Yang translate Spanish
17,719 parallel translation
Dünya bir yangın yeri.
Un mundo en llamas.
Yangın.
¡ Fuego!
Yangına doğru.
Mas cerca del fuego.
Kapıyı açar, uzaklaşırım sen de yangını uzaya fırlatırsın.
Abro la puerta, me alejo y vuelas el incendio al espacio.
Son raporlarım elektrik kaynaklı ev yangınları üzerineydi.
Estudié unas tablas actuariales sobre incendios eléctricos.
Yangına yıldırım neden olmuş.
El fuego fue causado por un relámpago.
Heykel. Kütüphanedeki yangın.
La estatua, el incendio en la biblioteca.
Yangını.
El incendio.
Yangın.
Los incendios.
Luce, yangına sebep olan şey sen ya da gölgeler değildi.
Luce, tus sombras no causaron los incendios. Y tampoco tú.
Kütüphanedeki yangını o çıkardı.
Ella estuvo en el incendio de la biblioteca.
- Yangını söndürmekle meşguldüm.
Estaba ocupada apagando un fuego.
- Kuzey Kutbu'nda yangın mı çıktı?
¿ El Ártico está quemándose?
Hayır, hayır, gerçek yangınlar değil.
No, no, no es un incendio real.
Al dönüp dedi ki, "Bankayı boş ver yangın hortumu getir, çünkü Ali'nin götünden ateş fışkırmaya başladı!"
Al me dijo : "Deja la banca. Necesitamos una manguera. ¡ Ali se está levantando y su trasero está quemando!"
Hayatımızı kurallara göre yaşıyoruz ve kurallardan bazıları yapmak istediğimiz şeyleri yapmamıza mani oluyor, derin dürtülerimiz baskılıyor, özellikle de bu dürtüler bacaklarımızın arasında yangın çıkardıkları zaman.
Vivimos nuestras vidas con muchas reglas. Y algunas nos impiden hacer las cosas que queremos. Hacen que suprimamos nuestros deseos más profundos... cuando se juntan como un incendio entre nuestras piernas.
Bir buzdolabı kadar büyüktü ve yangınları atmak için kullanılıyordu.
Es tan grande como una mini-nevera y se utiliza para establecer los incendios.
İnsansız bir yangın hortumu gibi.
Al igual que una manguera de incendios no tripulado.
Yangın alarmını tamir edeceğim.
Voy a arreglar los detectores de humo.
Evet hanımefendi, petrol kulesinde yangını doğrulayan birkaç ihbar var.
Sí, hay un par de informes sobre un incendio en una plataforma.
Evet, yangın Deepwater Horizon'da.
Sí, hay un incendio en la Deepwater Horizon.
- Yangın söndürme pompaları için mi?
- ¿ Para el equipo antiincendios?
Sahil Güvenliği aradım yangın olduğunu doğruladılar. Ama belki sen bir şey duymuşsundur diye merak ettim.
Llamé a la Guardia Costera y confirman que hay un incendio... pero quería saber so tú sabes algo.
Sadece yangın var dedi.
Solo que hay un incendio.
Yangın 87 gün boyunca sürdü ve Meksika sularına tahmini 210 milyon galon petrol döküldü.
El reventón duró 87 días y derramó un estimado de 210 millones de galones de petróleo al Golfo de México.
Oturma odasındaki kaleye katlanabilirim. Bıkmadan usanmadan o lanet oyuncakların üzerinden atlayabilirim. Ama yangın çıkarmaya başlayınca bu işe artık bir dur derim.
Puedo comprender sus herramientas, el campamento en la sala, los juguetes en mi camino, pero pasó de los límites, comenzando incendios.
Hayatım, yangın çıkar çıkmaz fark ettiğin için şanslıyız çünkü hasar çoğunlukla yüzeysel.
Cariño, tuvimos suerte que hayas visto cuando sucedió porque la mayor parte del daño es superficial.
Kazara oldu herhâlde. Odada oynuyordu ve bir anda yangın çıktı sanırım.
Un accidente, probablemente... estaba jugando con algo y se prendió.
Olive de minik bir yangın çıkartmış olabilir.
Y es posible que Olive provocara un pequeño incendio.
Yangın dairesi, yangın dairesi!
Control de incendios, control de incendios.
Şu yangını söndürün!
Apaga el incendio!
İçimde yangın var gibi.
Tengo fuego en el cuerpo.
İtfaiyeciler şu ana dek yangının neredeyse % 10'unu kontrol altına alabildi.
Los bomberos fueron capaces de contener el 10 % hasta ahora.
Bizimle olmaya devam edersiniz Cortland Üniversitesi'nin kampüsünde korkuç bir yangın çıkaran patlamanın olduğu Detroit şehir merkezinden canlı yayın yapacağız.
Si acaba de sintonizar, estamos en vivo desde Detroit, donde una explosión inició un incendio devastador en la ciudad universitaria de la Universidad Cortland.
Bizimle olmaya devam edersiniz Cortland Üniversitesi'nin kampüsünde korkuç bir yangın çıkaran patlamanın olduğu Detroit şehir merkezinden canlı yayın yapacağız.
Si acaban de sintonizarnos, estamos en vivo desde Detroit, donde una explosión inició un incendio devastador en la ciudad universitaria de la Universidad Cortland.
Yin ve Yang'ın her iki yanısın.
Ambos lados del Yin y el Yang.
Böylece durumu adamakıllı ele alıp uygun ücreti belirler sonra da saatleri, araç gereci ve işin kapsamını konuşur, böylece de yangından mal kaçırmamış oluruz.
Una vez que evaluemos la situación como es debido, podemos hablar de horas de trabajo, materiales y de hacer las cosas tomando todas la previsiones.
Tüm şehir yangın yerine döndü. Televizyonda görüntüler dolaşıyor.
La ciudad está en llamas.
Yang, Oren'a, sana neler hissettirdiğini anlat.
Yang, dile a Oren qué te hace sentir.
- Çabuk, yangın var!
- ¡ Rápido, hay un incendio!
Yangında kaybedilenler ancak küllerde bulunur.
Lo perdido en el fuego aparecerá en las cenizas.
Uzman Yang!
¡ Especialista Yang!
Bir inç çelikten yumruk çıkabilen yangın söndürme turları.
Balas incendiaras que pueden perforar 2,5 cm de acero.
Önce, su tedarik sistemlerini bombalayacağız, böylece yangınları söndüremeyecekler.
Primero, bombardearemos su sistema de suministro de agua, para que no puedan apagar ningún fuego.
Yangın merdiveni, üst kat.
La escalera de incendios, siguiente piso.
O benim yin'im, ben onun yang'iydim.
Ella era mi yin, y yo era su yang.
Ve yangın söndürücü de başladı.
Y esos son los rociadores.
Yangından korktum, yangından çok korktum...
Estaba muy asustada por el fuego y...
Yangın. - Bunun ne yararı olacak?
¿ Cómo va a ayudar eso?
Şu yangını bir söndürmem lazım.
Ahora tengo que apagar ese fuego.
Çalışan Çavuşu David Dime, Çavuş Antonio Holliday, Uzman William Lynn,
Sargento segundo David Dime... sargento Antonio Holliday... especialista William Lynn... especialista Marcellino Montoya... especialista Theodore Yang... especialista Robert Earl Koch... soldado Lodis Beckwith... y soldado Kenneth Sykes.