Kalk artık translate Spanish
315 parallel translation
Kalk artık, haydi gel.
Levántate.
Kalk artık.
Tienes que salir.
Sallanma da kalk artık!
¡ Levántate tú!
Söz mü? Setsuko, hadi kalk artık.
Date prisa, Setsuko, sube.
Kalk artık!
Fuera de aquí.
Govert kalk artık.
Ya es la hora.
Kalk artık.
Arriba.
Tembel çocuk, kalk artık.
Fuera esas manos de los cataplines ; a los calcetines.
Haydi Jim, kalk artık! Kalksana!
Vamos, jim, despierta!
Kalk artık!
¡ Arre, caballo!
Kalk artık.
Levántate.
Kalk artık üstümden.
Vete. - Dilo!
- Her şeyin en iyisisin. Kalk artık!
- Eres el mejor en todo.
Ayağa kalk artık. Eve gidiyoruz.
Vamos, nos vamos a casa.
Tamam, kalk artık bakalım.
Bueno, levantate
- Kalk artık lütfen!
- Por favor levantate!
- Hadi Analise, kalk artık.
- Bueno levántate, Analise.
"Ve dünya'nın çılgınlığı üzerine sıkıştı." Kalk artık!
"Y, atrapado en este mundo de locura estoy yo."
Haydi kalk artık.
¿ Por qué no te levantas ya?
Kalk artık.
¡ Vamos!
Schnizer, üstümden kalk artık!
¡ Schnizer, apártate de mi!
Hadi, kalk artık.
Vamos, levántate.
Kalk artık, Christy.
Levántate, Christy.
Bu, kalkıp şunu kaldırmayı sana öğretir artık.
Así aprenderás a sentarte y sujetarte a esto.
İzin verirseniz.. .. ben artık kalkıyorum. Gençleri baş başa bıraksam iyi olur.
Bueno, si no os importa os dejaré para que los jóvenes habléis de lo que habláis los jóvenes.
Ve artık kalkıyorum.
Y ahora, me voy a levantar.
Artık kalkış sırasındasınız demektir. Size son bir bayrak çevrimi yapacağım.
Cuando estén en posición, haré una última seña.
Hayatıma müdahale etmeye kalkıştı ve bundan artık son derece bıkkınlık geldi.
Ha tratado de intervenir en mi vida. Y estoy harto de tantas intervenciones.
14 yıldır oturup kalkıp günah işleyen Cleary kardeş artık ıstırabını dindirecek.
El hermano Cleary, pecador durante 14 años, de pie, sentado o acostado, expondrá el sufrimiento. - ¡ Aleluya!
Bunca olmayacak şey biraraya gelince kimse kalkıp diyemez ki artık "Olağandır bunlar, nedenleri şudur, budur."
Cuando estos prodigios coinciden así... que no se diga : "Éstos son sus motivos, son cosas naturales."
Hadi bakalım, beyler, uzatmayın artık, kalkın.
Basta de quejas piojosos, levantaos.
Hadi, kalk artık.
Venga, levántate.
Başını belaya sokup da öfkesini dünyadan çıkarmaya her kalkışında başımızı çevirmemeliyiz artık.
No podemos hacernos los locos cada vez que se enfada con el mundo por meterse en líos.
Uçağın kalkışına kadar vakit öldürmekten... başka bir şey gelmez elimizden artık.
Ahora ya sólo nos queda... matar el tiempo que nos separa de tu partida.
- Hayır, Kalk artık!
- No.
- Pekâlâ, kalkın artık! - Pekâlâ.
¡ Todos fuera!
Uyan artık, ayağa kalk.
Vamos, levántate.
" Radyasyon tehlikesi artık ortadan kalkıyor.
El peligro de la radiación ya no existirá.
Hadi, kalkın artık.
Arriba, vamos, levántese.
Tanrım, kalkın artık!
Dios mío, despierta!
İnsanlar rakamların idare edip yönettiği grevleri 1 Mayıs gösterilerini gördüğünde ve onlara artık bıkkınlık geldiğinde ve kendi başlarına bir şeyler yapmaya kalkıştıklarında bağırmaya başlarlar ve yollarına en çok o rakamların engel koyduğunu görürler.
Y cuando los tíos ven a donde llevan los números sobre las huelgas de una hora y los paseos del 1 de Mayo y que cuando se mueven solos porque están hartos y que se hacen insultar empiezan a preguntarse si los numeritos estos no impiden actuar ¡ más que otra cosa!
Hey kuşlar, kalkın artık, rahip burada!
¡ Eh, tortolitos levantaos, ya está aquí el cura!
Götten gelir gelmez artık gizlemeye bile kalkışmadan, ikisi samimi biçimde dans ettiler.
Allí ella se rindió intentando cubrirlo incluso. En cuanto él llegó, los dos bailaron íntimamente.
Artık bırakmalıyız. Kalk Michelle.
Ánimo Michelle.
Kalk artık.
Vamos, lindo de mamá, arriba.
- Kalkın artık, tembel teneke.
Arriba, perezoso.
15 dakikadır bekliyorum, artık kalkıyordum.
Llevo 15 minutos. Estaba a punto de irme.
Artık kalkıyoruz.
¡ Nos vamos!
Her neredeyseniz artık kalkın, çocuklar.
Hora de levantarse, amigos. Levantaos, dondequiera que estéis.
kalk artık.
Richie, hora de levantarse.
Ayağa kalk. Şimdi gidiyorsun! - Yetti artık!
Levántate, lárgate, se acabó!
artık 611
artık yeter 112
artık değil 377
artık biliyorum 66
artık bitti 204
artık bilmiyorum 31
artık istemiyorum 47
artık yok 173
artık özgürsün 32
artık dayanamıyorum 176
artık yeter 112
artık değil 377
artık biliyorum 66
artık bitti 204
artık bilmiyorum 31
artık istemiyorum 47
artık yok 173
artık özgürsün 32
artık dayanamıyorum 176
artık var 39
artık her şey bitti 29
artık çok geç 412
artık korkmuyorum 38
artık senin 35
artık gidebiliriz 26
artık güvendesin 54
artık önemi yok 34
artık gidebilirsiniz 36
artık gidebilir miyim 65
artık her şey bitti 29
artık çok geç 412
artık korkmuyorum 38
artık senin 35
artık gidebiliriz 26
artık güvendesin 54
artık önemi yok 34
artık gidebilirsiniz 36
artık gidebilir miyim 65