Yoksa o translate Spanish
68,285 parallel translation
Yoksa onların mı sigortası olmak istersin?
¿ O prefieres ser el suyo? Decídete.
Yoksa o öğrenir.
O lo hará ella.
Aklından dahi geçirme Oliver yoksa oğlun annesiz kalır.
Ni siquiera lo pienses, Oliver... O tu hijo pierde a su madre.
Yanında mı yoksa oyun oynamaya devam mı edeceğiz?
¿ Lo tienes o vamos a seguir jugando?
Yoksa sana para mı veriyorlar?
¿ O le están pagando?
Anlaşmayı imzala yoksa seni gece sonuna kadar tutuklarız.
Firma el acuerdo, o te arrestaremos al final de la noche.
- Söyleyen Asher olduğu için mi yoksa- - - Bilmiyorum dedim.
¿ Porque fue Asher quien lo dijo o...?
Geri çevirme yoksa peşine düşerim.
Acéptalo, o iré a por ti.
O mu yoksa sen mi daha çok aptalsınız bilmiyorum.
No sé quién es más idiota, si ella o tú.
Yoksa benimle direnip, savaşacak mısınız?
¿ O resistiréis conmigo y lucharéis?
Hemen evraklarını göster yoksa ateş ederiz, anladın mı?
¡ Papeles! ¡ Ahora, o disparamos, ¿ queda claro? !
Yoksa sen... Firmayı kapatmıyorsun değil mi?
- No vas a cerrar, ¿ o sí?
İşin falan mı var yoksa?
¿ O acaso estás ocupada?
Çabucak doğaçlama bir şey yapsak iyi olur yoksa şurada asılan biz olacağız.
Debemos improvisar algo rápido, o los que estarán ahí seremos nosotros, colgados así.
Boyun eğin yoksa ateş açacağız.
Obedezcan o se les disparará.
Sittwe'den bir çıkış yolu bulmam için 1 yıl bekleyecek misin yoksa dünyayı değiştirme işimize devam edebilmemiz için bana bir ortak mı bulacaksın?
Entonces, ¿ vas a esperar un año para encontrarme una salida de Sittwe? ¿ O me vas a conseguir un compañero, para continuar con el negocio de cambiar el mundo?
Kendin mi öğrendin yoksa kökleri içine mi işlemişti?
¿ Lo habías aprendido... o era innato en ti?
Tam pişmiş mi orta seviyede pişmiş mi yoksa kanlı mı?
¿ Bien hecha, término medio o que sangre?
Onların ortağı mısın, yoksa benim mi?
¿ De quién eres compañero? ¿ De ellos o mío?
Yoksa Nora'nın hayaletini mi?
¿ O al fantasma de Nora?
Sen mi erken geldin, yoksa ben mi geç kalıyorum?
¿ Usted llegó temprano o yo estoy atrasado? Lo siento.
Giden sonuncu muydu, yoksa sona kalan var mı?
¿ Ese es el último o tenemos a algún rezagado?
Yoksa çoğalttın mı Chuck?
¿ O hiciste copias? ¿, Chuck?
Dur yoksa vururum!
¡ Alto! ¡ O disparo!
Sende mi yoksa değil mi?
¿ Lo tienes o no?
- $ 350,000 getirmek için dört günün var yoksa kardeşin ölür.
- Sí. - Tienes cuatro días para pagar 350.000 dólares en efectivo, o tu hermano se muere.
O para yarından önce elime geçecek yoksa tıpış tıpış oraya gidersin.
Necesito el dinero mañana o es ahí exactamente donde acabarás.
Yoksa sormasam mı...
¿ O no puedo...?
Ağabey misin, yoksa kardeş mi?
¿ Tus hermanos son mayores o menores?
Yoksa...
O...
Yoksa Clary'ye hislerini açıklamak mı?
¿ O quizás por decirle a Clary lo que sientes?
- Yüzümde bir şey mi var yoksa... - Yok, hayır.
Hay algo en mi cara, o...
Bir tur daha yapalım mı yoksa yoruldun mu?
Vamos, ¿ quieres otra ronda o te empiezas a cansar?
Emirlerime itaat edin yoksa sonunuz Idris'te kınama cezası almayı bekleyen Aldertree gibi olur.
Acatad las órdenes, o acabaréis como Aldertree, en Idris enfrentándose a una reprensión.
- Çabuk tak yoksa boğazına tıkarım.
Hazlo, o te lo meto en la garganta.
- Yoksa konuşmadık mı?
¿ O no fue así?
Başka birini mi buldu yoksa yeterince uzun mu değildin?
¿ Encontró a otra, o no eres lo bastante alta?
Yoksa...
O como alternativa.
Yoksa...
O sino...
Atışını tuttursan bile beni öldürmeyeceğini çoktan söyledin. Yoksa durum sonunda değişti mi?
Aunque tuvieras una oportunidad, ya me dijiste que no me matarás o ¿ finalmente cambiaron las circunstancias?
Yayından mı kaldırıldık yoksa...
Nos cancelaron o...
Yoksa Bertie mi?
¿ O es Bertie?
Siz geçinemiyor musunuz yoksa...
¿ No se llevan bien o...?
Bırakmaya çalışıyor musun yoksa...
¿ Intentas dejarlo o eso no...?
Bu gece Randy'yi çağırdın mı yoksa...
¿ Invitaste a Randy hoy o...?
Andy'yle AA ile ilgili bir mevzuda konuşmam gerekiyor, bölümü durdurmak ister misin, yoksa millet gıcık mı olur?
Tengo que hablar con Andy de algo de AA. ¿ Quieres pausar el episodio o les molestará a los demás?
Kayıt kabinini mi yoksa her gün papyon takan stajyerimiz Mason'ı mı?
¿ La sala de grabación o al pasante Mason que usa un moño todos los días?
Burnunu sokma, diyebilirsin ama geçen gün seni sinemada gördüğümde biriyle olduğun belliydi. Ciddi bir şey miydi yoksa...
Oye dime si no es asunto mío, pero cuando te vi en el cine el otro día, estabas con alguien. ¿ Es algo serio o...?
Aslında öylesin, yoksa bunu da mı unuttun?
De hecho sí, ¿ o también se te olvidó eso?
- Sakinleşmen lazım yoksa nöbet geçireceksin.
O sea, él es inteligente. - Tienes que calmarte o tendrás otra convulsión.
Peki... Şimdi bu Orchard Bay Tesisi mi yoksa şehir merkezi yapılandırması mı?
Muy bien, ¿ estas son las instalaciones de la Bahía Orchard o de la reconstrucción del centro?
yoksa öldürürüm 16
yoksa ölürsün 31
yoksa onu öldürürüm 18
yoksa ölür 17
okay 54
opera 37
önce 471
ömer 50
orleans 20
orospu 270
yoksa ölürsün 31
yoksa onu öldürürüm 18
yoksa ölür 17
okay 54
opera 37
önce 471
ömer 50
orleans 20
orospu 270