Işim yok translate Spanish
1,691 parallel translation
Hiç işim yok
No tengo trabajo.
Pekala, artık bir işim yok,... yani, merak edeceğin bir şey kalmadı.
Bien, ya no tengo más trabajo, así que no hay nada de que te debas preocupar.
Benim burada işim yok.
¿ Usted es el esposo, Sr. Vasser?
Evet, işim yok.
Yeah, soy libre.
Benim hiç işim yok, çok isterim- -
No tengo nada mejor que hacer que mirar...
Burada hiç bir işim yok.
No tengo nada que hacer aquí.
Aslında bir sonraki partiye kadar hiç işim yok.
No estoy ocupado. De hecho, no tengo nada para los siguientes- -
- Hayır. Tüm gün burada takılıp seni beklemekten başka yapacak işim yok mu sanıyorsun?
¿ Creo que no tengo nada mejor que hacer, que pasar el rato y esperarte?
Hayır, işim yok.
No estoy haciendo nada.
Bunun sebebi çünkü işim yok yada okula gitmiyorum... hiç bir şey yapmadan oturuyorum ki bu oldukça saçma.
Existe esa percepción de que porque no tengo empleo o no estoy estudiando estoy sentada haciendo nada, lo cual es ridículo.
Ama göğüs cerrahı yada onkolojist olmadığıma göre olay hakkında bu akşam yapabileceğim başka bir işim yok.
Pero como no soy cirujana de senos ni oncóloga no hay mucho que pueda hacer al respecto esta noche.
Burada hiç bir işim yok.
No tengo por qué estar aquí.
Mazzano'larla işim yok benim.
Los dejaste sin negocio. No tengo nada que ver con ellos.
Javier, Bu adamla konuşmam! Bununla işim yok benim!
Javier, ¡ no hablaré con él!
2-3 saatliğe sadece. Ondan sora işim yok.
Dos o tres horas, no más.
Bianca'yı bıraktıktan sonra bir işim yok. Ama sadece ben olacağım, o yüzden...
Después de que lleve a Bianca, estaré libre pero seré yo solo, así que- -
Seninle işim yok, duydun mu?
Esto no tiene nada que ver contigo, ¿ me escuchas?
Sana birşey söyleyeceğin, Nicky. Sam'in tüm parası emlakçılar için cennet sayılan bir yerdeki koca bir çukurun içinde, ama benim o köpek dövüşünde işim yok!
Todo el dinero de Sam está invertido en un gran agujero en el suelo de un bonito inmueble del Strip, pero no me interesa.
Sigara da içebilirsin. Çöplerle uğraşmana da gerek yok çünkü çöpler benim işim.
Y no tendrás que sacar la basura, yo la saco.
İşim yok. Çalışmıyorum.
Dijiste que trabajabas con los chicos...
İkinci işim yok.
No tengo un segundo trabajo.
Zaten bu gece yapacak başka bir işim de yok.
No tengo nada más que hacer esta noche.
Bir yer, bir isim falan yok mu?
. ¿ Me puedes dar un nombre? ¿ un lugar?
Herhangi bir isim yok.
No hay nombre.
İsim yok, sadece rakamlar var.
No hay nombres, sólo números.
Drew Imroth'tan başka isim yok mu?
¿ No hay otros nombres además de Drew Imroth?
Bağlantıları kesik. Tamam, Curtis, bu çok ilginç, ama burada yeni isim yok.
Está bien, Curtis, es muy interesante, pero no hay nuevos nombres aquí.
İsim falan yok.
Bueno, no hay nombres.
- İsim yok.
En forma anónima.
- İsim yok, Marco.
Son anónimas, Marco.
İsim yok, mevkii yok.
Sin nombres, ni siquiera una posición establecida.
- Elinizde bir isim yok mu?
- ¿ Ni siquiera tienes un nombre?
Ama şu an işim başımdan aşkın ve bir ameliyata ayıracak vaktim yok.
Estoy inundado de trabajo ahora, no puedo pedir tiempo libre para una cirugía.
Ben sana isim verene kadar bir ismin yok.
Tú no tienes nombre hasta que yo te dé uno.
İsim, numara yok mu?
¿ Ningún nombre o número?
Bir işim yok.
No tengo trabajo.
İsim yok, tam teçhizatla yürüme cezası yok.
Sin presentaciones, y evitaremos problemas.
Cep telefonuyla bağlantılı isim yok.
Bien, no hay nombre asignado al número de celular.
Evet, bunun için zamanım yok. Saçımla işim biter bitmez çıkıyorum.
Saldré por esa puerta en cuanto termine con mi pelo.
- Sorun yok, bana isim ver. - Wernick's.
- Está bien, dame un nombre.
İşim yok. Şu anda olduğundan daha fazla borca batmak istemiyorum.
No tengo trabajo y no quiero acumular más deudas.
Üzerimde ışık parıltılarından başka bir şey yok. Orası geldiğim ve işim bittiğinde geri döneceğim yer.
Arriba de mí no hay más que luz brillante, el lugar del que he venido, y al que volveré, cuando haya terminado aquí.
Ve kağıt şapkalarla, peçetelerle ve isim kartlarıyla hiçbir ilgisi yok.
yo también tengo un plan de negocios. Y no tiene que ver con nada con gorritas de papel, servilletas y menús
İsim yok, kimlik yok.
ni nombres, ni identificaciones.
Karım yok. İşim yok.
No tengo esposa ni trabajo.
Evet, ama artık burada bir işim yok.
No tengo mas trabajo.
İşim yok
No tengo trabajo
Yok, yok... işim bitti.
No, ya terminé.
Tamamlanacak çok işim var ve yeterince elemanım yok.
Tengo que terminar muchos trabajos y me falta mano de obra.
Benim New York'ta işim bile yok.
No trabajo en Nueva York.
İsim yok.
Sin nombres.
isim yok 36
yoko 23
yokohama 35
yok artık 174
yokum 65
yok ya 124
yoksa 930
yok öyle bir şey 68
yoksa sen 40
yok ol 36
yoko 23
yokohama 35
yok artık 174
yokum 65
yok ya 124
yoksa 930
yok öyle bir şey 68
yoksa sen 40
yok ol 36
yok mu 410
yoksa ben 17
yok ki 29
yok daha neler 57
yoktur 42
yok birşey 158
yok canım 523
yoksa ne olur 26
yok bişey 18
yok oldu 57
yoksa ben 17
yok ki 29
yok daha neler 57
yoktur 42
yok birşey 158
yok canım 523
yoksa ne olur 26
yok bişey 18
yok oldu 57
yok bir şey 967
yoktu 131
yok musun 43
yoksa ne 75
yok et 47
yok yahu 26
yoksa seni öldürürüm 37
yoksa o 24
yok etmek 16
yok hayır 73
yoktu 131
yok musun 43
yoksa ne 75
yok et 47
yok yahu 26
yoksa seni öldürürüm 37
yoksa o 24
yok etmek 16
yok hayır 73