Saat 2 translate Spanish
4,671 parallel translation
Yarın saat 2'de Sylvia'ya bakabilir misin?
¿ Hay forma de que puedas cuidar a Sylvia mañana a las 2 : 00?
Tanrı aşkına Alec, ne yaptın? Carlos'un saat 2'den sonraki kayıtlara göz atmamı istediğini biliyorum ama düşünüyorum da, peki ya birisi onu beklediyse ya da evine kadar takip ettiyse?
Sé que Carlos dijo que quería ver las imágenes de después de las dos, pero he estado pensando, ¿ y si alguien la estaba esperando o la siguió a casa?
Saat 2 yönünde!
A tus dos.
- Seni saat 2 de alırım.
Te recogeré a las 2 : 00.
Halka açık tuvalete git, Hala saat 2 de toplantımız var.
Ve a unos baños públicos, tenemos una reunión a las 2.
596 West 2-8, saat 21 : 00.
Del 596 Oeste 2-8, a las 9 : 00 de la mañana.
Saat 2'ye kadar neredeyiz göstersene.
A las 2 : 00, mostradme lo que tengamos.
Saat 2'de ne durumdayız göster.
Mostradme lo que tenemos a las 2 : 00.
Santa Monica'ya bırakacaklar saat 2'de.
Me dejarán en el muelle de Santa Mónica a las 2 : 00.
Crossway'in tutuklanma raporunu saat 2'de masamda istiyorum.
Quiero el informe de arresto de Crossway en mi mesa a las dos.
Saat 2'de MacLaren's'ta buluşalım mı?
¿ En MacLaren's a las 2 : 00?
Yazın da derslere girdim o yüzden bu yıl her gün saat 2'de çıkabilirim.
Tomé clases durante el verano... así que este año saldré a las dos todos los días.
- Saat 2'de golf oynayacaktım.
Tengo que irme a las dos.
Canım, saat sabahın 2 : 00'si.
Cariño, son las 2 : 00 de la mañana.
Saat ikide M diyor.
Sí. 2 : 00. Dice M.
- 2 saat sonra.
- A las dos, como mucho.
Aramayı bir yerde odaklamalıyız benzin 2 saat daha idare eder.
Vamos a seguir cubriendo estas aguas. Aún nos quedan dos horas de tiempo de vuelo.
Saat 14 : 00 mükemmel.
2 : 00 pm. me parece bien.
Saat 14 : 00'teki randevunu kaçıracaksın.
Perderás tu cita de las 2 : 00.
Botilinum 2 ila 10 saat içinde ölüme neden olur.
El botulismo causa la muere en un margen de dos a 10 horas.
Öncelikle, Elliot'u saat 10 : 00'da deneyeceğiz. İki hafta içinde başlayacak. Sevindim.
La primera es que transferiremos a Elliot a Noticias a las 10 : 00 dentro de 2 semanas.
Saat sabahın 2 : 00'siydi.
Eran las 2 : 00 la mañana.
2 saat sonra oğlumla uçakta olmam gerekiyor.
Porque estoy a punto de coger un avión en dos horas con mi hijo.
"Geri dönün" çağrınızdan 2 saat sonra aynı şifrelenmiş kanal üzerinden Amanda'dan bir mesaj almış olabilirim.
Quizás dos horas después de que me dieran la orden de retirada, recibí un mensaje de Amanda por el mismo canal encriptado.
Sana 2200 dolar borç verdim. Sense, ben bilgisayarını tamir ettirmek için dört saat boyunca teknik serviste beklerken kalkıp o kaltakla yattın.
Te presté 2.200 malditos dólares, y vas y te follas a esa puta mientras que me llevé tu puto portátil al puto bar del genio durante cuatro putas horas.
2 saat önce gidip işe alınan korumaları ara. Hiç birinin soygunla alakası olmadığına emin ol.
Revisa al personal, asegúrate de que ninguno esté involucrado en el atraco.
2 saat sonra üçünüzün de Airstream'e gelmenizi istiyorum.
Quiero que los tres se encuentren conmigo en dos horas en su autocaravana.
Saat ikide çiftlikte.
A las 2 : 00 en el granero.
San Diego'da birini öldürüp ardından 2,5 saat araba sürüp aynısını bir daha yapmak mümkün mü?
¿ Es posible matar a alguien en San Diego y luego manejar dos horas y media hasta Los Ángeles y hacerlo otra vez?
İki saat bile yaşayamaz.
No vivirá mas de 2 horas.
- Feribot 2 saat içinde kalkacak.
- El ferry sale en 2 horas.
Toplamda 2,738 saat online olmuş.
Ha estado conectado 2,738 horas.
Neden bir bilgisayar oyununda 2700 saat harcarsın ki? - Puanlar için.
¿ Por qué gastarías 2,700 horas jugando a un videojuego?
Sabahın 4'ünde öldürüldü. 2 saat boyunca ne yaptı?
Lo mataron a las 4, ¿ qué hizo esas 2 horas?
Saat sabahın 2 : 30 u.
Son las dos y media de la madrugada.
- Saat sabahın 2'si.
Son las 2 de la mañana.
Onlardan 2 saat önce de buradaydık.
Llegamos aquí dos horas antes que ellos.
- Başka bir tavuk. 2,5 saat kaldılar.
Se quedaron dos horas y media.
Kumarhanede olduğu her saat en az 2 bin dolar kazanıyoruz.
Ahora, cada hora que está en la sala, nos sacamos 2 de los grandes, mínimo. - Dios santo.
Ten rengine bakarsak, öleli en azından 2 saat olmuş.
A juzgar por la lividez, lleva muerto menos de dos horas.
Adamlarımın buraya gelip götünü eline vermelerine, 2 saat falan var.
Imagino que tienes dos horas antes de que lleguen aquí y te peguen un tiro.
Bunu yazdırıyorum. - Tamam. Irak askerleri 2 saat önce sınırı geçti.
Las dos en punto Las tropas iraquíes cruzaron...
Bay Campbell, dün gece yarısı ve saat 02.00 arası James Swan'ın öldürüldüğü sırada neredeydiniz?
Sr. Campbell, ¿ dónde estaba usted entre la medianoche y las 2 : 00 A.M. la noche en que James Swan fue asesinado?
Margaritayı çok severim ve çocuk bakıcısı 2 saat daha evde olacak.
Me encantan los margaritas, y tenemos niñera... para dos horas más.
Saat ikide uluslararası pazar yerinde.
a las 2 en punto. El Mercado Internacional.
2 saat önce mi? - Evet!
Sí.
Ama seninle o kadar çok uğraştık ki, havaalanını iki saat kapattırdık.
Lo intentamos con tanta fuerza que apagamos a O'Hare por 2 horas.
2 saat önce gelmeliydin.
Debiste volver hace horas.
Saat 10 ve 2 yönünde dediğimde ne düşünüyorsun?
Qué piensas cuando digo 10 : 00 y 2 : 00?
- Saat sabahın 2'si.
Son las 2 : 00 de la mañana.
2 saat çamaşırları yıkadım.
Bueno, He estado lavando ropa por 2 horas
20 00 21
200 dolar 78
23 yaşında 16
25 dolar 41
20 milyon 19
2 dakika 25
22 00 23
20 mi 22
2 numara 37
2000 dolar 19
200 dolar 78
23 yaşında 16
25 dolar 41
20 milyon 19
2 dakika 25
22 00 23
20 mi 22
2 numara 37
2000 dolar 19
24 00 23
25 yaşında 21
2 mi 16
24 yaşında 19
2 dolar 23
2 milyon dolar 20
20 saniye 58
25 sent 20
20 yıl önce 30
20 yıl 34
25 yaşında 21
2 mi 16
24 yaşında 19
2 dolar 23
2 milyon dolar 20
20 saniye 58
25 sent 20
20 yıl önce 30
20 yıl 34