English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Spanish / [ O ] / Olmaz mı

Olmaz mı translate Spanish

18,510 parallel translation
Sence yatağa bağlanmak paniğe neden olmaz mı?
¿ Atarme a una cama no va a asustarme?
Kısa yol olmaz mıydı böyle?
¿ Como una especie de pequeño atajo?
- Benden anne olmaz mı?
¿ No crees que soy material de madre?
Tüm detayları bir şeyler yerken anlatsam olmaz mı?
Vayamos a picar algo y te daré la revelación.
Kupa'yı havaya atıp kendi aralarında dövüşmelerine izin versem olmaz mı?
¿ Y si la lanzo al aire y les dejamos pelearse entre ellos?
Annenizin mutlu mu, üzgün mü yoksa kızgın mı olduğunu bilseydiniz güzel olmaz mıydı?
¿ No sería lindo saber si su mamá está feliz, triste o enojada?
Saklanmamız falan olmaz mıydı?
¿ No deberíamos escondernos o algo?
Şu pembe dizi işlerine sonra girseniz olmaz mı?
¿ Podrían dejar la telenovela para otro momento?
- Beklesek olmaz mı? - Hayır, hayır.
- ¿ Por qué no esperamos?
- Özel mülk burası. Karşıya geçip de baksan olmaz mı?
No, rellena un formulario para un desconocido.
Baba, bir kez olsun işi işte bıraksan ve rahatlasan olmaz mı?
Papá, al menos una vez, ¿ podrías dejar el trabajo en la oficina relajarte?
Konudan sapmasak olmaz mı?
¿ Podemos por favor no desviarnos del tema?
- Çok komik olmaz mıydı ama?
Sería gracioso, ¿ no? ¿ El qué?
Bunu yapmasak olmaz mı?
No vamos a hacer esto, ¿ de acuerdo?
Uçan sincaplara takıntın olsa olmaz mıydı?
¿ Por qué no una obsesión con las ardillas voladoras?
- Bunu yapsam da olmaz mı?
¿ Ni siquiera si hago esto?
Beklesek daha iyi olmaz mı?
¿ No es mejor... esperar?
İlk kimin ateş ettiğini söyleseniz daha kolay olmaz mı?
¿ Le sería fácil decirnos quién disparó primero?
Listeyi sizin alıp insanları aramanız daha iyi olmaz mı?
¿ No es mejor si tú te encargas de la lista porque le caes mejor que yo a todos ellos?
Gitmeden şunları çözsen olmaz mı?
¿ Te importaría aflojar esto un poco antes de irte?
Bilmiyorum, çok açık fikirlisiniz. Biri sizi yüzünüzden vursa sorun olmaz mı?
No sé, tienen la mente tan abierta que estaría bien que alguien les disparara.
- Olmaz. Benim değil de yüreksiz bir kahpenin tarafını mı tutacaksın cidden?
¿ Realmente defenderás a una perra cobarde por sobre mí?
Umarım öyle olmaz.
Espero que no.
Yarın yapsak olmaz mı?
Estoy muy cansado.
Bununla beni duyabilirsin. Sen veya ben nerede olursak olalım sorun olmaz.
Con esto, puedes oírme no importa dónde estés o dónde estoy.
Sınırın bu tarafında kaldığımız müddetçe sorun olmaz.
Mientras permanezcamos de este lado de la línea, lo estaremos.
- Olmaz bayım.
- No señor.
Umarım bir sorun olmaz.
Espero que todo esto no cree problemas.
Hayır, hayır, olmaz. Sterilize olalım önce.
No, nos desinfectamos.
Hayır, olmaz. Onu satacağım. Sana söylemiştim bunu.
No, lo voy a vender.
Bu herifle nasıl başa çıkacağını biliyorsundur umarım. Delinin biri söyleminin tam olarak uyduğunu düşünüyorum çünkü. Bir şey olmaz.
Espero que sepas cómo lidiar con este tipo... porque pienso... que'pueblo de locos'da bastante en el clavo.
Umarım fazlalık enerjiyi içime çekebilirim. Olmaz!
Solo espero poder absorber el exceso de energía.
Böyle bir durumda yardım almanın ayıbı olmaz.
No pasa nada por recibir ayuda en estas circunstancias.
- Kendi dalganıza baksanız olmaz mı?
Yo me ocupo de esto.
Nereden çıkacağım hiç belli olmaz.
Nunca sabrás dónde puedo aparecer.
Ayrıca eşsiz hizmetlerine ne zaman ihtiyaç duyacağımız hiç belli olmaz.
Y además... nunca se sabe cuando puedes necesitar sus singulares habilidades.
İmkânız. Ortağımın yardıma ihtiyacı varken olmaz.
No puedo... no si mi compañera necesita ayuda.
Aslında biraz yardım fena olmaz.
Necesitaré una ayuda extra.
Hayır canım, olmaz tabii. Fakat üç ay önce tamamen normal bir insandım şu an zamanda yolculuk ederken, sonsuza dek beraber olmam gereken adamı öldüren ölümsüz bir psikopat tarafından öldürülmemeye çalışan bir Tanrıçayım.
Sí, eso... está totalmente bien, excepto que hace tres meses, era una persona completamente normal y ahora soy una diosa halcón que viaja en el tiempo, e intenta evitar que le mate el psicópata inmortal que mató al hombre con el que estaba destinada a estar.
Kapıyı kırabilirsek anahtara ihtiyacımız olmaz.
No si podemos romperlo.
Umarım senin için sorun olmaz.
Espero que no te moleste.
Umarım bu kardeşin olmaz.
Ruego para que no sea tu hermana.
Hayır tatlım, benden bir şeyler saklarsa olmaz.
No, cariño, no, no si me oculta algo.
Yaşlanmanın eğlenceli olmadığının farkındayım ama böyle yaparak olmaz bu iş.
me di cuenta que envejecer no es divertido, pero esta no es la manera de actuar.
Sevgilimle seks yapacaktım ama bana vanilyalı votka olmazsa hayatta olmaz dedi.
Estaba por acostarme con mi novia, pero me dijo que si no había vodka de vainilla, no había posibilidad.
Artık seninle işim olmaz, tamam mı?
No quiero saber más nada contigo, ¿ sí?
İmkânsız. Ortağımın yardıma ihtiyacı varken olmaz.
No puedo... no si mi compañera necesita ayuda.
Anna kazanırsa, bu okula adım atamayız. Özel okula girme şansımız olmaz.
Si Anna gana, no los mandaremos a esa escuela... y no podemos pagar una escuela privada.
Harika görünüyorsun. Özür dilerim, sorun olmaz sanmıştım.
Estás estupenda esta noche.
Başkasına karavan almayacaksan, senin için sorun olmaz sanırım.
Aunque supongo que ya no es problema para ti... a menos que lo gastases todo comprando otra caravana a alguien.
- Haftanın üç, belki dört günü burada çalışmak, Umarım sorun olmaz.
Espero que eso no sea un problema.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]