Yoksa translate Spanish
115,024 parallel translation
Peki ya ben... Listede yok muyum yoksa?
Y yo, ¿ qué... no estoy en la lista?
Belli ki ben hiçbir plana dahil değilim yoksa neden bu lanet hücrede olayım ki hala?
Claramente, no estaba en ningún plan... o no seguiría aún en esta maldita celda.
O kızlar rüya âleminden çıksa iyi olur yoksa hepimiz öleceğiz.
Será mejor que esas chicas salgan cagando leches de ese mundo de ensueño o todos caeremos con ellas.
Ayrıca bir Nainsan olarak oraya gitmek çok kötü bir fikir. Sen burada lazımsın. Gerçek Mack'in hayatta kaldığına emin olmalıyız yoksa bütün bunlar boşa gider.
Además del hecho de que ir a ese mundo como Inhumana... es la peor idea del mundo, te necesitamos aquí... asegurándome de que el verdadero Mack está vivo... o todo será en vano.
Bunu bir balığa bakarak mı söyledin yoksa S.H.I.E.L.D. brifingi sırasında mı öğrendin?
¿ Puedes decir eso por el único pez que hemos visto... o lo has aprendido en una reunión informativa de S.H.I.E.L.D.?
Phil, yoksa seni öldürmeye mi çalıştım?
Phil, ¿ intenté... ¿ Matarte?
Yoksa adamların kaynak yaparak kapatır.
O haré que estos hombres la cierren por ti.
Yoksa Aida bizi hemen bulur.
May tiene que mantenernos en movimiento.
O bir insan mı yoksa Nainsan mı?
Entonces, ¿ es humana o inhumana?
Bu iyi haber bakışı mı yoksa kötü haber bakışı mı?
¿ Es la cara de buenas o de malas noticias?
Şaplağı yersin yoksa.
Antes de que te dé un buen azote.
- Baba.. - Yoksa, kendini kovboy gibi mi hissettiriyor?
- Papá... - ¿ O qué, le gusta esconderse en el armario mientras su propio vaquero se ocupa de su mujer?
Şuan çiftlikten mi bahsediyoruz yoksa gururundan mı?
¿ Hablas del rancho o de tu orgullo?
Benim için mi yoksa senin için mi?
¿ Para mí? ¿ O para usted?
Bana çocuklar ver, yoksa ölürüm.
Dame hijos o si no, moriré.
Hoţunuza gitmedi mi yoksa?
¿ No ha estado bien?
Yoksa kendi sonumu mu getirdim?
¿ Me han invitado a mi propio final?
Babacık seni uyutmadı mı yoksa?
¿ Papá no te deja dormir?
Tek bir akşam yemeği. Senin varlığına emin olduğun etkileşim eğer yoksa arkadaş olarak devam edeceğiz ve alınmaca gücenmece yok.
Una cena, y si esta química que claramente crees que existe, no existe, nos despedimos como amigos, sin rencores.
Yoksa istediğim büyük şey mi? Bu konuşma için cesaretimi toplamışken asansöre biner binmez hepsinin aklından uçup gidecek olmasından nefret ediyorum.
Odiaría pensar que reuní el coraje para hacer esto, y que cuando te subas al elevador, te olvidarás.
- Eğitmeye mi yoksa canlarını çıkarmaya mı?
¿ Enfocarse o desquitarse?
Esther evlendi seviyesinde mi yoksa Harvey kıdemli ortak oldu seviyesinde mi?
¿ Como cuando Esther se casó o como cuando Harvey fue socio sénior?
Louis'e şerefsizin teki olduğu için sonunda biri dava mı açtı yoksa?
¿ O ya están demandando a Louis por actuar como idiota?
Derdinin ne olduğunu söyleyecek misin yoksa yanlış yöne ateş püskürmeye devam mı edeceksin?
¿ Quieres decirme qué pasa o quieres seguir disparando tu pistola en la dirección equivocada?
Bitirdin mi yoksa satışa neden izin verdiğimi dinlemek için bir dakikan var mı?
¿ Ya terminaste o tienes un minuto para oír - por qué deje que se concrete? - No me importa.
Bana mikrofilmi ver kaltak yoksa seni de aileni de gebertirim.
Dame el microfilm, zorra, o te mataré a ti y a tu familia.
Sen deli misin yoksa dolandırıcı mısın?
¿ Estás loco o solo eres un farsante?
"Bana bir çocuk ver, yoksa ölürüm." dedi.
'Dame hijos, o si no, moriré'.
"Bana bir çocuk ver yoksa ölürüm."
'Dame hijos, o si no, moriré'".
Talebimi geri çekersem Palmer'in elinden bir şey gelmez. Yoksa sen...
Si me retiro de esa audiencia, Palmer no podrá tocarnos.
Bunu bile yapabilecek özgüveni yoksa aslında o kadar da adam değil demektir.
- ¿ Qué puedo decir? , si un hombre no tiene la confianza para hacer eso, entonces no es realmente un hombre.
Yap yoksa ben yaparım.
Hazlo o lo haré yo.
Yoksa itibarın seni hapiste nereye kadar korur hep birlikte öğreniriz. Anlıyorum.
Vas a hacer lo que queramos o vas a averiguar cuánto te protege tu reputación en la cárcel.
Soru şu, onu mu karşına alacaksın yoksa beni mi?
La pregunta es : ¿ Vas a estar en contra de él o contra mí?
Göğsünüzü kabartıp ofis politikalarına devam mı etmek istersiniz yoksa sizi en üstlere çıkaracak bir fırsatı duymak mı istersiniz?
Ahora, ¿ quieren hinchar su pecho y jugar a política de oficina o quieren escuchar una oportunidad que podría mandarlos a la cima?
Hayalimizden vazgeçecek miyiz yoksa pes etmeden devam mı edeceğiz?
¿ Vamos a darnos por vencidos y abandonar nuestro sueño o vamos a luchar un día más?
O yüzden şüphelenmemi gerektirecek herhangi bir şey var mı yoksa hepsi benim adiliğim mi direkt sana sormak istedim.
Por eso quise preguntarte si ese nudo tiene razón de ser, o si soy un imbécil por dudar de ti.
- Sakıncası yoksa neden ben sorabilir miyim?
¿ Te importa si pregunto por qué yo?
Şimdi halledebileceğini düşünüyor musun yoksa yardım bulmamı ister misin?
Ahora, ¿ crees que puedes solucionar esto o necesitas que busque ayuda?
- Sonra derken öğleden sonra mı yoksa Doktor Agard'ı gördükten sonra mı?
Quieres decir, ¿ luego esta tarde o luego después de que veas a la Dra. Agard? - ¿ Qué?
Hizmetliyi iflas yönetiminin başına mı geçirmek istiyorsun yoksa güvenlik görevlisini hukuk davalarına?
¿ Pondrás al conserje a cargo de bancarrotas? O el guardia de abajo podría ser jefe de litigios.
Yoksa üniversiteli kız tecrübelerin mi?
¿ O tu experiencia como universitaria?
Şimdi gidip yat. Yoksa seni rapor ederim.
Ahora vete a la cama antes de que te denuncie.
Mesai bitiminde, yoksa Frost'un fişini çeker hayatının çalışmasını parça parça satarız.
A última hora del día, o cortamos la relación con Frost y vendemos el trabajo de su vida pieza por pieza.
Bizi ışığa götür... yoksa sevdiklerin sevdiğime katılır ilerde.
Llévanos a la luz... o tus seres queridos se unirán a los míos en el más allá.
Kanada'ya varana kadar üzerinde tutmalıyız. Yoksa mikrop kapacak.
Tienes que seguir con esta dosis hasta Canadá o se te va a infectar.
Yoksa hepsini çıkarır.
Se pondrá molesta y escupirá todo.
Bu halin... dün geceden mi yoksa bu sabahtan mı?
¿ Esto es de anoche o de esta mañana?
Kitapları burada mı istersin yoksa evde mi?
¿ Los deja aquí o en la casa?
Sen böyle mi doğdun? Yoksa her şeyi kontrol etme ihtiyacını Carol'a mı borçluyuz?
¿ Naciste así o debo agradecerle a Carol tu necesidad de controlarlo todo?
Üşüdüğün için mi yoksa bir şey hissettiğin için mi?
¿ Porque tienes frío o porque has sentido algo?