English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Spanish / [ T ] / Tütünün

Tütünün translate Spanish

57 parallel translation
Birincisi etefon. Tütünün olgunlaşmasında kullanılıyor.
El primero es etefón, que es un agente fungicida para el tabaco.
Çiğnemelik tütünün var mı?
¿ Tienes tabaco para mascar?
Tütünün var mı?
Oye... - ¿ Tienes tabaco?
İçindeki tütünün kalitesini biliyorum, çünkü yetiştirildiği çiftliğin sahibi benim. O yüzden de her içişimde yavaş yavaş ve hoş bir şekilde yanacağını biliyorum.
Sé la calidad que tiene el tabaco porque la plantación donde ha crecido es mía... y por eso sé que cuando lo enciendo se quemará delicada y agradablemente.
Ben mi? Pencere pervazında, dört küçük sigara külü bırakmışsın. Tiksinç ve seninle özdeşleşmiş ucuz marka bir tütünün külleri.
Dejo en el alféizar de la ventana ceniza de un tabaco especialmente desagradable que fumaba usted.
Tütünün kökeninden emin misiniz?
¿ Está segura sobre la identificación del tabaco?
- Tütünün var mı?
- ¿ Tienes tabaco?
Tütünün var mı?
No tendrá tabaco, ¿ verdad?
Karanlıkta tütünün tadını alamıyorum.
En la oscuridad no siento el gusto a tabaco.
Tütünün çiçek açtığını bilmiyordum.
No sabía que el tabaco tuviera flores.
Eldivendeki tütün kalıntıları tütünün bir Havana sigarasına özgü olduğunu gösteriyor.
Las cenizas en el guante son características de los Havanos.
Tütünün acılığıyla heyecan verici lezzet deneyimini mahvedeceksin.
Arruinarás una gran experiencia gustativa con la amargura del tabaco.
Tütünün durumu nedir efendim?
¿ Y el tabaco?
Ey Tanrım, bu küçük oğlanlarla kızları gözet ve onlara doğru yolu göster ki içki ve tütünün batağına düşmesinler.
Señor, te pedimos que cuides de estos vaqueros... y les enseñes el camino de la buena vida para que no caigan en... los vicios del alcohol y el tabaco.
Kullandığı o tütünün kokusu kusma isteği uyandırıyor bende!
Francamente, ¡ ese tabaco que fuma me dan ganas de vomitar!
Bırakın da damağınız tütünün tadına varsın.
Dejad simplemente que el paladar disfrute del sabor del tabaco.
Avucunun içinde... tütünün kokusunu duyabildiğimi hatırlıyorum.
Recuerdo eso... Podría oler el tabaco de la palma de tu mano.
Hey, Bill. Hiç tütünün var mı?
Oye, Bill, ¿ tienes algo de tabaco?
Hiç tütünün var mı?
¿ Tienes algo de tabaco?
Eh, tabii fazla tütünün olmaz senin! Sende var mı peki?
Claro que no tendrías tabaco extra. ¿ Y tú?
Hiç tütünün var mı?
- ¿ Tienes tabaco?
Topladığın tütünün hissesi, seni avanak.
La cuota del tabaco que recoge, tonto.
Şey, odayı tütünün tatmin edici zengin kokusuyla doldurmak istedim.
Me apetecía llenar la casa del fuerte y gratificante olor del tabaco.
Elbette, Tükürdüğümüz tütünün adı.
- Por supuesto. El tabaco de mascar!
Tütünün etkisini bilirsin.
Sabes lo que le hace el tabaco a la gente.
Havada, içtikleri tütünün kokusunu alıyorum.
Huelo el aroma de su tabaco en el aire.
Eh, bu halde tütünün zararları hakkında boşu boşuna endişelenmiş oluyorum.
No deberé preocuparme más por los riesgos de fumar.
Kahretsin, birgün olsun, gerçek kahve ve tütünün tadını çıkarmayı dilerdim.
Maldición, me gustaría volver a disfrutar algún día del sabor del café y tabaco de verdad.
Çiğneme tütünün var mı?
¿ Tienes algo de tabaco de mascar?
- Tütünün bittiği zaman erojen bölgendeki kıllarını sarıp içtiğini?
- ¿ Recuerdas cuando te quedaste sin tabaco así que fumaste tu propio vello púbico?
Sırtındaki ipeğin parasını kim ödedi? Ya tabağındaki pirincin? Peki ya şu pipondaki tütünün?
¿ Quién ha pagado su kimono el arroz en su tazón, el tabaco que fuma?
Yüzbaşı, tütünün son büyük adamı.
El Capitán es el último grande del tabaco.
Bu Prof. Nicholson'un İngiltere'den getirttiği tütünün ta kendisi.
Es el mismo tabaco que el Prof. Nicholson traía de Inglaterra.
Piposunda kullandığı tütünün aynı, o pipoyu araba yolunda senin sürdüğün otomobil ezmişti.
Es el mismo tabaco que usaba en su pipa la misma que fue aplastada en la carretera por el auto que lo mató.
Artık neden alkolün esrardan çok daha fazla ölüme yol açtığını, ya da tütünün neden hayatınızdan yedi yıl çaldığını ve neden esrarnın belli bir etkisini saptayamadığımızı tartışmak zorunda kalmazsınız.
No debaten porque el alcohol mata más gente que la marihuana. O porque el tabaco te quita 7 años de vida, mientras que la marihuana no te hace nada malo.
Tütünün bir parçasını detaylı izotopik tarama için laboratuvara gönderdim ama üniversitedeki tecrübelerime dayanarak bunun bir el sarımı puro olduğunu söyleyebilirim.
He enviado una muestra del tabaco para un análisis isotópico detallado. Pero según mi dilatada experiencia de fumador. Diría que era un cigarro fresco enrollado a mano.
Shinzi. Tütünün gerçekten çok güzelmiş.
El tabaco de Shinkichi tiene muy buen sabor.
Tütünün ıslanmamalı, öyle değil mi?
Se le mojará el tabaco.
Alkolün ya da tütünün öldürdüğü konusunda bütün gün tartışabiliriz ve kanımca, tütün veya alkolle, steroidler, metamfetaminler ve kokain arasinda açık bir fark var.
Y podemos discutir todo el día si el tabaco mata, o el alcohol mata, y hay una clara distinción en mi mente entre el tabaco o el alcohol y los esteroides y las metanfetaminas y la cocaína.
Çiğneme tütünün nerede?
Uh, ¿ Dónde está tu tabaco masticado?
Colorado Springs'deki Kolorado üniversitesinden Robert Melamed, marihuana ve tütünün kaserojen etkilerini karşılaştıran makalesinde marihuananın akciğer kanseriyle olan savaşta nasıI yardımcı olabileceğinin sebeplerini açıkladı. Bizim bu kadar miktardaki hastalıklarımızı etkileyen benzer hiç bir şey yok.
Robert Melamede ha escrito un artículo comparando el efecto carcinogénico del cannabis con el tabaco, explicando por qué el cree que el cannabis tiene efecto anticancerígeno en el cancer de pulmón no hay nada más que impacte en tantas de nuestras enfermedades
Büyük ihtimalle elmalı tütünün de bunda etkisi olmuştur.
Creo que el tabaco de manzana contribuyó a ello.
Senin tütünün markası neydi?
Mezcla no era todo lo que fuma?
" Aristotle ne derse desin, hiçbir şey tütünün yerini tutamaz.
"Por mucho que diga Aristóteles y la filosofa, no hay nada como el tabaco".
- " Aristotle ne derse desin hiçbir şey tütünün yerini tutamaz.
"Por mucho que diga Aristóteles, no hay nada como el tabaco".
Tütünün, kötü koktuğuna kanaat getirmiş ve güverteden aşağı atmış, ama bir gemici Roderigo adındaki asi bir gemici tütünün birazını saklamayı başarmış.
Él pensó que hedía y lo arrojó por la borda, pero un marinero... Un marinero caprichoso llamado Rodrigo se guardo un poco.
Marihuana, tütünün en uç noktası.
Marihuana, la última frontera del tabaco.
Tütünün çocuklara reklam yapan bir geçmişi var.
El tabaco tiene un historial de publicidad dirigida a niños.
Hey, Wilson, hiç fazla tütünün var mı?
Oye, Wilson, ¿ tienes algo de tabaco extra?
- Hiç tütünün var mı?
¿ Tienes tabaco?
Tütünün var mı?
¿ Tienes tabaco?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]