Siz değilsiniz translate Spanish
2,027 parallel translation
Bir siyah elma olabilir sepette ama siz değilsiniz o.
Dije que posiblemente había una manzana negra, pero no Ud.
Vurmak istediğim, siz değilsiniz.
No es a ti a quien tengo intención de disparar.
Sizin bu küçük düşünce kulübü toplantınızı böldüğüm için üzgünüm fakat yeni rejimi dayanılmaz bulan bir tek siz değilsiniz.
Siento interrumpir esta pequeña reunión de las mentes, pero no son los únicos que encuentran este nuevo régimen insufrible.
- Görevli kişi siz değilsiniz.
- Ud. no está a cargo.
Sadet şu : Tek talip siz değilsiniz. Sanırım biliyorsunuz.
El caso es, que usted no es el único interesado, como ya supondrá.
Bu tavırlarınız yüzünden yetkili benim, siz değilsiniz.
Esa actitud es por la que yo estoy al mando y ustedes no.
Karşılaştığım ilk akıl okuyucular siz değilsiniz.
Ustedes no son los primeros monstruos que conozco.
Görünüşe göre Bay Cole'un zaten bir avukatı var ve o siz değilsiniz.
Parece que el Sr. Cole ya tiene un abogado, y no es usted.
Siz Güçlü Kanatlar'a uygun değilsiniz.
No honraron a Sturdy Wings.
Siz eski efendilerim değilsiniz.
Ustedes no son mis antiguos amos.
Kanun kanundur Bay Hancock ve siz kanunlardan üstün değilsiniz.
La ley es la ley, señor Hancock. Y la tiene que cumplir.
Siz yarısı bile değilsiniz.
Tú no eres ni 50 % nativo.
Siz de genç bir piliç değilsiniz.
Tú no eres ninguna pollita.
Görünen o ki siz Wittgenstein ile hemfikir değilsiniz.
Por lo visto, no está de acuerdo con Wittgenstein.
Siz gazeteci değilsiniz sanırım.
Usted no es periodista, ¿ verdad?
- Siz babam değilsiniz.
Tú no eres mi padre.
Siz Patrick Sullivan değilsiniz, değil mi?
Usted no es Patrick Sullivan, ¿ verdad?
Siz Kaptan Burgess değilsiniz.
Tu no eres Capitan Burgess.
Siz de Bayan Snow değilsiniz.
No es Ud la Srta. Snow?
Siz polis departmanındakiler olay olduktan sonra gelen leş toplayıcılarından farklı değilsiniz.
La policía es sólo quien limpia los desechos en la muerte,... vienen y barren con todo después de que ya todo sucedió.
Özür dilerim ama siz de hayata dair pek bilgili değilsiniz.
Discúlpeme, pero no sabe tanto sobre la vida para decir...
Siz bu şeye ait değilsiniz.
Ustedes no son parte de esto.
Siz hayvan değilsiniz değil mi?
vosotros no sois animales, no es asi?
Siz buralardan değilsiniz.
No sois de aquí.
Diyelim ki bir Amerikan mahkemesinde ellerinde sadece Çince İncil var ya da kabartma alfabeyle yazılmış İncil var ama siz kör değilsiniz.
¡ Suponte que lo único que tienen es una Biblia en chino! ¡ En un tribunal americano! ¡ O una Biblia en Braille, y no eres ciego!
Çünkü siz yeterince güçlü değilsiniz.
Porque somos más fuertes.
Ama siz öyle değilsiniz.
Usted no es así, por supuesto.
Dinleyin, aslında siz Carla'ya kızgın değilsiniz, ama durum sizi o kadar yıldırmış ki, hıncını ondan çıkarıyorsunuz.
Ustedes ni siquiera están realmente enojadas con Carla sólo están frustadas por la situación y se están desquitando con ella.
Siz bebek bakıcısı şirketinden değilsiniz.
Tu no eres del servicio de canguros.
Siz artık birlikte değilsiniz
No es que ustedes dos estén juntas más.
Ama siz, ileri seviyede bir aşçı değilsiniz ki.
Pero usted no es una cocinera avanzada.
Siz hiç bi s * kim değilsiniz!
¡ No son una maldita nada!
Siz mülteci değilsiniz.
Tú no eres refugiados.
Siz benim karşı olacağım çeşit bir insan değilsiniz,
Es sólo que usted no es el tipo de persona contra quien yo tuviera algo.
Siz beyler listede değilsiniz.
Ustedes no están anotados.
Farkında olmaktan kendimi alamıyorum ama siz Sahil Güvenlik değilsiniz.
También me he dado cuenta que ustedes no son la guardia costera.
Siz katil değilsiniz. Olan, sadece bir kazaydı.
Sabemos que no son asesinos.
Siz "Elveda Atlantis" in yazarı Jackson Curtis değilsiniz, değil mi?
¿ Por casualidad usted no es el Jackson Curtis que escribió "Adiós Atlántida"?
Bundan sonra siz bir prenses değilsiniz.
A partir de ahora, ya no es más una princesa.
Efendim, görevin hassaslığını göz önünde bulundurduğumda bunu size söylememin asli görevim olduğunu düşünüyorum çünkü siz bu ekibi düşman hattında yönetecek kadar yaşlı değilsiniz.
Señor, dada la suma sensibilidad de esta misión, creo que mi deber es informarle respetuosamente que usted ya es demasiado viejo para liderar eficazmente a este equipo tras las líneas enemigas.
Siz tamirci değilsiniz.
No son mecánicos.
Siz şekil değiştiren değilsiniz.
No son metamorfos.
Şef az önce geldi, burada kurbanların olduğunu iyi anlayın, bunlara siz dahil değilsiniz.
La Jefa acaba de llegar y tienen que entender esto : tenemos víctimas aquí y ninguna de ellas son ustedes.
Siz kızlar, Uzay Yolu kulübünden değilsiniz, değil mi?
Uds. No son del club de Star Trek, ¿ verdad?
Siz kesinlikle tedbirli biri değilsiniz.
No es un hombre cauteloso en absoluto.
- Ama siz evde değilsiniz ki.
Pero no estan en casa.
Çünkü siz kötü-biiip h.g. değilsiniz.
Porque usted no es un malvado $ @ % gángster.
Ve bu arada... Siz de gerçek bir tıp doktoru değilsiniz.
Y, a propósito usted tampoco es una médica real.
Ama siz onun kardiyologu değilsiniz.
Pero usted no era su cardiólogo.
- Siz Bay Connor değilsiniz.
Usted no es el Sr. Connor.
Siz görünmez değilsiniz.
Eres invisible. Usted no es invisible.
değilsiniz 26
siz de 205
siz devam edin 102
siz de kimsiniz 130
siz de gelin 26
siz de mi 32
siz doktor musunuz 18
siz delisiniz 52
siz dr 34
siz de öyle 62
siz de 205
siz devam edin 102
siz de kimsiniz 130
siz de gelin 26
siz de mi 32
siz doktor musunuz 18
siz delisiniz 52
siz dr 34
siz de öyle 62