English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Spanish / [ S ] / Salak şey

Salak şey translate Spanish

425 parallel translation
Al şunu, salak şey!
Te dije que la llevaras tú, pardillo.
Salak şey! Arayalım bakalım.
Sigamos buscando.
Salak şey!
¡ Vagabundo!
Salak şey!
¡ Está loca de remate!
Elsa, in aşağı, seni salak şey.
Elsa, abajo, idiota.
Salak şey!
¡ Idiota!
- Salak şey!
- ¡ Idiota!
Ne salak şey.
Qué necio este tipo.
Bu salak şey bozuk.
Este trasto está deformado.
Bu salak şey nasıl çalışıyor acaba?
¿ Cómo funciona absolutamente nada de todos modos?
Sen kapıyı açmaya bak salak şey!
¡ Tú sólo abre la puerta, cacharro estúpido!
Salak şey seni.
Qué boba eres.
Salak şey, delil bırakıyorsun.
¡ Estúpido, eso es evidencia!
Yetkili olan benim, salak şey.
Ése soy yo, imbécil.
Cehennem salak şey.
Limbo, estúpido.
On salak şey.
A Ias 10 : 00, tarado.
Salak şey.
Imbécil.
Küçük salak şey, şuna bakın!
¡ Qué boluda!
Hanzoya bak ya, salak şey!
¡ Eres un gilipollas!
Salak şey!
- ¡ Cabrón!
Senin derdin ne salak şey?
¿ Qué te pasa, memo?
Salak şey bakım için paranızı yiyip bitirecek.
El costo del mantenimiento lo hará quebrar.
Elinden kaçırdı, salak şey!
Se soltó esa mierda.
Kes sesini salak şey.
Cállate, imbécil.
Bir kamburum var, salak şey!
Tengo una joroba, Bimbo!
O salak sorgu yargıcı züppenin teki olmasaydı... -... o yarım akıllının bir şey sakladığını anlardı.
El idiota del perito debió darse cuenta de que ese retrasado ocultaba algo.
Sen kendini hiçbir şey yaptın salak!
¡ Te has convertido en nada!
Salak olarak damgalanmak o kadar korkunç bir şey mi?
¿ Es tan terrible que lo tomen por tonto?
Ben bir salak mıyım yoksa o gördüğüm en harika şey mi?
¿ Estoy loco o ella es la cosa más bella que he visto?
Orada değildiniz, hiç bir şey görmediniz, beni de salak sanıyorsunuz!
Ustedes no estaban allí, no vieron nada, ¡ y me están tomando por idiota!
Anlamadıkları bir şey ya da o salak kafalarına yatmayan herhangi bir şey oldu mu yakıp yıkıyorlar!
Cualquier cosa que no comprenden... cualquier cosa que salga de sus estúpidas pautas... ¡ la destruyen!
Bu salak, bayan Ruby'e bir şey olursa, Şerif'in bize canavar gibi saldıracağını hala anlamamış.
Este gran idiota no entiende que si algo le pasara a la señorita el sheriff nos atacaría.
Bir şey yapamaz mıyım? Salak!
¿ No puedo hacer nada?
Şey, üzgünüm, ben... Allahın cezası salak çocuk.
Lo siento, yo...
Sırf Carrie White regl olduğu ve bu konuda hiçbir şey bilemeyecek kadar salak olduğu için bir santim daha koşmayacağım.
Yo no voy a correr otra pulgada maldito porque Carrie White tuvo su período y era demasiado estúpido para saber lo que era.
Ama benim kutladığım şey, salak bir Afrikalıyı son görüşüm olacak.
Pero yo celebraré haber visto al último negro africano estúpido.
Ama benim kutladïgïm sey, salak bir Afrikalïyï son görüsüm olacak.
Pero yo celebraré haber visto al último negro africano estúpido.
Seni salak puşt. Bu piçler bir şey değiştirmene izin verir mi?
Serás gilipollas. ¿ Crees que esos cabrones te dejarán cambiar nada?
Herkesle konuştuk, ama hiçbir şey öğrenemedik, salak durumuna düştük.
Estamos dejándonos el cerebro hablando con gente. Estamos buscando como idiotas.
Bir şey görmedin, salak.
No viste nada, imbécil.
Anlatmak istediğim şey de bu, salak!
¡ A eso me refiero, estúpido!
Yani, nazik ama biraz salak bir şey!
O sea, majo pero un poco idiota.
Şey, bana oldukça duyarlı bir salak gibi göründün.
A mí me pareces un idiota muy sensible.
Biliyorum sarhoş gibi geldim otobüste yanına, bu akşam ve her şey, sadece arkadaşlarım benim salak olduğumu düşünmesinler diye.
Sé que esta tarde me porté como un tonto en el autobús... pero sólo lo hago para que mis amigos no crean que soy un idiota.
Hiçbir şey, salak. Hain Nigel'mış.
¡ Nigel es un traidor!
Neden bahsediyorsun? Ben, kendine bakamayan bir salak mıyım yani? Sana bir şey diyeyim.
Gilbert, crees que soy una especie de idiota que no se sabe cuidar?
Yerden ve bu salak ayakkabılardan başka bir şey göremiyorum.
No puedo ver nada excepto el suelo, y estos estúpidos zapatos.
Her şey yolunda küçük salak.
Está bien, amigo.
ve ehliyetim olsaydı bile... tek yapabileceğim şey şu salak alışveriş merkezine gitmek olurdu.
y aunque tuviera una licencia... solo podría ir a un estúpido centro comercial.
Salak, pislik şey!
¡ Maldita imbécil!
Hiçbir şey daha salak birini gelip de almayacağı kadar saçma değildir. Ancak teorinin bir kusuru var. Eninde sonunda gelip baş salağa dayanıyorsun.
Nada tan tonto como algunos grandes idiotas no vendrán a comprar, pero la falla de la teoría es que tendrás al idiota mayor.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]