Kutsal kan translate Spanish
159 parallel translation
Bunları halka okusam, ki hoşgörün, hiç okumak niyetinde değilim. Bir okusam bunları, halk doğru gider yaralarını öperdi ölmüş Sezar'ın. Mendillerini boyardı kutsal kanına.
Al oír este testamento, los hombres comunes... que, perdonadme, no voy a leer... irían a besar las heridas de César... y mojarían sus pañuelos en su sangre sagrada... pedirían un cabello suyo para recordarlo, al morir lo mencionarían en el testamento.
Odin'in kutsal kanı üzerine yemin ederim.
Lo juro por la sangre sagrada de Odín.
"Bu kutsal kan kasesiyle..."
Con este cáliz de sangre bendita...
- Kutsal kan!
- ¡ Es Santa Sangre!
Kutsal kan!
¡ Santa Sangre!
Bu kutsal kan!
¡ Santa Sangre!
Kutsal kan!
¡ Es Santa Sangre!
- Kutsal kan.
- Santa Sangre.
Kutsal kan!
¡ Santa Sangre! ¡ Santa Sangre!
Kutsal kan.
¡ Santa Sangre!
- Kutsal kan! Kutsal kan!
¡ Santa Sangre!
Ah! - Kutsal kan!
¡ Santa Sangre!
- İsa'nın kutsal kanı adına!
- ¡ La sangre sagrada de Cristo!
"Ettore, onurlanacaksın dökülen gözyaşlarıyla.. .. ülken için döktüğün kutsal kanın olduğu yere"
"Y tú honores de llantos tendrás, Héctor, será santa y llorada la sangre por la patria derramada".
Götünden akan kutsal kanın iyileştirici gücü olduğu söyleniyor. Alkolikliğimi iyileştirebilir.
Dicen que su sangre es divina y tiene un milagroso poder curativo ella puede curar mi alcoholismo!
Bu kutsal mekânı bir kâfirin kanı ile kirletmeyin!
¡ No profanéis el santo suelo con la sangre de un infiel!
Benim tek derdim, o kutsal mekânın onun kanı ile pislenmemesi idi!
¡ No intentaba otra cosa que salvar el santuario... de la manchas de su sangre!
... size defalarca teslim ol çağrısı yapıldı. Ama ahmaklıktan kör olmuş Savaş Kabineniz İngiltere'nin kaybettiğini hala göremiyorsa bunu onlara kanıtlamak biz Almanların kutsal görevidir hem de onlarca defa ta ki dizlerinin üzerine çöküp yalvarıp, merhamet dileyip Führer'imizin kılıçtan keskin adaletine boyun eğene dek.
Si vuestro estúpido Gabinete de Guerra es incapaz de ver que Inglaterra ha perdido, es entonces un sagrado deber alemán el hacérselo ver una, otra y otra vez hasta que se arrodillen rogando la merced de nuestro Führer.
İnançlarının ve hayatlarının kanıtı olan bütün kutsal şeyler... büyük bir vakarla taşınıyor.
Los objetos de culto, testimonio de la vida del pueblo son trasladados con amor.
Bu kutsal toprakların akarsuları onların yabancı kanıyla kızıla boyanmalı!
¡ Los ríos de esta sagrada tierra deben correr rojos con su sangre extranjera!
İsa'nın kanından gelen değerli vücudunu ve ruhunu... ondan ve tüm Hristiyan birliğinden ayırmak üzere toplanmış bulunuyoruz. Bu dünyada ve cennette, kutsal kilisenin tüm ayinlerinden ve kutsal kiliseden, onu dışlıyoruz.
Lo excluimos de nuestra Santa Madre Iglesia... y de todos sus sacramentos... en el cielo o en la tierra.
Ve sonunda halk güvende olduğunda başka bir Cheyenne'nin kanını döken hiç kimse onu taşıyamayacağı için.. şeflerin şefinin sembolü olan kutsal yazma el değiştirdi.
Y así, cuando la Nación Cheyenne estuvo a salvo el fardo sagrado, símbolo de "Jefe de jefes", fue transferido a aquel que no hubiera derramado la sangre de otro Cheyenne.
Kutsal sözler şöyle : " Vücudumdan kanını ısıtacak sıcaklığı al ve göğsümden susuzluğunu giderecek sıvıyı.
El proverbio dice : "De mi vientre recibirás el calor que calentará tu sangre" "De mi seno absorberás el néctar que aplacará tu sed".
Kutsal bilgelerin yüzyıllardır araştırdığı bir konudur bu. Ancak klasik inanışa göre... Arılar, yarasalar kurbağalar, kan fareler dolu, yaratıklar çekirgeler ve tabii ki ilk doğanın ölümü ve son olarak karanlık.
Es un punto que los estudiosos han discutido por años pero no hay duda que la clásica tradición es la maldición de ronchas, vampiros ranas, la de la sangre la de las ratas granizo y bestias las langostas, por supuesto la muerte del primogénito y por último la de las tinieblas.
Fransa'nın kutsal kralı- - hatta Papa- - sağlıklı ve genç kalmak için kan içtiler.
Un rey de Francia, hasta un papa, bebían sangre para conservar la salud.
Kutsal su kutsanmıştır. Bu da durumu kanıtlamamızı zorlaştırıyor.
Que con eso no convenceremos a nadie de que está poseída.
Kutsal Engizisyon'nun yeterli kanıtı var.
La Santa Inquisición ahora Cuenta con suficientes pruebas.
Kutsal Kase, Arimathea'lı Joseph'in İsa'nın kanını içinde topladığı kaptır. Doğaüstü güçler bahşettiği düşünülür.
El Grial, reliquia divina, cáliz en el que José de Arimatea había recogido la sangre de Cristo en la cruz, debía concederles un poder sobrenatural.
Ağzından çıkan her söz kutsal bir külçe değil. Evet, doğru.
No todo lo que dice tiene que ir a misa.
Sayın Yargıç, size göstermek üzere çok önemli bir kutsal nesneyi getirdik. Bu topraklara niçin ait olduğumuzun kanıtı.
Señoría, hemos venido para mostrarle el objeto sagrado más importante... que indica a quién pertenecemos, y a quién pertenecen las tierras.
Kanımızın kutsal ayini üzerine yemin ediyoruz ki kanunun ellerine düşmeden evvel öleceğiz.
Juramos... con el sacramento de nuestra sangre... que moriremos... antes de caer en las manos de la policía.
Bize, içinde kutsal su ve bakire kanı bulunan bir kase ve o karışıma batırılmış üç dilim ekmek gerekiyor.
Necesitamos una copa con cuatro hostias consagradas ungidas en la sangre de una doncella.
Bu kutsal mekanda kan dökülmez.
Nadie derramará sangre sobre tierra sagrada.
Her durumda... bedeni şeyler hakkındaki bilgisinin ve kutsal yasaları çiğnediğinin kanıtı!
En cualquier caso...... prueba de su conocimiento de las cosas de la carne. Y una violación de la ley divina!
Kutsal şarap gibi kanımdasın
Eres en mi sangre vino sagrado
Yahudi inanışına göre kan ve organlar insan ruhunun kutsal birer parçası sayılırlar.
- De acuerdo con la ley judía. Los miembros son considerados una parte sagrada del espíritu humano.
Kutsal ruhun kanı adına beni kutsa Anne!
Bendíceme protégeme por la sangre de Cristo...
Masumların kanı kutsal mekanı ıslatacak. Ve Dahak dünyaya girecek.
La sangre de los inocentes inundará la tierra sagrada y Dahak entrará al mundo.
Anne. Sonsuz merhamet adına ortak bir sonu paylaşmama ayrıcalığına hak kazandınız. Kutsal olmayan her şeyden vazgeçer ve Connor MacLeod'un senin kanından olmadığını ilan edersen affedileceksin.
Por la infinita compasión del Señor Dios... tienes una última oportunidad... de renunciar a todo cuanto es impío, y declarar que Connor MacLeod no es tu hijo natural.
İki kutsal savaşçımız Dihedra Sistemini Magog kanıyla doldurmak için yola çıktı.
Nuestros dos Guerreros Santos van en camino. Para llenar el Sistema Dihedra de sangre Magog.
Yüzyıllar önce Peru'da, And Dağları'nda kutsal kişilerin kan miktarını arttırmak için kafatası kemiklerinin bir bölümünü çıkarırlarmış.
En los Andes peruanos, los hechiceros se quitaban parte del cráneo para aumentar el flujo sanguíneo.
Bir araya gelmiş bu çiftin kutsal saadetine karşı çıkan biri var mı?
¿ Alguien conoce alguna razón por la que no deban unirse por los grilletes de la sagrada felicidad?
Bugün kutsal bir gün daha fazla kan dökülmeyecek bu yüzden.
Es un día demasiado sagrado para derramar más sangre
Kutsal şehirde.. Her şeyden daha fazla..... yahudi halkının varlığını kanıtlayan yerde.
La ciudad que, más que ninguna, es la esencia del pueblo hebreo.
Kutsal yılan kanı testinden geçince ne alıyorsunuz?
Y después de pasar la prueba de la "serpiente sagrada"... ¿ qué se ganan?
Kutsal Fatima Ana Kilisesi ve bitişiğinde bulunan papaz evinde, bu akşam çıkan yangında iki rahip öldü.
La parroquia Nuestra Señora de Fátima y la rectoría vecina se incendiaron por completo esta noche, matando a dos sacerdotes.
Hayır. Tanrı bu ikisinin boşanmasını ve kutsal olmayan birlikteliklerinin tüm kanıtlarının bu evden dışarı atılmasını istiyor.
Dios quiere que estos dos se divorcien y que todas las pruebas de esta hereje unión desaparezca de esta casa!
Dinleri değiştirilmek istenen ve penislerinden bir miktar kan alınarak, bu damlaları kutsal havuza dökmek suretiyle gerçek tanınan Moïse soyundan gelip gelmediklerini Falashas'ya sormak isteyen Büyük Hahamlık tarafından gerçekleştirilen aşağılayıcı davranış.
Humillados por el Gran Rabino, que los ha querido convertir derramando una gota de sangre de sus penes y sumergiéndolos en un baño ritual, los Falashas reclaman ser reconocidos como judíos y verdaderos descendientes de Moisés.
Eğer Kutsal Ruh'un varlığına dair kanıtlarının tek boynuzlu atların varlığına dair kanıtlardan daha sağlam olmadığını düşünüyorsanız.
¿ Y si comienza a cuestionar que no existen más evidencias sobre el Espíritu Santo que sobre la existencia de unicornios, adivine lo que acaba de hacer?
Sonunda, kutsal şeylere saygısızlık nedeniyle kutsal topraklara ve mabetlere saygısızlık nedeniyle ve kardeşlerimizin kanını akıtman nedeniyle seni burada tutuyoruz.
Finalmente, lo responsabilizamos por blasfemia. Por profanar tierras sagradas y santuarios. Y por derramar la sangre de nuestros hermanos.
Nihayetinde tarikat onun cesedini ve soyunun kanıtlarını sakladı ta ki onun lahdi Kutsal kâse zamanla kaybolana kadar.
El Priorato escondió sus restos y las pruebas de su linaje hasta hacer creer a la mayoría de la gente que el sarcófago el Santo Grial se había perdido en el tiempo.
kano 21
kanal 29
kanatlar 20
kanıtla 70
kancık 38
kandırdım 50
kanada 259
kanser mi 20
kanlı 26
kan sayımı 83
kanal 29
kanatlar 20
kanıtla 70
kancık 38
kandırdım 50
kanada 259
kanser mi 20
kanlı 26
kan sayımı 83
kanunen 24
kandırdım seni 18
kanıtlayabilirim 43
kanıyor 77
kanun kanundur 19
kanıyorum 18
kanalı değiştir 19
kanıt mı 35
kanımca 21
kanaman var 23
kandırdım seni 18
kanıtlayabilirim 43
kanıyor 77
kanun kanundur 19
kanıyorum 18
kanalı değiştir 19
kanıt mı 35
kanımca 21
kanaman var 23