Olmaz dedim translate Spanish
707 parallel translation
- Olmaz dedim.
- No.
- Olmaz dedim canım.
- Querida, dije que no.
- Lütfen. - Sana kesinlikle olmaz dedim.
- Te he dicho que ni hablar.
- Olmaz dedim!
- ¡ No, ni hablar!
- Olmaz dedim ya.
- Te digo que no se puede.
Bu gece olmaz dedim!
¡ He dicho que esta noche no!
Sana olmaz dedim...
Te lo dije, no...
Kahve molası verdim, ama birkaç dakikadan bir şey olmaz dedim.
Me retrasé por estar tomando café, pero no creí que importara.
Şimdi olmaz dedim.
Le digo que ahora no.
Sana bu gece olmaz dedim.
He dicho que esta noche, no.
Olmaz dedim.
No he querido.
Hayır, yararı olmaz dedim.
No. No es bueno.
Çünkü ben kesinlikle olmaz dedim.
Porque he dicho que no.
Orduya girerdin, orada hayatı öğretirlerdi. Olmaz dedim. Dilencilikten bıktım.
Mientras estudiaba Derecho, hacía traducciones para sobrevivir.
Sana olmaz dedim.
Le dije que no.
- Olmaz dedim.
- Que no. ¿ Por qué?
Olmaz dedim.
No. Te he dicho que no.
Teğmen, sana olmaz dedim.
- Una tontería.
Yeter, Zezé, Olmaz dedim.
Ya basta, Zezé, ya te dije que no.
- Olmaz dedim ya.
- No, ya le dije.
- Olmaz dedim!
Ahora no!
Olmaz dedim.
No ahora.
Hayır! Sana olmaz dedim!
Te dije que no.
Olmaz dedim Mr. Turist.
- Dije que no, Sr. Turista.
Hayır doğru söylüyorum. Bernard telefon etti ama olmaz dedim.
Bernard ya llamó, y dije que no.
- Ordunun malı olmaz dedim.
- Ya lo dije, no compro los del estado.
Bugün olmaz dedim!
He dicho, que hoy no!
Ben de kesinlikle olmaz dedim. Bana göre o adama en uygun yer cezaevi.
Le he dicho que de ninguna manera y que, la verdad, la cárcel es lo que el chico se merece.
Hayatta olmaz dedim!
¡ No pienso seguir!
- Olmaz! - Belki dedim.
- No lo creo.
- Hayır olmaz! - Sana gel dedim! Haydi biraz eğlenelim.
¡ No puedo, estoy ocupado!
Bana bir doktor bulmalısın. Sana dedim ya bu olmaz diye.
Tienes que llevarme a un médico.
Ben Tommy'nin annesinin gelip burda sizinle yaşayabileceğini düşündüm. - Tommy'nin kardeşiyle konuştum ve ona "birkaç yıllığına yanına al!" dedim. "Olmaz!" dedi. - Şey...
Se me ocurrió que la mamá de Tommy podría mudarse con ustedes.
- Dedim ya, olmaz.
- Te he dicho que no.
Dedim ya, şimdi olmaz.
No, ahora no, te lo he dicho.
Size "olmaz" dedim.
Se lo he dicho, no.
"Aa! Olmaz öyle şey!" dedim o zaman, ne yapmak istediğini anlamıştım.
Gritaba cosas que yo no entendía, que no eran de mi edad.
- Olmaz, dedim.
- Dije que no.
"Kesinlikle olmaz, çok geç" dedim.
He dicho que de eso nada, es muy tarde.
İzin ver, dedim. Olmaz dedi. Dün akşama kadar istasyonda yalvardım kumandana.
Ayer estuve todo el día pidiendo al jefe de la estación que me deje verlo.
Ben "olmaz" dedim sen ne dersin?
Le he dicho que no. ¿ Pero qué piensas tú?
Oynarım dedim. Ama kuralları bilmeden olmaz.
Dije que jugaré, pero no a menos que conozca las reglas.
daha aşağı olmaz... satılık iyi bir çocuk... alın sizin olsun... sadece 1.000 peni, hiçbir şey değil... dört gineden az dedim yedi gineden bu fiyata indirdim...
"Eso sobre poco " Buen chico " Chico en venta
Dedim ki, "İki üç kere neyse, ama daha fazla olmaz."
Le dije : "Dos o tres veces está bien, pero no más."
İki hafta tatile çıktığımızdan gömüvereyim, ne olur ne olmaz, dedim.
Queremos irnos 15 días, y lo enterramos para que fuera más fácil.
Erkeklik sakalla bıyıkla olmaz çalışmayla olur dedim.
Mira, ahora tenemos de todo.
- Komiklik mi yapıyorsun dedim? - Burada olmaz, patates.
Aquí no.
- Olmaz dedim. Yetmez mi?
- Ahora no.
Olmaz dedim yavrum. Hastasın.
- ¿ Dónde está tu camión?
Ama 3. seferde dedim ki : " Olmaz Reinhold.
Pero a la tercera vez le dije que no.
Siz daha buraya gelmeden önce sizi tanıyordum, ve sizinle tanıştıktan sonra, kendi kendime, "Onunla olmaz, Schuckert, o, farklı" dedim.
Llevaba ya mucho tiempo pensando en Vd. Le preguntaba a la gente sobre usted cuando nos conocimos personalmente, me dije :
dedim 2548
dedim ki 533
dedim sana 45
dedim ya 211
dedim mi 23
olmaz 3739
olmazdı 21
olmaz mı 346
olmazsa 30
olmaz öyle şey 40
dedim ki 533
dedim sana 45
dedim ya 211
dedim mi 23
olmaz 3739
olmazdı 21
olmaz mı 346
olmazsa 30
olmaz öyle şey 40