Sus artık translate Spanish
2,978 parallel translation
Sus artık.
Te voy a callar.
Sus artık ve Sekhuru'yu dinle.
Silencio, hay que escuchar a Sekhuru.
Sus artık!
¡ Cállate!
- Ya bi sus artık ya
- Quizá haya recepción.
Bi sus artık ya
Vete al diablo. ¡ Calla, calla la boca!
- Sus artık, rica ediyorum.
- No, no. Por favor, basta. Por favor.
Sus artık!
Sólo cállate!
- Lütfen sus artık anne. Yetti bu kadar.
- Por favor, basta.
Bis sus artık değil mi?
¿ Cállate, sí?
- Ama cidden sus artık.
Aunque de hecho sí debe callarse.
Sus artık..
Deja de hablar- -
Sus artık!
¡ Para de hablar!
Sus artık!
¡ Ya basta!
Tanrı aşkına sus artık!
Por el amor de Dios. ¡ Ahora cállate!
Sus artık! Sus artık!
¡ Cállate!
Halk artık atıkların iğrenç kokusunda boğulmasın.
La gente ya no se sofocará en la pestilencia de sus propios desperdicios.
Artık ödünç aldığınız yaşamlarınız sona erecek.
He venido a poner fin a sus momentos contados.
Emirleriniz artık geçerli değil.
Sus autos son viejos.
" Tabutunun tahta çıtalarını çaresizce boğulan bir hayvan gibi Emily tırmalarken parmak uçlarındaki parçalanmış etin altında kemiğin örümcek ağı beyazı artık görünüyordu.
" La telaraña blanca de huesos ahora era visible bajo la carne destrozada de sus dedos a medida que Emily arañaba locamente las tablas de madera de su ataúd un animal desesperado, ahogado.
"O ikiyüzlü gülümsemelere artık dayanamıyorum."
¡ No podía soportar más tiempo sus sonrisas hipócritas! "
Hayatınız artık burada, benimle.
Sus vidas, ahora, están aquí, conmigo.
Askerlerin modunu düşürmekten vazgeç artık
Y a menos que haya un soldado dentro de esta unidad... que perjudique deliberadamente con sus acciones el esfuerzo... puesto en esta guerra, preferiría que trate estos temas con el superior directo de ése hombre... ¿ Puede entenderlo?
Korkunun kokusu artık onların kamplarında esmektedir.
La esencia del miedo ahora sopla desde sus campos.
Karar verin artık.
Invente sus mentes.
Bir beyefendi, bir hanımefendiyi sosyal bir etkinliğin tam ortasında bırakıp gittiğinde bunun bir bayanı ne kadar aşağıladığını biliyor musunuz! Bu o kadar büyük bir hakarettir ki ; o kişi artık bir beyefendi sayılmaz.
Cuando un caballero abandona una Dama, en la mitad de un evento social, humillándola y permitiendo la burla de sus amigas... la afrenta es tan grande que él ya no podrá ser considerado un caballero...
Yani artık insanlar kendi bilgisayarlarında aynı kalitede kayıt yapamıyor mu?
La gente puede hacer buenas grabaciones con sus computadoras.
Bu yüzden insanlık artık arzularını dileklerle yerine getiremez.
Y que la humanidad ya no puede lograr sus sueños... por medio del poder de los deseos.
Artık hayallerini, acılarını ve hayatındaki erkekleri konuşamıyorduk.
ya no podiamos hablarnos. sobre los hombres, sobre sus sueños y sobre su dolor.
ve bugünden itibaren kardeşlerim, burada dikiliyor ve haykırarak söylüyorum ki artık zihinleriniz size ait.
Y hoy, hermanos, Estoy aquí para declarar sus mentes son ahora suyas.
O kadar yakında ki artık, hareketlendiriyor damarlardaki kanı.
Tan cerca que está revolviendo la sangre en sus venas.
Ajan Moretti, davranışlarınız yüzünden artık bu büronun bir ajanı değilsiniz.
- Algo así. Agente Moretti, sus acciones muestran conductas no acordes a un Agente de esta oficina.
Sanno yakuzadan öte bir şey. Artık politikaya müdahale ediyorsunuz.
Los Sanno son más que una organización yakuza, ahora con sus incursiones en la política.
- Sus artık!
Cállate!
- Sen sus! - Susun artık!
¡ Cállate, Charlotte!
Tanrım, bu koca aptal ağızlı ve ince küçük penisli bencil köpeklerden bıktım artık.
Dios, estoy tan cansada de esos idiotas arrogantes, con sus grandes y estúpidas bocas y sus pequeños penes.
Artık kendi çıkarlarını da fetihten yana görmeye başlasan iyi olacak.
Usted debería..... darse cuenta de que el asedio es mejor para sus propios intereses, también.
Artık, çocukların bile cep telefonu var, sadece konuşuyorlar. Artık bağımsız takılıyorlar, cep telefonları, cep bilgisayarları...
Ahora tienes sus ipod y sus celulares.
Sus artık.
Si que lo es.
Bağışın ne kadar olduğunun bir önemi yok. artık parayla ilgisi de yok. Ai Weiwei için bir oy.
- Sus partidarios siguen llegando afuera, no importa de cuánto es la contribución, no se trata realmente acerca del dinero, es un voto para Ai Weiwei.
"Artık toplumun hiçbir kesimi eskiden olduğu gibi devam etmeyecek."
La sociedad, en todos sus niveles, no quiere y no puede continuar como antes.
Artık kendi çantanızı taşımamalısınız
Ya no cargará más sus bolsos.
Bir başvuru istemiyorum artık.
Señor Thorne, usted sabe que ha agotado todas sus apelaciones.
Artık ne aradığımızı bildiğimize göre kişisel dosyaları içinde işe yarar bir şeyler bulabiliriz. Pekâlâ.
Quizá ahora que sabemos lo que estamos buscando haya algo en sus archivos personales que nos pueda venir bien.
Gerçek şu ki çocuklar, zamanımın çoğunu beni patron yerine koymayan ve telefonu yüzüme kapatan asistanları aramaya harcıyorum. Tek uğraşım, ikinci bir iş aramamak ya da çocuklarımı kara borsada satmamak için burayı dolduracak birini, kim olursa artık, bulmaya çalışmak.
La verdad es, chicos, que me he pasado la mayoria del tiempo llamando gente que no para de colgarme, hablando con secretarias que ni si quiera me ponen con sus jefes, intentando encontrar a alguien, cualquiera que llene este estudio
Bayanlar, baylar, artık koltuklarınıza güvenle geri dönebilirsiniz.
Ya pueden volver a sus asientos sin temor, damas y caballeros.
Tekrarlıyorum, artık koltuklarınıza dönmeniz güvenli.
Repito : ya pueden volver a sus asientos.
Planlarına devam ederken artık yaşamak istemediğine karar verirse ne olacak?
Cuando lleve a cabo sus planes, ¿ y si decide que no quiere vivir más?
Bak, o artık bizim yaşamımızın bir parçası değil. Neden sürekli bizi hatıralarıyla kuşattığını anlayabilmiş değilim.
Escucha, ella ya no es parte de nuestras vidas y no veo porque quieres que estemos rodeados de sus recuerdos.
Artık herkesin takım taklavatı melek gözyaşları kadar temiz.
Y ahora sus cositas están tan limpias como las lágrimas de un angelito.
Yıllar içinde birçok cesaretlendirici konuşma yaptınız ama bir keresinde, "öğrencileri artık ona ihtiyaç duymuyorsa bir hoca görevini tamamlamıştır" demiştiniz, hatırladınız mı?
Espere. Nos ha dado muchos discursos alentadores otros años, pero recuerde que una vez nos dijo que el trabajo de un profesor ha terminado cuando sus alumnos no lo necesitan más.
Katiller artık cinayetlerine yaratıcılık katmıyor.
Sí. Los asesinos ya no piensan en sus homicidios.
artık 611
artık yeter 112
artık değil 377
artık biliyorum 66
artık bitti 204
artık bilmiyorum 31
artık istemiyorum 47
artık yok 173
artık özgürsün 32
artık dayanamıyorum 176
artık yeter 112
artık değil 377
artık biliyorum 66
artık bitti 204
artık bilmiyorum 31
artık istemiyorum 47
artık yok 173
artık özgürsün 32
artık dayanamıyorum 176
artık var 39
artık çok geç 412
artık her şey bitti 29
artık senin 35
artık gidebiliriz 26
artık korkmuyorum 38
artık önemi yok 34
artık güvendesin 54
artık değilsin 23
artık git 32
artık çok geç 412
artık her şey bitti 29
artık senin 35
artık gidebiliriz 26
artık korkmuyorum 38
artık önemi yok 34
artık güvendesin 54
artık değilsin 23
artık git 32