English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Spanish / [ O ] / Olacaksın

Olacaksın translate Spanish

29,221 parallel translation
Hâliyle hepiniz düğünümde olacaksınız.
Vale, bien, obviamente estáis todos invitados a mi boda.
15 metre sonra gideceğiniz yere ulaşmış olacaksınız.
En 50 pies, que han llegado a su destino.
İyi olacaksın.
Vas a ponerte bien.
Ama iyi olacaksın.
Pero estarás bien.
Jodie'ye dönmeliyim. Sen iyi olacaksın, değil mi?
Tengo que volver a Jodie. ¿ Estarás bien?
Sadece sen olacaksın.
- Ve sólo tú.
İyi olacaksın.
Vas a estar bien.
Hapse girdiğinde bir numara olacaksın.
Cuanto entres en prisión serás el hombre.
Sen de iyi olacaksın Sarah.
Vas a estar bien, Sarah.
Onun yerine, bu hafta kovduğum ilk Smith mezunu olacaksın.
Aquí solo eres la primera graduada de Smith que despido esta semana.
Sen yazar olacaksın.
Vas a ser escritora.
Burada çalışırsam o New Yorker yazısını yazan kişiyi elde etmiş olacaksın.
Si trabajara aquí, tendrías a la persona que escribió el artículo que te gustó.
Dört gece sekiz ve dokuz numaralı bitişik odalarımızda olacaksınız.
Estarán en las habitaciones ocho y nueve cuatro noches.
Şimdi de anti-entelektüel mi olacaksın?
¿ Te vas a poner en plan antiintelectual?
Daha ne kadar böyle olacaksın?
¿ Cuánto tiempo vas a seguir así?
İşe yararsa etik olmasa da muhteşem bir şey yapmış olacaksın.
Y si lo hace, has hecho algo notable, poco ético.
Artık böyle mi olacaksın?
¿ Así te vas a comportar?
Onca yıldan sonra hâlâ şımarık bir çocuk mu olacaksın?
¿ Por qué después de tantos años sigues siendo un mocoso malcriado?
Sen kapanış takımında olacaksın.
Estarás en el equipo de cierre.
- Ne fark eder? Sonuçta sen, biz gelmeden uyumuş olacaksın, değil mi?
Para entonces ya estarás dormida, ¿ verdad?
Tam teşekküllü bir elçi olacaksın.
Mira, te otorga el rango de embajador con todos los adornos que este conlleva. Vamos, Charlie.
Dr. Edwards çok iyi bir doktor ve... Biliyorum çok çalışıyordur ama gerçek değişiklik zaman alır biraz daha onunla çalışsan eve geldiğinde çok daha güçlü olacaksın.
El Dr. Edwards es tan buen médico y... sé que has estado trabajando muy duro, pero los cambios de verdad requieren tiempo y si trabajaras en ello un poquito más, estarías mucho mejor para cuando volvieras a casa.
Sen Kara Rozet danışmanı olacaksın.
Serás consultora para los Placa Negra. Y recuerda el trato :
Yanılıyorsam ve kendini şehit etmek istiyorsan kilisede bu şansa sahip olacaksın.
Si estoy equivocado y deseas martirizarte a ti mismo, tú tendrás esa oportunidad en el hogar del encuentro.
Uyanık olacaksın ve çalacaksın.
Estarás despierto y podrás tocar.
Anne gibi düşünüyorsun çünkü anne olacaksın ama değilsin.
Estás pensando como una madre solo porque estás a punto de serlo, pero no lo eres.
İki türlü de risk almış olacaksın.
Hay riesgos de todas formas.
Her birinden sonra daha iyi olacaksın.
Y con cada uno, que se mejore.
Sen de ürolog mu olacaksın?
Ella es sólo, como, increíble. ¿ Vas en urología, también?
Tıpkı baban gibi vahşi bir at olacaksın.
Vas a ser un bronco, igual que tu papá.
Bu el kitabıyla Dramaworld'ü düzene sokmak için ihtiyacın olan her şeye sahip olacaksın.
Con este manual, tendrás todas las herramientas necesarias para restablecer el orden en Dramaworld.
İyi olacaksın.
Te vas a poner bien.
Mary, İskoç topraklarına silahlı güçle ayak basınca daha değerli bir rehine olacaksın.
Y cuando María pise suelo escocés con un ejército, vos os convertís en un rehén muy valioso.
Kendinden kurmalı, biri olacaksın.
Tú serás el que hará todo en automático esta noche.
Hepiniz, yüzde 100 orijinal olan ilk jenerasyonun ebeveynleri olma şerefine nail olacaksınız.
Tendrán el honor de ser los padres de la primera generación ciento por ciento... original.
Güvende olacaksınız.
Es todo muy seguro.
Her zaman güvende olacaksın.
Siempre estarás a salvo.
Mükemmel bir doktor olacaksın Oscar.
Serás un gran doctor, Oscar.
Gayet iyi olacaksın.
Todo saldrá bien.
Uyandığınızda eski halinize dönmüş olacaksınız.
Cuando despierten, volverán a ser seres humanos.
Olacaksın.
Es lo que serás.
Sessiz olacaksın, küstah köpek. Yoksa seni idam ettirip...
Se callará, insolente chucho, o le montaré una...
Valinin karısı olacaksın.
Vas a convertirte en la esposa del nuevo gobernador.
- Ve oradaki ortağımız olacaksınız.
¿ Y usted sería nuestro socio allí?
O saatte yatağının başında olacaksın.
que estarán de pie junto a su cama en ese momento.
Ne olursa olsun vaktinde işinde olacaksın.
Usted será en el trabajo a tiempo, no importa qué.
O zaman bu haberden sonra bomba gibi olacaksın.
Bueno, esto te va a hacer sentir absolutamente genial.
Ama sen benim hayatım boyunca evlendiğim son polis memuru olacaksın.
por tanto tiempo como desees, pero... que tú eres el último agente de policía con él que alguna vez me he casado.
Ölümüme sebep olacaksın bir gün.
Vas a conseguir que me maten.
Hepiniz güvende olacaksınız.
Y ustedes estarán todos a salvo.
- Bir de yöneticimiz olacaksın!
Oye, oye. Sí, ¡ se supone que eres nuestra gerente!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]