Zor iş translate Spanish
1,945 parallel translation
Buraya zor iş günlerinin kurtlarını dökmek için gelirdik.
Solíamos venir aquí después de trabajar para relajarnos.
Zor iş.
Es difícil.
Zor iş.
Es duro.
Çocuk büyütmenin severek yapılan en zor iş olduğunu söylerlerdi de inanmazdım.
No bromean cuando dicen que criar a un hijo es el trabajo más difícil que vayas a amar.
zor iş, fakat birkaç nesil bu işi yapıyoruz.
Es un trabajo duro, pero lo que fabricamos durará un par de generaciones.
Randevular zor iş, her zaman gerçekleşmezler.
Las citas son complicadas, nunca resultan.
Kendi pornomu çekicem. - Boşver evlat zor iş
- Tienen niños de altura normal. - ¿ Qué haces?
Prenseslik zor iş?
¿ Ser una princesa es trabajo duro?
Zor iş.
Un duro trabajo.
Aptal gibi görünmeden ukulele çalmak zor iş. Ama sen bırakma.
Sabes, es difícil tocar el ukelele sin parecer un idiota, pero sigue con eso.
Evlilik zor iş.
Los matrimonios son frágiles.
Oldukça zor iş.
Vamos, está dicho todo allí.
Zor iş, kardeşim.
Una dura decisión, hermano.
Çocuk büyütmek zor iş.
Dan mucha lata.
Şey bence sivillerle çıkmak zor iş.
Creo que es duro salir con civiles
Bunun yasal işlemleri zor iş.
Habrá que hacer un montón de papeleo.
- Bu zamanda iş bulmak zor.
Los tiempos están duros.
Zor bir iş ama yardım etmek için buradayız.
Es una tarea dura. Pero estamos para ayudar.
Çok açık konuşmak gerekirse herkes için çok zor bir iş bu.
Bien, siendo muy, muy honesto pienso que era un trabajo muy difícil de hacer para cualquiera.
"Bu, Başkan olmaktan çok daha zor bir iş."
"Lo cual es más difícil que ser presidente".
Ben sadece onun intiharını araştırıyorum ama eşyaları ortada yokken bu iş biraz zor oluyor Bayan Crawford.
Sólo investigo su suicidio, Sra. Crawford. Lo que ha sido más difícil porque sus cosas desaparecieron.
unutma canım, sadece kendini düşünürsen bu iş çok çok zor olur.
Recuerda, querida el trabajo se hace difícil cuando sólo piensas en ti misma.
Bazen bu iş insanı kendi kendine zor sorular sormaya mecbur ediyor. Don'ın cevaplara hazır olmadığı bir durumdu.
Solo que algunas veces este trabajo te obliga a hacerte preguntas muy duras y me imagino que esa fue una vez que Don no estaba listo para las respuestas
- Zor bir iş, Zack.
Un trabajo realmente sólido, Zack.
Zor bir iş
Es un trabajo difícil.
Bu iş kolunda birçok zor seçim yapmak zorundasınız.
Hay que tomar muchas decisiones difíciles... en este negocio.
Senin ailen gibi bir ailenin tüm işlerini yönetmek zor bir iş olsa gerek.
Debe ser un gran reto manejar un negocio tan grande como el suyo.
Çok çok çok ama çok zor bir iş millet.
Duro, duro, duro, trabajo duro.
Carl yaşlı ve yalnız bir adamı öldürmek oldukça zor bir iş olmalı.
Entonces, Carl matar a un pensionado debe haber sido un trabajo duro para ti.
Şimdiyse oraya buraya iş atmaktan akşam yemeğini bile zor tamamlıyorsun.
Ahora ni siquiera puedes pasar una comida sin saltar y...
İsteselerdi, bu iş senin için bu kadar zor olmazdı.
Si no fuese así, no sería tan difícil para usted.
Zor bir iş değil. Romano, Bölge'ye ne dedin?
Oye, Romano, ¿ qué les dijiste a los de la 25?
zor bir iş olduğunu düşünüyorum. iyi iş.
Supongo que no lo estoy haciendo muy bien.
Aslına bakarsan burada otururken o iş zor.
Viviendo aquí, sabes, no será fácil.
Yani sadece diyorum ki buralarda iş bulmak oldukça zor.
No, no. Solo queria decir, umm... con lo dificil que es... encontrar trabajo por aqui para cualquiera.
Zor bir iş bu.
Es trabajo duro, tío...
Yani ayağa kalkıp yürümek varken o şeyi itmek çok daha zor bir iş.
Es mucho más trabajo montar este acto que ponerse de pie.
Bak, Kenley'i o kadar iyi tanımıyordum ama senin için zor olsa gerek yani uzun zamandır birlikte çalıştığın iş arkadaşını kaybetmek.
Mira, yo no conocía demasiado a Kenley. Pero tiene que ser duro perder a un compañero con el que trabajaste durante mucho tiempo.
Gizli iş yapmak zor. Tamam. Bu Duke için bir problem miydi?
Muy bien. ¿ A Duke se le dificultaba?
Keşke ben de yemek yapabilseydim, Ama sadece... Çok zor bir iş gibi görünüyor.
Desearía poder cocinar, pero es sólo que... parece un trabajo terriblemente duro.
Avcılar için bu iş oldukça zor görünüyor.
Ahora parece imposible la tarea para los cazadores.
Zor bir iş.
Materia fuerte.
Ama o iş o kadar zor olamazdı, değil mi?
Bueno, podría haber sido menos duro, ¿ no?
Bu iş zor değildi ama önemliydi.
Este no era un trabajo difícil pero era importante
Tek diyebileceğim zor bir iş üstlenmişsin.
Te has tomado un trabajo increíble.
- İş zor bir iş.
- Es un trabajo duro.
Bu iş zor olacak... senin için.
El trabajo será difícil... para ti.
Yeni bir iş kurmak oldukça zor.
Empezar un nuevo negocio es bastante difícil.
Zor bir iş.
- Es un trabajo duro.
Bu zor bir iş.
Esta es difícil.
İş ve çocukları dengelemek ne kadar zor bilirim.
Sé lo que es equilibrar trabajo e hijos.
isobel 20
ister 23
isabella 89
istediğim 46
isim 189
işim 71
işini 16
isabelle 104
isaiah 38
istemiyorum 1125
ister 23
isabella 89
istediğim 46
isim 189
işim 71
işini 16
isabelle 104
isaiah 38
istemiyorum 1125
işıklar 178
ışıklar 44
istiyorum 518
işte bu 2275
iste bu 21
işte burada 1824
iste burada 21
işte orada 1649
iste orada 22
isim yok 36
ışıklar 44
istiyorum 518
işte bu 2275
iste bu 21
işte burada 1824
iste burada 21
işte orada 1649
iste orada 22
isim yok 36