English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Spanish / [ U ] / Uyanır

Uyanır translate Spanish

1,686 parallel translation
Her sabah bir kilometre uzunluğunda dilek listesi ile uyanırız, belki hayatımızı o dilekleri gerçekleştirmek için uğraşarak harcarız ama istiyor olmamız mutlu olmak için lazım oldukları anlamına gelmez.
Despertamos a diario con una lista de deseos y pasamos la vida tratando de hacer que se cumplan. Pero que los deseemos, no significa que los necesitemos para ser felices.
Ve bu beni uzun süre boyunca süründürdü çünkü uyanır, etrafı koklar ve senin orada olduğunu sanırdım.
Y me jodió por mucho tiempo... porque despertaba y te olía, y pensaba que estabas ahí.
O zaman herhalde uyanırım.
Por supuesto, me despierto.
Ne zaman uyanır?
Bien, ¿ cuándo se despertará?
Uyanır ve benimle iş birliği yaparsan söylerim.
¡ De ninguna manera! ¿ Quién quiere convertirse en la aliada de un monstruo...?
Bir gün uyanır ve şunu anlarsınız ilk adımı atmaya nihayet hazırsınızdır.
Y un día te despertarás y te darás cuenta de que finalmente estás preparado para dar el primer paso.
Kadınlar uyurken, yüksek perdeli seslere karşı hassastır. Ağlayan bebek sesine bu yüzden uyanırlar.
La evolución ha hecho a las mujeres más sensibles a ruidos agudos mientras duermen, para poder despertarse ante el llanto de un bebé.
İnsan nasıl uyanır da kendi yolunu bulmak gibi korkutucu bir işe kalkışır?
¿ Cómo despertarte lo suficiente para realizar la aterradora tarea... o cómo encontrar una salida?
Bu kampüs uyanır uyanmaz işe başlamanızı istiyorum.
Para cuando el campus se despierte quiero esto controlado.
- Okurdum ama bebek uyanır.
Si leo se despertará el niño.
Birazdan uyanır.
Estará despierta dentro de un rato.
Bu binada yaşamaya başladığımızdan beri her cumartesi 06.15'te uyanır, çeyrek bardağın yüzde ikisi kadar süt ile bir kase gevrek hazırlar bu kanepeye kurulur ve BBC Amerika'da "Doktor Kim" i izlerim.
Cada sábado desde que vivimos en este departamento me he despertado a las 6 : 15 me preparo un tazón de cereal le añado un cuarto de taza de leche semidescremada me siento en este lado del sofá enciendo la tele en BBC América y veo Doctor Who.
Bu binada yaşamaya başladığımızdan beri her cumartesi 06.15'te uyanır, çeyrek bardağın...
Cada sábado desde que vivimos en este departamento me he despertado a las 6 : 15... -... me preparo un tazón de cereal- -
Becca geceleri sık uyanır.
Becca tienes terrores nocturnos.
Sabahleyin uyanırsın ve işte oradadır.
Te despiertas en la mañana, y ahí esta ella.
Uyanırım.
Me despierto.
Her sabah 6.28 de uyanırım. Yatağı iki kez dönerim, yorganımı camdan silkelerim.
Cada mañana, levántate a las 6 : 28 am, corre alrededor de la cama dos veces ( corre la cama de la pared ;
Pek çok gece uyanırım ve gözlerim ve ağzım sonuna kadar açık Wide Awake Kütüphanesi'ndeki maceralarınızı okurum.
Me he pasado noches enteras en vela, boquiabierto leyendo vuestras correrías en "Historias para no dormir".
Birbirimize sarılıp yanyana uyur ve sabaha uyanırız.
"'Sólo nos abrazaremos y dormiremos juntos y despertaremos juntos a la mañana "'.
Ve bugün uyanır uyanmaz senin Wisconsin'deki kızı aradığını.. ... duyuyorum. Belgeleri karıştırıyormuşsun.
Y esta mañana me entero que estás llamando a esta muchacha y jodiendo con documentos y quién sabe qué más.
- Belki öğleden sonra uyanır.
- Vendrá de tarde.
Beş dakika sonra uyanır.
Deberá despertar en cinco minutos.
Uyanırken onu da uyandırıyorsun.
Y tienes que despertarla de su estado latente.
Ben 7.00'de hep uyanırım.
Siempre me levanto a las siete.
Her daim sinirliği olduğun için aldığın 15-20 kilodan sonra bir sabah uyanır ve kayın baban için gereksiz ve yerine her an başka birinin geçebileceği bir mevkide çalıştığını fark edersin.
Luego, habiendo aumentado 10 ó 15 kilos por estar tan tenso despiertas y descubres que trabajas para tu suegro en un puesto con un título innecesario y eres totalmente reemplazable.
Uyanır uyanmaz dua ediyorum.
Rezo apenas me despierto.
Bense sadece karımın horlamasına uyanırım.
Mi mujer nunca me despierta, excepto por mis ronquidos.
Ne zaman uyanır sence?
¿ Cuando piensas que se despertará?
Ses çıkarırsan, annem uyanır.
Si lo haces, despertarás a mamá.
Bagetler yukarı, kalbimiz kanat çırpar. Bagetler aşağı, zihnimiz uyanır.
Con las baquetas arriba, el corazón palpita con más fuerza con las baquetas abajo, la mente se despierta
Uyanıp hazır olmaları sadece 3 dakika sürüyor.
Tardan menos de tres minutos... en levantarse. ¡ Vamos, a la chica, vamos!
Hayır, uyanıkken sorun yok.
No, cuando se despierta, está bien.
Hayır, uyanığım.
No, estoy despierto.
Peki, uyanışını tamamlamadın mı? Sınırımı aştığımın farkındaydım, ama Yokimi bastırabildiğim kadar bastırdım.
¿ al final no despertaste? pero reprimí mi Yoki tanto como pude.
Hayır, görünüşe göre uyanış konusunda hata yaptım.
¿ Pasó algo otra vez? el despertar parece ser un error de mi parte.
Hayır, olamaz. Molly, ne olur uyan.
Molly, por favor despierta.
- Bütün bir haftadır uyanık mısın?
- ¿ Ha estado despierto toda la semana?
Önümüzdeki yarım saat içinde falan, uyanıp konuşacaktır, muhtemelen.
Probablemente despertará y estará hablando en la próxima media hora más o menos.
Hepimiz gecenin bir yarısı hiçbir şeyden habersiz NTAC'te uyanıyoruz, ve şimdi bodrumda, bir silah dolabına girmeye çalışıyoruz, böylece Allah bilir 4400 yeteneği olan kaç kişinin saldırısını püskürtebilelim.
Todos despertamos en medio de NTAC sin explicación alguna y ahora estamos en el sótano, intentado entrar al gabinete de armas para poder contrarrestar un ataque de Dios sabe cuantas personas con habilidades de 4400.
Hepimiz uyanırız.
Todos despertamos.
Ne zamandır uyanıksın?
Hey, cuánto que llevas despierto?
Saldırıya kadar uyanık kalacağım.
Voy a permanecer despierto hasta la invasión.
Evet, bir kişiyi günlerce uyanık tutacak ilaçlardan tutun da biyomekanik dış iskeletlere ve nano tanecik teknolojisine kadar her şeyi araştırıyoruz.
Sí, impulsa desde una gama de píldoras que mantendrán despierta a una persona durante días pasando hasta exoesqueletos biomecánicos pasando por tecnología de nanopartículas. Un infierno de una compañía
Uyanır uyamaz bir cenaze töreni düzenlemesi gerek.
Apenas se vuelve en si, ya tiene un funeral...
Bu bir uyanış çağrısıdır, farklı bir yol seçmemiz için bir davettir.
Oh. Bueno, veo que mi hermano de veras estuvo jugando a la casita.
Ben uyanık kalırım, böylece öldüremez.
Yo estaré despierto, no podrá.
Hayır, tanık uyanık ve işbirliğine hazır.
No, la testigo está despierta. Habla coherentemente y la entrevistaremos pronto.
Üzgünüm, bu tarife uyan kızarmış peynirle köfte ya da soğan halkasıyla çılbır veya fileto et ya da balık alan birisini düşünemiyorum.
Lo lamento, no recuerdo ninguna carne en rollo con papas fritas o anillos de cebolla y huevos escalfados. ... o filete frito o pescado que coincida con esa descripción.
Uyanınca tokat atabilir miyim? Hayır.
- ¿ Le doy una cachetada para despertarlo?
Evet, belki en sonunda uyanırım.
Hay de todo. Sí, sirve para despertarse.
Her çocuğa atanmış bir kedi vardır ve her biri gece boyunca uyanık kalırlar. Ve miyavlayarak çocukların uyumasına yardımcı olurlar.
Cada gato tiene asignado un niño al que debe vigilar por la noche y mantener dormido con sus maullidos.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]