Sadece birkaç gün translate Spanish
564 parallel translation
Sadece birkaç gün giyeceğiz.
Sólo las llevaremos unos días.
Onu teslim etmeden önce birkaç gün daha sadece birkaç gün, sonra eğer başaramazsam eğer ikimiz de başaramazsak, polisi o zaman ararsın.
Sólo unos días más antes de entregarlo... sólo algunos más, y si no he logrado nada... si no logramos nada, entonces llama a la policía.
Tüm kanıtların üzerine gitmek için sadece birkaç gün istiyorum.
- Lo presentaré. Necesito unos días para repasar las pruebas.
Sadece birkaç gün için.
- Aunque sólo fueran unos días.
Evet, koparılalı sadece birkaç gün olmuş bir papatya değil mi?
Una flor arrancada hace varios días.
Sadece birkaç gün kaybedersiniz.
Sólo perderían unos días.
Sadece birkaç gün sürecek, sonra geri döneceğiz.
Serán sólo unos días y luego volveremos.
Gemiden çıktıktan sadece birkaç gün sonra hemen polise yakalandın.
Hace dos días que bajaste del barco... y, de inmediato, te detiene la policía.
Sadece birkaç gün için.
Sólo serán un par de días.
Sadece birkaç gün.
Sólo unos días.
Sadece birkaç gün.
Unos días.
Sadece birkaç gün önce, aklımdaki tek şey Anna'nın ölmüş olabileceğiydi ve ben de ölebilirdim diye düşünüyordum.
Hace unos pocos días, al pensar que Anna podría estar muerta... sentí que yo también me moría.
Gemimi bitirmek için sadece birkaç gün gerekliydi.
Sòlo necesitaba unos días màs para acabar mi barco.
Çok şükür, fazla sürmeyecek. Sadece birkaç gün daha.
Pero esto no va a durar mucho, gracias a Dios.
- Sadece birkaç gün.
- Sólo son unos pocos días.
Sadece birkaç gün erteleme. Arıza çıkartmadan geri döneceğim.
¡ Sólo serán uno o dos días!
Sadece birkaç gün kalacağız.
Pero aquí vamos a quedarnos sólo unos días.
Sadece birkaç gün, kereste ve adamlarım verilirse.
Si tengo madera suficiente y a mi tripulación.
Merak etme, Almanya'da sadece birkaç gün kalacaksın.
No se preocupe, solo estara en Alemania un par de dias.
Tabii, sadece birkaç gün için misafirimiz olacaksın.
- Serás nuestra huésped.
Sadece birkaç gün dinlenmen gerekir.
Tan sólo necesitas descansar un par de días.
Sadece birkaç gün için olsa bile.
Aunque sea por un par de días más.
Belki de, El Dorado sadece birkaç gün uzağımızda.
El Dorado debe de estar a un par de días de camino.
Sadece birkaç gün için.
Magnífico. Son sólo algunos días más.
Sadece birkaç gün lazım sonra o... pu çocuğunu nallayacağız.
Sólo necesitamos un par de días... y nos vengaremos del hijo de perra.
- Sadece birkaç gün istiyorum.
- Sólo necesito un par de días.
Sadece birkaç gün için gideceğim.
Sólo me iré un par de días.
Sadece birkaç gün sonra hepimiz Havana'da olacağız.
Dentro de unos días, llegaremos a la Habana.
Sadece birkaç gün sürecek.
Solo será por unos días.
Robin'i sadece birkaç gün elimizde tutabildik, ama sanıyorum Gillian gerçekten bizimle çalışmak istiyor, ve o psişik araştırmalar için gördüğüm en iyi denek.
A Robin sólo lo tuvimos unos días, pero Gillian quiere trabajar con nosotros y es el mejor sujeto para la investigación que he visto nunca.
Boşanma sadece birkaç gün alır.
Pronto obtendré el divorcio.
Sadece birkaç gün yetecek kadar yiyeceğim vardı. Barınak yoktu ve yalnızdım.
Sólo tengo suficientes raciones de alimentos para unos pocos días sin refugio y solo.
Sadece birkaç gün, fazla zararı dokunmaz.
Serán dos días. No puede causar problemas.
Sadece birkaç gün.
Sólo unos pocos días.
Sadece birkaç gün.
Será cuestión de un par de días.
Gideceğim, Charlie. Sadece bana birkaç gün ver.
Me iré, pero concédeme unos días.
Ben sadece bu ufaklığın birkaç gün banyo yapmadan durabileceğini düşünüyordum.
Dios mío, sólo espero que él pueda aguantarse unos días sin bañarse.
- Sadece birkaç gün daha
Faltan sólo unos días.
Zaman meselesi. Ömrü birkaç gün uzatmak sadece insanların dört elle sarıldıkları şey.
Los hombres sólo se preocupan por el momento, y por retrasarlo.
Birkaç gün sonra hiç bir şeyi kalmaz. Sadece onu yatakta tutun.
Este pequeño indio andará por ahí cazando lagartos en un día o dos... si guarda cama.
Anlayışlı ol, birkaç gün sadece. Biraz para alana kadar.
Sólo es cuestión de un par de días hasta que tenga el dinero.
Sadece birkaç gün.
Por sólo unos días.
Bu işi sadece baş başa birkaç gün geçirebiliriz diye kabul ettim.
Normalmente, me habría negado. Pero pensé que esto me permitiría pasar 2 días contigo.
Bence bu, birkaç gün meselesi sadece... Belki de saatler...
Quizá sea una cuestión de días, horas.
Ama son bir ay boyunca dış politikayla ilgili sadece ıvır zıvır... gizliliği olmayan ve birkaç gün sonra... Time dergisinde okunabilecek türden şeyler almış.
Durante los cinco primeros meses... se llevaba archivos sobre varios temas secretos, pero en el ùltimo mes no sacó más que informes... sin importancia sobre política exterior... que cualquiera podría leer dos días más tarde en Time Magazine.
Güneşin altında birkaç gün geçirebiliriz diye düşündüm, sadece sen ve ben.
Pensé que nos vendrán bien unos días bajo el sol, sólo tú y yo.
Ned birkaç gün önce buradaydı. O, Haze ve Meksikalı Bob. Sadece bu üç kişi görülmüş.
Ned pasó por aquí hace dos días con Haze y Bob, el mejicano.
Sadece, yağmurlu bir gün için kenara koyduğum birkaç kuruş.
Solo son unos peniques para un día lluvioso.
Tüm yapacağınız aynı temiz havayı solumak. Bunu Los Angeles'ta öğrendim ben. Bunu çalışırken orada sadece birkaç ay temiz havalı gün vardı.
Aprendí yoga en Los Angeles donde hay poco aire limpio.
Sadece şu son birkaç gün...
- Es que en estos últimos días...
Çalışan herkes birkaç gün önce gitti, sadece Vern kaldı.
Los demás vaqueros se marcharon hace varios días, excepto Vern.
sadece birkaç günlüğüne 17
sadece birkaç dakika 30
sadece birkaç dakika sürer 17
birkaç gün sonra 35
birkaç gün önce 41
birkaç gün içinde 28
birkaç gün 43
gunther 50
günaydın 7167
günaydin 27
sadece birkaç dakika 30
sadece birkaç dakika sürer 17
birkaç gün sonra 35
birkaç gün önce 41
birkaç gün içinde 28
birkaç gün 43
gunther 50
günaydın 7167
günaydin 27
günaydın sevgilim 16
günü 31
güney 137
gunner 21
günün nasıl geçti 55
güneş 243
gündüz 49
günaydın tatlım 25
günahkar 29
günah 39
günü 31
güney 137
gunner 21
günün nasıl geçti 55
güneş 243
gündüz 49
günaydın tatlım 25
günahkar 29
günah 39