Nasıl olacak bu translate Spanish
771 parallel translation
İyi de nasıl olacak bu? Kim yapacak? Dikkat çekmeden takip yapabilecek, çocukları güvensizlik yaratmadan evlerine kadar götürecek, kısacası katili uyandırmayacak sıradan insanlar...
Debe haber gente que pueda ir a cualquier parte sin ser notada, que pueda seguir a los chicos sin levantar sospechas, que pueda seguirlos hasta la puerta misma de sus casas.
Nasıl olacak bu?
Oh, ¿ y eso qué?
Nasıl olacak bu?
¿ Cuál es?
Nasıl olacak bu iş.
No le atrae.
Nasıl olacak bu?
¿ Cómo?
O zaman nasıl olacak bu iş?
Entonces, ¿ cómo dejarán la tropa?
Ben de onun evlenmesini istiyorum ama bilmem ki nasıl olacak bu iş.
A mí también me gustaría que se casara, pero ¿ qué puedo hacer?
Nasıl olacak bu?
¿ Como?
- Nasıl olacak bu?
¿ Qué quiere que haga?
Nasıl olacak bu, iş umurunda değilse senin?
¿ Cómo puedes ser el rey de los clips, si a ti te da igual el trabajo?
Sen bütün iltihaplı sivilcelerini odanın her yerine akıtırken nasıl olacak bu?
¿ Cómo podremos hacerlo? Si dejas pus por todos lados.
Nasıl olacak bu?
No veo cómo.
Bütün gün orada. Pedala bas dur. Yani nasıl olacak bu?
Todo el día pedaleando y ahora, con 31 años.
Nasıl olacak bu?
¿ cómo vas a ayudarme?
Ohh, nasıl da bu kadar emin olabiliyorsun. Bu tanışmanın sonu nasıl olacak, bilemiyorum.
Aún no estoy muy seguro de ti, no sé cómo te portarás conmigo...
Bu iş nasıl olacak?
¿ Qué quieres que hagamos?
- İyi de bu nasıl olacak?
- ¿ Cómo lo sabe?
Peki sizce bu nasıl olacak, Bayan Foster?
¿ Cómo puedes saber eso?
Profesör Cigolini şimdi olacak herhangi bir şey hakkında veya bu gece ya da yarın olacak bir şey hakkında nasıl kehanette bulunabiliyorsunuz.
Profesor Cigolini ¿ puede predecir un hecho que pueda ocurrir ahora esta noche o mañana?
Olacak şey mi bu? İnsan aklından bir an bile nasıl geeçebilir bu?
Eso decís ; ¿ puede creerlo el corazón humano?
Demiryolu Missouri'de iken bu nasıl olacak?
- ¿ Qué? Buena vuelta será si el ferrocarril está en Misuri.
Bu nezle ve beyin sarsıntısıyla... kim bilir yarınki performansım nasıl olacak.
Con esta neumonía y las contusiones... daré tremenda función mañana en la noche.
Balayımız mevzu bahis olmuşken bu denli bencil ve zalimse şimdi evlendiğimiz zaman nasıl olacak kim bilir?
Si él es ahora tan egoísta, tan vil en nuestra luna de miel, ¿ cómo será después de casados?
- Bu nasıl olacak?
- ¿ Cômo empezarâs?
Bu nasıl olacak efendim?
¿ Cuándo será eso?
Bu nasıl olacak, benim atalarım yazardı, bununla birlikte aile geleneğini yaşatmaya çalışıyorum.
Así será, mis ancestros eran escritores al fin y al cabo. Mantengo viva la tradición familiar.
Bu nasıl olacak?
- ¿ Y eso cuánto es?
- Pekala. Madem unvanlar senin için bu kadar önemli... şu andan itibaren bana karşı hitap şeklin... Nasıl olacak Vali Bey?
Bueno, si Ud. encuentra que los títulos son tan importantes, entonces puede, desde ahora, referirse a mi como...
- Peki bu nasıl olacak? Bilmiyorum.
- ¿ Cómo terminará esto?
Bu nasıl olacak?
¿ Cómo sucederá eso?
Bu nasıl olacak?
¿ Qué tengo que hacer?
Bu nasıl olacak?
¿ Y eso?
Nasıl olursa olsun, bu ek hisseyi almasını engelleyemezseniz adını sıkça anmaya başlayabilirsiniz, çünkü nakliye şirketinin ana hissedarı olacak.
Puede que así sea, señorita, pero a menos que encuentren alguna manera... de evitar que él herede la mayoría de las acciones de la empresa, tendrán que oír su nombre con frecuencia, les guste o no, porque se convertirá en un auténtico acaparador de su compañía naviera.
Bu sizin sorununuz olacak, artık bu lanet yerden nasıl kurtulmayı düşünüyorsanız?
... entonces tienes que sacarnos de aquí.
- Onu bir anne olarak nasıl karşılayacak olman, tabi bu çok ilginç olacak.
- De que una madrastra como Dolores sería para Ud. una experiencia desconcertante.
Yarın bu oda nasıl olacak?
¿ Como va a estar el cuarto mañana?
- Bu oda yarına nasıl olacak? -
¿ Como va a estar el cuarto mañana?
Yarına bu oda nasıl olacak?
¿ Como va a estar el cuarto?
Yarına bu oda nasıl olacak, Jim?
¿ Como va a estar el cuarto?
Nasıl olsa bu iş uzun sürmeyecek. Ama artık her şey çok farklı olacak dostum!
Pero ahora va a ser distinto, mi hermano, no voy a quedarme en mi casa otra vez con los brazos cruzados como cuando la lucha contra Batista.
- Bu nasıl olacak, efendim?
- ¿ Cómo, señor?
Bu nasıl olacak?
¿ Qué?
Sadece, iş bu sefer nasıl berbat olacak, onu merak ediyorum.
No puedo dejar de pensar qué saldrá mal esta vez.
Nasıl olacak peki bu?
Y ¿ cómo va a pasar eso?
- Ama, bu nasıl olacak?
- Pero ellos no deben sentir nada.
Bakalım nasıl olacak. Bu sizi rahatsız etmez mi?
Ande un poco para que veamos el efecto.
Dr.Studelmeyer in ilk dersi "nasıl olacak?" İlk pratiğimiz bu olacak.
Es donde el Dr Strudelmeyers tiene su conferencia "¿ Cómo hacer?". Primera práctica.
Ve bu ödemeli olacak, onu nasıl ödemeyi düşünüyorsun?
y ésta resulta que es a cobro revertido, ¿ cómo tiene intención de pagarla?
Peki ya Japonlarla savaşmak nasıl bir şey olacak hem bu adam da kim, Douglas MacArthur, yeni kumandanın mı?
¿ Cómo será luchar contra los japoneses? ¿ Y quién es Douglas MacArthur, tu nuevo comandante?
Nasıl bir hayat olacak bu?
¿ Qué futuro nos espera?
- Bu nasıl olacak Müfettiş?
- ¿ Por qué, inspector?