Kutsal translate Spanish
14,614 parallel translation
Evlilik kutsal bir yemindir.
El matrimonio es un voto sagrado.
Sing Lee'nin adına, birbirimize kutsal yeminle bağlıyız.
En nombre de Sing Lee, estamos unidos por un juramento solemne.
Göklerdeki Babamız, Adın kutsal kılınsın...
Padre Nuestro que estás en el Cielo, santificado sea Tu nombre.
Eski savaşçılar kalp kutsal olduğuna inanıyordu.
Los viejos guerreros creían, que el corazón era sagrado.
Kutsal şehirde silah taşımak yasaktır.
Está prohibido llevar armas dentro de la ciudad sagrada.
Kutsal şehirde kan dökmek yasaktır.
Está prohibido derramar sangre en la ciudad sagrada.
Kutsal şehirde silah taşımak da yasaktır.
Está prohibido llevar armas en la ciudad sagrada.
Kutsal ağaçlarımız kesiliyordu.
Cortaron nuestros árboles sagrados.
Kutsal septte tanrıların huzuruna çıkıp yalan söyledi.
Se paró frente a los dioses en el sagrado septo y mintió.
Krallık ile İnanç arasında kutsal bir bağ kuruldu.
Una sagrada alianza... entre la Corona... y la Fe.
Çünkü Seçilmişlerin bir üyesi olarak kutsal vazifesini terk etti.
Porque ella abandonó su deber sagrado...
Amberle'nin Mabet'e geri dönmesine ve kutsal vazifesini yerine getirmesine izin veriyor musunuz?
¿ Permitirán que Amberle regrese al Santuario y cumpla con su deber sagrado?
Kutsal ateş beni iyileştirsin ve Dünya'nın buğusu beni onarsın...
Que el fuego sagrado me cure, y la bruma de la Tierra me haga...
Düşmanlarımızdan bilgi almak, benim kutsal vazifemdi.
Era mi deber solemne conseguir información de nuestros enemigos.
Eğer bu doğruysa o zaman babam ve kardeşim, Kutsal Dağ'ın önünde dimdik duracaklar en zengin adamlar olarak.
Si eso es cierto entonces mi padre y mi hermano estarán muy en alto ante la Montaña Santa de las riquezas de los hombres.
Sekiz yıl önce Fez'de, Kutsal Müzik Festivali'nde tanıştık.
La conocimos hace ocho años, en el Festival de Música Sacra de Fez.
Kutsal yolculuğuna ne zaman çıkacaksın?
¿ Cuándo iniciará su peregrinación?
Cennetteki Babamız, adın kutsal kılınsın.
Padre nuestro que estás en el cielo, santificado sea tu nombre.
Kutsal İsa.
Oh, Bendito Jesús.
Kutsal ruh için yeterince yer yok değil mi Mikey?
No dejas espacio para el Espíritu Santo, ¿ o sí, Mikey?
Kutsal olsun ya da olmasın.
Santo o no santo.
- Bugün kutsal bir gün.
Hoy es un día sagrado.
Diyor ki "Pol öldürülecek kişi kutsal biri olursa o ölümden de kendini suçsuz çıkartabilecek misin?"
¿ sigue funcionando esta manera de justificar un asesinato si la vida que va a ser arrebatada... es la de un hombre consagrado? "
Kutsal biri.
Es un clérigo.
Nasıl kutsal?
¿ Qué clase de clérigo?
Ayrıca seni hapse attırıp dövdürmek için kutsal bir günü suistimal ettiğim için Tanrım aracılığıyla özrümü dilediğimi bilmeni istiyorum.
Y también quiero que sepas que ya me he disculpado ante mi propio Dios por utilizar indebidamente un día sagrado para golpearte y maltratarte como hice.
- Kutsal su.
Es agua bendita.
Kutsal Rahiplerin gözetimindeyken olmuş bir şey.
Es de cuando estuvo al cuidado de los Santos Padres.
Kutsal Şehir.
La ciudad sagrada.
Bu onların kutsal kitabı.
Este es su libro sagrado.
Kutsal görevimi yerine getirmek için bir silaha ihtiyacım var.
Necesito un arma para cumplir mi sagrada misión.
Bu toplumu koruyacağıma kutsal bir yemin ettim ve bu benim ciddiye aldığım bir iş.
He prestado juramento sagrado de proteger a esta comunidad... y es un trabajo que me tomo muy en serio.
Noter olurken ettiğim kutsal yemini bozmamı istiyorsunuz yani?
¿ Quieres que rompa el juramento sagrado que tomé para convertirme en notaria?
Anthony, bu kutsal boru chanunpa. dokuz nesil önce oyulmuş.
Anthony, esta pipa sagrada la chanunpa, fue tallada hace nueve generaciones.
Sevgili kutsal Tanrım : Hayatımda bana bağışladığın her şey için çok teşekkür ederim.
Padre Celestial gracias por todas las bendiciones que me has dado en la vida.
İblis, kendi Kutsal Toprak'ında doğacaktır.
La Bestia surgirá desde la mismísima Tierra Santa.
Titre ve kaç. Titreterek diz çöktüren kutsal ve korkunç ismin adına yardım istiyorum.
Tiembla y desaparece ante nuestra invocación del Santo y Majestuoso Nombre de Jesús ante el cual se estremecen los infiernos.
- Bu kutsal üçlü.
Es de Kelly.
Kutsal üçlü bunlar.
Es la Santísima Trinidad.
Rusya'nın kutsal başkentini savaşmadan terk mi edeceğiz?
¿ Abandonar la sagrada capital de Rusia sin plantar batalla?
Ruhumuzun yağı, ve Tanrı'nın temizleyici kutsal suyu...
Aceite del espíritu y el agua bendita de la purificación de Dios...
Kutsal Babamız, Lütfen bana yüzleştiğim bu şeytanı yenmem için güç ver!
¡ Padre Celestial, por favor, dame la fuerza para superar este mal al que ahora me enfrento!
vücudu kutsal ruhlarla dolabilsin ve senin zafer yolunun üzerinde olsun!
para que su cuerpo pueda ser llenado con el Espíritu Santo y regrese al camino de tu gloria!
- Tanrı'nın oğlu ve kutsal ruh...
- del Hijo y del Espíritu Santo...
Bilirsin, ben her zaman bildiğin... kutsal savaşçılardan biri değildim.
Mira, no siempre fui el... el entusiasta guerrero santo que ves ante ti.
Ona kutsal kitaptan bir şeyler okudum.
Le leí las escrituras.
Kutsal su onu korkuttu, ama uzun sürmedi.
El agua bendita lo irritó mucho, pero su efecto no duró mucho tiempo.
Kutsal kitap gibi.
Son como la Biblia de Gedeón.
Yine de kutsal davamıza gemiler, silahlar, savaşacak adamlar temin etmek için yeterli ve dostun Duverney başaracağımız şeyi duyduğunda kral için kıymetli bir yatırım olduğuna dair elinde kanıt olacak ve Fransız parasıyla klanları bir araya getireceğiz.
Pero sí lo suficiente como para conseguir barcos, armas y soldados para nuestra santa causa. Y cuando tu amigo Duverney escuche lo que vamos a lograr, tendrá la prueba para el rey de que es una buena inversión.
Ancak kutsal toprağa gömülmesini istedim.
Pero quería enterrarla en tierra sagrada.
Kutsal salı.
Mardi gras.
kutsal kase 23
kutsal ruh 32
kutsal babamız 19
kutsal isa 22
kutsal bok 19
kutsal kan 19
kutsal meryem 64
kutsal kitap 17
kutsal bakire 17
kutsal ruh 32
kutsal babamız 19
kutsal isa 22
kutsal bok 19
kutsal kan 19
kutsal meryem 64
kutsal kitap 17
kutsal bakire 17