Ne ki bu translate Spanish
5,666 parallel translation
- Ne ki bu?
¡ Oh Dios!
Bu bilgiyle ne yapayım ki ben?
Y ¿ Qué carajo se supone que debo HACER Con esa información?
Eğer gök bir takvim ise ve biri üzerine bir not yapıştırdıysa bu mesajdan başka ne olabilirdi ki?
¿ qué otra cosa podría ser sino un mensaje?
İçinde ne var ki bu kadar yaygara kopardın?
¿ Qué le tiene en tal alboroto?
Bu demek değil ki her şey eskisi gibi olabilir. Ne demek oluyor bu?
No significa que las cosas puedan volver a ser como eran.
Eğer bu peşindeki A kafana darbe indirmeye böyle can atıyorsa yeniden denemesini ne alıkoyabilir ki?
Si esta persona que va tras de ti, A, está dispuesta a golpearte en la cabeza, ¿ que evitará que lo intenten de nuevo?
Bu kez bu kadar tehlikeli olan ne var ki acemileri göndermen gerekiyor?
¿ Qué es tan peligroso esta vez que has tenido que traer a estos novatos?
Bu iki manyağın arasında ne geçtiğini kim bilebilir ki?
¿ Quién sabe qué lío tienen estos dos?
- Bu ne ki.
Esto no es nada.
Bu çok orijinal. Bununla nasıl yatarım? " diyorlardır. Görüyor musun, ne kadar seks yaparsan yap içinde ki gerçeği saklayamazsın.
"oh, qué cínico, y lleva una cazadora del ejército, qué original, ¿ cómo podría tirármelo?", pero ni todo el sexo del mundo puede encubrir el hecho de que en el fondo eres el chaval patético
Bence beni davet etmesinin tek sebebi aslında gitmeyeceğimi düşünmesi. Ki bu da her ne kadar bana garip gelse de aslında evlenmesiyle bir sorunumun olmadığını göstermek için oraya gitmek istememe sebep oluyor.
Creo que la única razón por la que me invitó es porque pensó que no iba a aparecer, lo que me da ganas de aparecer para demostrarle que me parece bien el hecho de que se vaya a casar,
Bu durumda ne yapabilirsin ki?
¿ qué vas a hacer?
- Bu herifle ne diye takılıyorsun ki?
¿ Por qué cojones sales con ese tío?
'Eminim ki..''... hayatında ne yaparsan yap...' '... bu senin için hayırlı olacak.'
Estoy segura de que ahora en adelante harás cosas buenas.
Salvatore'ye de ki, ne pahasına olursa olsun bu işi yapıyoruz.
Así que dile a Salvatore que sea lo que sea, no hay problema, nos podemos poner de acuerdo.
Bu ne demek oluyor ki?
¿ Qué quiere decir eso?
- Tek bir işin vardı. İlk Bıçak'ı bulup getirmek. Bu ne kadar zor olabilir ki?
- El tío tenía un trabajo... encontrar la Primera Espada, traerla de vuelta. ¿ Tan difícil es?
- Tek bir işin vardı. İlk Bıçak'ı bulup getirmek. Bu ne kadar zor olabilir ki?
- El sujeto tiene un trabajo encontrar la Primer Daga, traerla. ¿ Qué tan difícil es?
- Bu adam burada ne yapıyor ki?
- ¿ Qué está haciendo este tipo aquí?
Bu ne ki?
¿ Qué es eso?
Bu atama ne kadar sürecek ki?
¿ Cuánto tiempo puede durar ese destino tuyo?
- Bu ne demek ki?
¿ Qué significa eso?
Bu ne ile ilgili ki zaten?
¿ De qué se trata, de todos modos?
Eğer ki Meredith Damian'ı Alicia'yı öldürmesi için işe aldıysa... -... ve kocasına kumpas kurduysa bu işin bedeli ne?
Si Meredith contrató a Damian para matar a Alicia... y culpar al marido, ¿ dónde está el pago?
Bu hayatta ne zaman bir garantimiz oldu ki?
¿ cuándo tenemos alguna garantía en esta vida?
Bu da gece yarısının geçtiği ve resmen Yaramazlık Günü'ne / Gecesi'ne ve ne tesadüftür ki Koç'un doğum gününe girdiğimiz anlamına geliyor.
Lo que significa que es pasada la media noche y oficialmente día del Sr. Travesuras. Y por una genial y perfecta coincidencia, también es cumpleaños del Entrenador.
Bu yol üzerinde başka ne var ki?
¿ Qué más hay hacia ese lado?
Davayı yeniden açtırabilsek bile, ki bu hayatta olmayacak telefon hattı için mahkeme kararı almanın ne kadar zor olduğunu biliyor musun?
Aunque volvamos a abrir el caso, lo cual no sucederá, ¿ no sabes lo difícil que es conseguir una orden para información telefónica?
Ve ne yazık ki, oradalar. Bu.. Berbat!
Y desafortunadamente, están ahí. ¡ Qué asco!
Ağabeyin seni kişiliksizleştirdi ve ne yazık ki ailen de bu saygısızlık ortamını teşvik ediyor.
Tu hermano te deshumanizó, y tu familia desgraciadamente fomenta ese clima de falta de respeto.
Eh, ne yazık ki, , dikkatli bir analizden sonra, ben kıpırdamıyor tespit hangi ki, bu blip bakarak tutmak için demektir.
Bueno, por desgracia significa que tendremos que seguir mirando esta señal la cual, después de un detallado análisis, he determinado que no se mueve.
Bu yüzden ne emrettiysem yapacaksın yoksa senin genç efendi Fletch'ini kasabanın meydanında sallandırır ve ona öyle zalimlikler yaparım ki Hz. İsa bile ağlar.
Así que harás lo que ordeno, o colgaré al joven maestro Fletch en la plaza del pueblo y haré que caigan sobre él tormentos que harían llorar a Cristo.
Ki bu onu ne yapar?
¿ Lo cual le hace qué?
O bizim uğraştığımız bu işler hakkında ne bilir ki?
¿ La consejera escolar?
Ron internette tanıştığın her hangi birisi bu adamı gerçekten ne kadar tanıyorsun ki?
Ron es un tío que has conocido por internet, ¿ cuánto le conoces? ¿ Verdad?
Şu kadarını söylemeliyim ki yağmurda çamurda sizin işi yapan birini ne zaman görsem kendime diyorum ki "Bu işi hayatta yapamazdım."
Tengo que decirle, que cada vez que veo a uno de ustedes de pie contra el viento, bajo la lluvia, pienso, "No podría hacer eso".
Bu bıçağın ne kadar acı verdiğini nasıl anlatsam ki?
¿ Cómo describir exactamente lo que hace esta daga?
Ne yazık ki, bu eski kitaplar bu yerin satılmasına yardım etmeyecek.
Por desgracia, algunos libros viejos no ayudarán a vender este lugar.
İtalya'nın bu galibiyetinin ardından büyük umutlar besleyen İrlanda ne yazık ki çok üzgün.
Un puerto de tristeza donde las naves de la derrota flotan en un mar de lágrimas.
Ne yazık ki ikisi de bu fikri nereden bulduklarını hatırlamıyordu.
Aunque ninguno de los dos podía recordar qué les había inspirado.
Ve diyordu ki, Bu ne curcuna?
Y decía : "¿ Qué diablos es esto?"
Ne büyük şans ki bu güzel günde onu tanıma şerefine nail olduk.
- Pouncey. Este día me siento bendito por haberla conocido.
Ama, ne yazık ki, tereyağımız bitiyor, bu yüzden... kişi başı bir tane veriyoruz.
Pero, desafortunadamente, nos estamos quedando sin mantequilla... así que es una porción por persona.
Ne yazık ki deneklerimiz arasında oldukça yaygın bir durum bu.
Algo bastante común en nuestros sujetos, lamento decir.
Etrafta sürüyle asker gezinirken kim ne çalacak ki? - Bu mu?
¿ Quién querría robarse algo con un grupo de soldados a su alrededor?
Dua et ki Jake yerine hala bana sadık olan bazı dostlarım var. yoksa seninle bu görüşmeyi yapma şansım olmayacaktı. B613'ün düşmanlarına ne yaptığını ikimiz de biliyoruz.
Si no hubiera pedido algunos favores a algunos antiguos compañeros, hombres más leales conmigo que con Jake Ballard, bueno, ambos sabemos lo que el B613 le hace a sus enemigos.
Ne yazık ki bu mümkün değil.
Me temo que eso no será posible.
Ben hayal etmek korkmuş ötesinde oldu ne olabilir ki Ben başka bu konuyu takip eğer.
Yo estaba más allá miedo imaginar lo que podría suceder si iba a seguir este proyecto más allá?
Çocuk be bu. Ne kadar zor olabilir ki?
Son niños, No pueden ser tan complicados?
Şu saatten sonra üçlü ilişki falan olmayacak. Ne şanssızım ki Fransızca'da sadece bu kelimeleri biliyorum.
No más menage-a-trois, lo que es desafortunado porque son las unicas tres palabras que sé en francés.
- Bu yaptığımız ne ki?
- ¿ A qué le llamas a esto?