditos... católicos su pensamiento.
Kabul etmeliyim ki ne diyeceğimi bilemiyorum. Ama diğer taraftan, sizi uyarmalıyım ki... siz bir katilsiniz ve her eyalette polisçe aranıyorsunuz... ve, aaa, dikkatli olmanızı tavsiye ederim.
Reconozco que no sé muy bien qué decir... pero, por otra parte, le advierto... que es un asesino... y la policía le busca en todos los estados.
Kabul etmeliyim ki Bravo, alt takımlarınla büyük gurur duyabilirsin.
Tengo que admitirlo, Bravo, eres el orgullo dueño de un par de cojones como los de un toro.
Kabul etmeliyim ki en başta ikimizde bu evliliğe oldukça karşıydık.
Bueno, debo admitir que al principio también estábamos un tanto opuestos al matrimonio.
- Ama kabul etmeliyim ki güzel kadın.
Debo admitir que es bastante mona.
Bilimsel olmayan şeylere inanmam ama kabul etmeliyim ki bilimin cevaplayamadığı pek çok şey var.
Yo no soy muy dado de creer en lo fantástico. Pero admito que hay muchas cosas que la ciencia no puede explicar.
Kabul etmeliyim ki iyi atıştı.
Ese fue un buen tiro. Tengo que admitirlo.
Kabul etmeliyim ki bu araba bir başka. Kitt?
Tengo que reconocer que este auto es increíble.
Kabul etmeliyim ki bu pek çok ihtimalin kapısını açıyor.
Debo admitir que nos abre muchas posibilidades...
Kabul etmeliyim ki oldukça kibarsınız beyler.
Tengo que reconocerlo, sois muy educados.
Evet, kabul etmeliyim ki dört gözle bekliyorum.
Sí, debo admitir que realmente me hacía ilusión.
Burnumu hep ait olmadığı yerlere sokarım ve kabul etmeliyim ki bu kargaşa biraz da benim suçum sayılır.
Siempre estoy metiendo la nariz donde no me llaman y, lo admito, esta confusión es por mi culpa.
Şunu kabul etmeliyim ki Wesley, çok hızlı bir zekan var.
Veo, Wesley, que tienes una mente muy rápida.
Kabul etmeliyim ki, müthiş olacağını biliyordum.
Debo admitirlo. - Creo que has estado de maravilla.
İtiraf etmeliyim ki Hamilton... ben olsaydım muhtemelen biraz daha şüpheci yaklaşırdım... fakat bu kızgınlık bunun iyi bir haber olduğunu kabul etmemi engellemez.
Debo confesar, Hamilton... que probablemente le habría puesto un poco más de escepticismo... pero el amargo resentimiento no me impedirá admitir que estuvo muy bien.