Resim translate Spanish
11,255 parallel translation
Birkaç resim çektirmek istiyor musun?
¿ Entonces quieres que te toma algunas fotos?
Evet, biz... geçen yıl sette birkaç resim çekmiştik.
Si, nosotros.. tomamos algunas fotos en el estudio el año pasado.
Bence özel bir şey başlatıyor olabilir ve erken davranıp onun üzerine resim denemesi yapmak istiyorum.
Creo que podría estar comenzando algo especial y quiero llegar temprano, Para hacer un ensayo fotográfico de él.
Tanınmadık bir aktörle ilgili resim denemesi.
Un foto ensayo de un actor desconocido.
Birkaç resim çekeceğiz.
Tenemos que tomar algunas fotos.
Resim denemesi gibi.
Es como un foto ensayo.
Resim denemesi...
Foto ensayo...
Birkaç harika resim çekecek miyiz çekmeyecek miyiz?
¿ Vamos a tomar unas buenas fotos o qué?
Henüz hiç resim çekemedim de ne demek?
¿ Qué quieres decir con que no has tomado fotos todavía?
Bu yüzden New York'ta resim çekiyoruz.
Y es por eso el por qué estamos tomando fotos en Nueva York.
Belki de prömiyerden sonra Indiana'ya gider ve birkaç resim orada çekeriz diye düşünüyordum.
Oye, estaba pensando. Tal vez después del estreno podríamos ir a Indiana a tomar unas fotos allí.
Bunu gördüğünde resim çekmeye hazırsındır.
Estableces eso, y... Estás listo para tomar una foto.
Bir resim alabilir miyiz Bay Warner?
Bien, bien, bien. ¿ Podemos tomar una fotografía, Sr. Warner?
Hadi birkaç resim çekilelim.
Tomemos unas fotografías.
Baktığın resim Körfez Savaşı'na ait.
la imagen usted está mirando.
Hırsız müzenin kapılarından içeri girdi üç resim çaldı ve gecenin köründe çekip gitti.
El ladrón entró en las puertas del museo. .. Y robaron tres pinturas y salió en la oscuridad de la noche.
Geçen hafta bir sanat koleksiyoncusu beni ziyaret etti bu resim hakkındaki bazı ilginç gerçekleri anlattı.
La semana pasada un coleccionista me hizo una visita. .. Y me dijo algo de increíble hechos acerca de esta pintura.
Geçen gece kadın öldürüldü, resim de kayıp.
Anoche fue asesinada. La pintura desapareció.
Ufak gizemli bir resim kaybolduğunda harika bir piyasa oluşturuyor. Yapacak çok işim var.
La desaparición misteriosa de una pintura suele crear un buen mercado.
Ve son zamanlarda, senden ülke dışına bir resim kaçırmanı isteyen aşağılık tiplerin listesi lazım.
Necesito confirmar si algún tipo desagradable te encomendó sacar una pintura fuera del país hace poco.
Bu, diğerleri gibi aynı resim değil.
No es la misma pintura que las otras.
Ama resim çalındı ve saklandı.
Pero en vez de eso, la robaron y la escondieron lejos.
200 yıl boyunca, resim koleksiyoncular tarafından arandı en kudretliler tarafından istendi, ve bir efsane haline geldi.
Durante 200 años, los coleccionistas la buscaron los poderosos ansiaron tenerla, y se convirtió en una leyenda.
Eğer varsa, İspanya'ya aittir resim.
Y si de verdad existe, le pertenece a España.
İsminizi bana bahçıvanı verdi ve merak ettim de... - Üstünde çalıştığı resim...
Su jardinero me dio su nombre, y me preguntaba si la pintura en la que trabajaba al final- -
Resim, Majesteleri.
La pintura, Su Excelencia.
Sizce resim hala Tavşanda mı?
¿ Cree que Bunny aún tiene la pintura?
Resim nerede?
¿ Dónde está la pintura?
Sen onun tacirisin, yani resim sende!
¡ Usted es su marchante, así que la tiene!
Resim onda mı bul.
Averigua si tiene esa pintura.
- O resim sahteydi. - Sahte mi?
Esa pintura era falsa.
Ama resim çoktan Sedgwick'lerde.
Pero ya está en la sede de Sedgwick.
Resim, müzayedede.
La tiene la casa de subastas.
Ama asıl yapmak istediğim, resim.
Lo que realmente quiero hacer es pintar.
Ama asıl yapmak istediğim şey bir gün resim yapmak!
Pero lo que realmente quiero hacer es pintar.
- Resim yapacağım da, anladın mı?
- Voy a pintar. ¿ De acuerdo?
Nancy, sana bir resim göndereceğim. Kalitesi çok kötü. İyileştirebilir misin?
Nancy, te voy a enviar una foto de muy mala calidad, ¿ puedes mejorarla?
Yeni bir resim bastıracaksan bekleyebilirim.
Puedo esperar, si quieres imprimir otra etiqueta.
Bu Aziz'in karne, ve o çekti resim.
Éstos son la libreta y el dibujo de Aziz.
- Şu an pantolonumun altında resim yapan ufak bir Georgia O'Keeffe var.
Hay una pintura de Georgia O'Keeffe en mis pantalones ahora.
Resim o.
Lo viste en la foto.
Belki de bir resim yapmalıyım.
Tal vez debería pintar un cuadro.
Evet, bir resim yapmalıyım.
Debería pintar un cuadro.
Bana biraz gizli resim gönder.
Estaba hablando.
bu resim bende, Bu o adam!
El hombre que me puede salvar. ¡ Tengo su foto, es él!
O kız komik bir resim çizdi.
Hizo un dibujo muy divertido.
- Gördüğüm bir el ilanından resim kullandım.
Usé una foto del folleto que vi.
Ama Sanat ne olacak? Müzik ve Resim?
No está bien. ¿ Y los niños que no hacen deporte?
O resim her yerde olabilir, efendim.
Esa pintura podría estar en cualquier lado, señor.
Resim elimdeydi.
Tenía la pintura en mis manos.
Baba, o bana resim gönderdi.
Papi, él me envió una foto.