English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Spanish / [ S ] / Senin evinde

Senin evinde translate Spanish

868 parallel translation
Ona arabamızın bozulduğunu ve taksi kaza yaptığı için senin evinde beklemek zorunda kaldığımızı mı anlattın?
¿ Le dijiste que por problemas del auto... tuvimos que quedarnos en tu casa por la huelga de taxis?
Sanırım bunu dün gece senin evinde çaldım, Willie Amca.
Además, creo que anoche me robaron en tu casa, tío Willie.
- Senin evinde olmak güzel bir duyguydu.
Tu casa era tan bonita.
Ve çember tamamlandı, dedikleri gibi, tam da senin evinde ve...
Y el circulo esta completo, como dicen, justo en tu casa y...
- Senin evinde.
- En tu casa.
Senin evinde?
¿ Su casa?
Senin evinde kalsın.
Podría ayudarte.
Senin evinde kimseyi ısırmaz.
No morderá a nadie en tu casa.
Tomek niçin senin evinde uyumak istedi?
¿ Por qué quiso Tomek dormir en su casa?
Senin evinde çalışan sıradan bir hizmetçiydim. Şimdiye kadar seni her zaman Bay Vyldeke olarak çağırmıştım.
Para mi no era fácil llamarte Bengt, pero tenía que hacerlo ante ellos.
Senin evinde çalışırız.
Podríamos quedar en su casa.
Senin evinde mi?
¿ En tu casa?
Annen, senin evinde kaldığında ona ne kadar iyi davrandığını anlattı.
Madre me contó lo amable que fuiste con ella... cuando se quedó en tu casa.
- Muhtemelen senin evinde. - Bunda ne kötülük var? Sadece kısa bir süre için.
¿ Qué hay de malo en vivir un tiempo en mi casa?
O zaman, senin evinde.
¿ Dónde, a mi casa?
Senin evinde mi?
En tu casa?
Bunu dün gece senin evinde öğrendik.
Eso aprendimos anoche en tu casa.
Benim evimde, senin evinde.
No importa donde.
Bir saat sonra senin evinde olur, sözümü dinle.
Dentro de una hora está en tu casa con el dinero en la boca.
Senin evinde.
En tu casa.
Ruhumu yanına al Sonsuzluğu senin evinde paylaşayım
Te entrego mi alma, tómala en tus manos.
ve geceyi senin evinde geçirdim.
Hicimos cosas que no he vuelto a hacer con nadie.
- Senin evinde buluşmamızı istiyor.
Ding, ding, ding : round 2. No, renuncio. "No más, no más"...
Birkaç gece senin evinde kalacağım.
Dormiré en tu casa durante unas pocas noches.
Senin evinde istediğim birisi var.
Tienes a alguien en tu casa que yo quiero.
Acaba senin evinde mola verip geceyi geçirebilir mi?
Me pregunto si podría parar en tu casa a pasar la noche.
Daha sonra senin evinde içeriz.
Vamos a beber que Iater en su casa.
Sence senin evinde para kazanmam mümkün olacak mı?
¿ Cree que podré ganar dinero en su casa?
Senin evinde katillerin olduğunu kimse tahmin edemez.
Nadie supondrá que los asesinos están en tu casa.
Senin evinde geçirdiğimiz akşamdan bir gün sonra tanıştık.
- La conocí al día siguiente de la tarde que fui a casa de usted.
- Artık günde beş vuruşa ihtiyacım var ve git gide pahalılaşıyor. Yüz sterlin şimdi yüz sterlin de akşam senin evinde.
La droga es cada día más cara... 100 libras ahora, 100 libras a la noche.
O halde gelip senin evinde kalmalarına ses çıkarmazsın, değil mi?
Pues no le importará alojarlos en su casa, ¿ eh?
- Senin evinde mi?
- ¿ En tu casa?
Senin evinde mi?
- ¿ En tu casa?
Burada yiyeceğiz, senin evinde.
Festejaremos aquí, en tu apartamento.
Senin gibi küçük bir kızın geceleri sokakta değil, evinde olması gerekir.
Una niña debería estar en casa por la noche, ¡ no en la calle!
Baron Regnard bizi evinde görme onurunu yaşamak istiyor. Ben de senin için kabul ettim.
" El Barón Regnard solicita el honor de vernos en su casa.
Kızın, kendi evinde hoş bir erkekle otururken senin içeri bu kılıkta girdiğini düşünsene bir. Ayakkabılarını çıkarmış, pantolon askılarını indirmiş ve nefesin, ucuz likör kokar bir halde giriyorsun.
Supón que ella invita a un joven a casa... y entras tú con ese aspecto... sin zapatos, con los tirantes caídos y el aliento oliendo a licor barato.
- Eh, senin de evinde George Washington ya da Abraham Lincoln'ün resmi vardır herhalde.
- Quizá usted en su cuarto tiene un cuadro de George Washington o de Abraham Lincoln.
Para burada değil. Senin paran Joe'nun evinde. Seninkinin yanındaki ev.
Está en la casa de Joe, en la casa de los Kennedy, en la de la Sra. McClee, en centenares de casas.
Bob'la senin Irene'in evinde söylediklerinizi... duyunca inanırlar.
Lo harán cuando oigan lo que tú y Bob dijeron... esa noche en casa de Irene.
- Bitmedi daha! Neyin var senin ha, misafirimizin dedikodusunu mu yapacaksın evinde?
¿ Qué te ha entrado para que murmures sobre un huésped bajo tu propio techo?
Senin gibi, o da narin kızının... evinde olması gerektiğini düşündü ;
Pero como tú, pensaba que pequeña hija... estaría mejor en casa. Africa es muy peligrosa para que yo fuera.
"Babamın çok konaklı evinde," "senin için bir yer hazırlamaya gidiyorum."
" En el hogar de mi Padre, de muchas mansiones, voy a preparar un lugar para ti.
Millie, Mary ve senin Harriet'in evinde çocuklarınız vardı.
Millie, tú y Mary llevad a los niños a casa de Harriet.
Oğlunun evinde senin için bir yer olmaması ne hüzün verici birşey.
Cuando un hijo no tiene lugar para ti en su casa es muy triste.
Evinde böyle iyi Hollanda yemekleri varken artık senin de biraz kilo alma vaktin geldi.
Con esta excelente cocinera en casa ya deberías tener más carne cubriendo tus huesos.
Senin hakkında uzun bir şarkı-hikaye yazıp onu çay evinde söyleyecekmiş.
Ella querer que tú saber que hará larga historia para canción que hablará de ti y cantará en casa de té.
Ne senin, ne de... bir başkasının sevgilisi olamam. Ne burda, ne Dişi Kuş evinde, nede başka bir yerde.
No vine para ser su muchacha... ni la muchacha de nadie nunca más... ni aquí, ni en El Gallinero, ni en ningún lugar.
Senin nerede öleceğini biliyorum Conrad. Evinde, kendi yatağında.
Sé dónde morirá usted, Conrad, en su casa, en su cama.
Düne kadar, Paolo Zani senin sahildeki evinde saklanıyordu.
Paolo Zani. Hasta ayer se escondía en su casa junto al mar.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]