Çalınmış translate Spanish
1,495 parallel translation
Benim dizaynımından çalınmış.
Es una copia ilegal de uno de mis diseños.
Çalınmış bir kamyon ihbarı yapılmamış
Empiece en Seattle y trabaje hacia el sur. Capitán, no hay informes de cualquier camión hurtado. Bien, manténgase buscando.
- Taş burada mı çalınmış?
¿ Es aquí donde robaron la roca?
Ajan McGee, iki haftada 7 araba çalınmış.
¿ Agente McGee? Siete autos robados en dos semanas.
Minton'ın evinden çok sayıda silah çalınmış.
Falta una enorme reserva de armas en casa de Minton. ¿ Por qué?
Dairem çalınmış eşyalarla doluymuş gibi davranıyor.
Como si tuviera mi departamento lleno de cosas robadas.
Sadece malı çalınmış zencinin birisin.
Sólo eres un negro al que le robaron.
Sanırım arabam çalınmış.
Creo que me robaron el auto.
- Kol düğmelerim çalınmış. Merak etme.
Mis gemelos han sido robados.
Tek bildiğim, sayılacak para çalınmış.
Por lo que sé, todo el dinero que enviamos estaba contado.
Tampondaki izleri tekrar alman gerek çünkü iz bantları çalınmış.
Necesito que busques huellas en el parachoques porque las que tomamos fueron robadas.
O zaman tuvalet kağıdı çalınmış, ben de şikayette bulunmak istiyorum.
Como el papel higiénico ha sido robado quisiera hacer una denuncia.
Son kurban olayında bu haftalarda çalınmış olabilecek soğuk hava kamyonlarını... kontrol edip görmek istiyorum.
Tras la última víctima, me gustaría investigar si algún camión frigorífico ha sido robado en... la última semana o así.
Altı bin dolar ve Fabergé yumurta kolleksiyonu çalınmış.
Seis mil y una colección de huevos Fabergé. De acuerdo.
Mike'ın kasasından 70 bin dolar çalınmış.
Motivo.
Her zamanki gibi. Ben, kaldım. Kafam yerinden çıkacak halde sokağın ortasına zıpladım ve bir baktım, lanet arabam çalınmış.
Yo me quedé, me drogué hasta reventar tropecé en la mitad de la calle y veo que me habían robado el maldito auto.
- Cüzdan cesetten çalınmış mıydı?
Le sacaron el monedero?
Bir taksiye atladım ve eve gidip uyudum. Sonra da karım olup biteni anlamasın diye arabam, evimin önünden çalınmış gibi rol yapmaya karar verdim.
Volví a casa en taxi, me acosté y fingí que mi coche había sido robado,
12 saat önce Moskova'dan kıtalararası iki Cruise füzesi çalınmış.
Hace 1 2 horas. se robaron dos misiles de crucero intercontinentales en Moscú.
Bunu insalara çalınmış mal sattığını söylemeden önce düşünecektin.
Deberias haber pensado eso antes de ser arrestado por decirle a la gente que estabas vendiendo mercancia robada.
Çünkü çalınmış olamaz.
Porque no es posible que te lo hayan robado.
Sonra ortadan kayboldu. Sanki kendi çalınmış gibi.
Luego desaparecio como si el lo hubiera robado.
Fakat o kadın hamile ve tüm eşyaları çalınmış.
Pero ella está embarazada y todas sus cosas fueron robadas.
Silah oradan çalınmış.
Ahí fue robada la pistola.
görünüşe göre saldırıdan birkaç gün önce çalınmış.
Resultó que fue robada unos días antes del ataque.
Savaş bakanım. Mühendislerden biri pusuya düşürülmüş. Matkabın planları çalınmış.
Ministro de guerra, un ingeniero fue emboscado y sus esquemas fueron robados.
Her iki kurbanın da cüzdanları ve cep telefonları çalınmış.
A ambas víctimas les robaron sus carteras y celulares.
Bebek karnı yarılarak ondan çalınmış.
El bebé fue sacado y robado.
Elimizde arayan numara vardı. İzini bulmaya çalıştım. Araştırmam çalınmış bir cep telefonunda son buldu.
Recibí una llamada, la rastreé y resultó ser de un celular robado.
Dr. Tokita'nın elindeki üç örnek çalınmış.
Han sido robadas tres muestras que estaban en posesión del doctor Tokita.
Mavi bir Ford uzun süreli park yerinden çalınmış.
Han denunciado el robo de una furgoneta Ford azul del parking.
Anladığım kadarıyla, keman emanet kasasından çalınmış, öyle mi?
He oido que el violin ha sido robado de las cajas de seguridad?
Sam'in müşterilerinden birinin emanet kutularından Süper Bowling kupası çalınmış.
A uno de los peces gordos de Sam le han robado un anillo de la Superbowl en una de nuestras cajas de seguridad.
Ekibin bir parçası olmak yerine, onlarla, kemanı ödünç almak ve soygun gecesi onu çalınmış gibi göstermek üzere anlaşma yaptım.
En vez de entrar en el equipo. concluí el trato de tomar prestado el Stradivarius, y... que fuese robado la noche del robo.
Kamyonum çalınmış.
¡ Mi camión fue robado!
- Gracie'nin yerinden bazı böcek ilaçları çalınmış.
Le robaron pesticidas a Gracie.
İlk önce Naziler tarafından çalınmış.
La primera vez por los Nazis.
O zaman, çalınmış olan sahteydi.
¿ Entonces estamos diciendo que el que fue robado era falso?
Tura çıkmadan önce bir tablonun çalınmış olması bir tesadüften ibaret olamaz.
Miren, el hecho de que esa pintura fuera robada un mes antes de que se suponía fuera a una gira, no puede ser coincidencia.
Gazeteler asla çalınmış eserlerden söz etmedi.
Los periódicos no hacían ninguna mención a que algo fuese robado.
Ketamin de çalınmış mıydı?
¿ Y alguna de ellas fue ketamina?
Dex'in arabası çalınmış. Sen mi aldın?
El coche de Dex fue robado ¿ Lo hiciste tú?
Yani kafatası tıp fakültesinden çalınmış.
Entonces, robaron el cráneo de la facultad de medicina.
Doğru ya... Efsaneye göre Excalibur'ın kınısı çalınmıştı.
vaya... la vaina de Excalibur fue robada.
Kırılmış ve içindekiler çalınmış bir dosya çekmecesini açıklayabilir misiniz?
¿ Un archivador roto y su contenido robado?
Sürücün öldürülmüş, mallar çalınmış.
Mataron al conductor y robaron la mercancía.
- Çalıntı değil. İlham alınmış.
No me los copio, me inspiro en ellos.
Adamın kasasından yetmiş bin dolar çalınmış.
- $ 70,000 faltan de su cuenta.
- Bir şey çalınmış mı?
¿ Robaron algo?
Rakiplerine eski çalışanlarınmış gibi davran.
Trata a tus contrincantes como si fueran tus empleados.
Sanırım hepimizin, bundan sonra zamanı ödünç alınmış gibi her geçen günü, her anı yaşamaya çalışmamız gerektiğini düşünüyorum. Tüm bunlar olmadan önce biz hayatı yaşamalı, ve insanların da kendi hayatlarını yaşamalarına izin vermeliyiz.
Creo que debemos mirar cada momento de ahora en más como tiempo prestado, y la gente debería vivir la vida como quiera antes que esto se termine.