Çünkü bu translate Spanish
36,242 parallel translation
Çünkü bu seni unutamadığı anlamına gelir ve bu da hepimiz için koca bir kargaşa demektir.
Porque eso significa él no puede obtener más de usted, lo que significa una gran pila de caos por todos nosotros,
Çünkü bu Noel.
Porque es navidad.
Çünkü bu dünya güvende değil.
Porque este mundo no es seguro.
Tamam çocuklar. Biraz acele edelim çünkü bu sabah...
Chicos, vamos a apurarnos, porque llegaremos un poco tarde esta mañana.
Biliyor musun dikkatli olmalısın çünkü bu akrabalardan bazıları bir gün seni de taşıyacaklar.
Sí, ¿ sabes? , deberías tener cuidado, porque uno de esos familiares va a tener que cargarte algún día.
Çünkü bu, ihtiyar bir adamın uydurduğu bir üye toplama tekniği.
Porque esa es una técnica de reclutamiento inventada por un viejo.
Çünkü bu ayrıcalıkları kazandığınızdan emin olacaksınız.
Porque sabrán con certeza que se ganaron estos privilegios.
Polisi arayacağım, çünkü bu düpedüz Vandalizm.
Mira, voy a llamar a la policía, - porque esto es vandalismo.
Ve sana iyi şanslar diliyorum çünkü bu adam bağını sağlamlaştırıyor.
Y espero que tengas suerte, porque... ese chico está echando raíces.
Sen iyi bir adamsın Walter. Ve sana iyi şanslar diliyorum çünkü bu adam bağını sağlamlaştırıyor.
Realmente eres un buen hombre, Walter, y te deseo suerte, porque... ese chico está echando raíces.
Buradaki en iyi arkadaşın benim çünkü bu teklifi sadece ben sunabilirim.
Así que... soy tu mejor amigo en este edificio porque soy el único que puede ofrecerte un trato.
Çünkü bu güzel bir sandviç olduğu anlamına gelmez.
Porque eso no significa que sea un buen sandwich.
- Ayrıca bu gece olmaz çünkü bu geceyi unutmak için içiyoruz ama belki bir araya gelip, bize ihanet eden uzaylımızı konuşabilir miyiz?
No esta noche, porque... estamos bebiendo para olvidarnos esto, pero... tal vez... podríamos juntarnos a hablar de nuestros... aliens doble tiempo?
Bu tünellere her girişimizde silahlı bir koruma almak zorundayız. Çünkü burada çok fazla tehlikeli hayvan var.
Cada vez que nos adentramos en estos túneles debemos llevar un guarda armado porque aquí hay muchísimos animales peligrosos.
Melissa için bunu yapabileceğinden eminim. Çünkü bu onun için en iyisi.
Y creo que puedo verte hacerlo por Melissa, porque esto es realmente lo mejor para ella.
Senin için bir şeyler yaparken, mesela sana atıştıracak bir şeyler verirken ya da duymak istediklerini söylerken bunları aslında kendim için de yapıyorum. Çünkü bu dünyada senden başka kimsem yok ve seni kaybetmek istemiyorum.
Así que cuando hago algo por ti, como darte bocadillos y decirte cosas que quieres oír, es tanto por mí como por ti, porque básicamente eres la única persona en el mundo que verdaderamente tengo y simplemente no quiero perderte.
Ben de bu yüzden biraz endişlenmeye başladım. Çünkü bana şey gibi hissettirdi, sanki benim için bu şeyler çok çok fazla.
Y comencé a sentirme un poco abrumado porque sentí que quizá era demasiado bueno para mí.
Hayır, suçluluk duyuyor gibi yapıyorsun çünkü Allah bilir bu işten ne çıkarın var.
No, solo estás fingiendo culpabilidad porque Dios sabe que quieres salir de esta.
Eğer hatalı ses algıları varsa bu demektir ki hipoksi çekiyor ki bu da Cabe'in Beyaz Saray'la hoş olmayan bir görüşme yapmasına gerek kalmayacak demek çünkü Walter'ın artık bir günü yok.
Si él está teniendo falsa percepciones de sonido, eso significa que ya está que sufre de hipoxia, lo que significa que Cabe No tendrá que hacer esa llamada incómoda a la Casa Blanca, Porque Walter no tiene un día más,
Ama sen bunu biliyorsun çünkü o öpüşme hep aklında. İlk öpüştüğümüzde üstümde bu vardı.
Es lo que me puse cuando nos besamos,
Ve bu yüzden acıtıyor. Çünkü çünkü seni seviyorum.
Y, por eso duele,
Tamam, ama bu olmaz, çünkü evdeki tek boş oda,
Vale, eso no servirá porque la única habitación vacía en esta casa
Judah Maccabee, kim bu savaşçıları toplarsa Maccabees olarak anılacaktı. çünkü onları isimlendirmek zorundaydı.
Judas Macabeo, que reunió a todos los soldados y los llamó macabeos, porque tenía que ponerles nombre.
Bu aslında daha önce de The Manny, de oldu ama dikkatli olmalısın, çünkü 2.sezon sonunda
Esto de hecho pasó una vez en The Manny, pero debes ir con cuidado, porque nos prometimos
bu yüzden dua etmenizi rica ediyorum... Çünkü... bu grup bir şey, ona bağlı.
Así que os pido que roguéis por mí... porque... este grupo es en lo único en lo que puedo confiar.
Bu bir problemdi, çünkü...
Lo que era un problema, porque
Bu para ile ilgili değil Irak'ta kaybolduğu tahmin ediliyor, değil mi? Çünkü...
Esto no se trata de ese dinero que supuestamente desapareció en Irak, ¿ no?
Çünkü ben yapmadım ve senden de bu işi halletmeni istemedim. Benim öldürdüğümü düşünüyorsan ara polisleri gelsinler.
Porque no lo hice y no te he pedido que me cubrieses así que si crees que lo maté llama a la policía.
Gördün mü bu harika bir aile hikayesi, hatırladın çünkü kamp malzemelerini gördün.
¿ Ves? , esa es una buena anécdota familiar, la cual recuerdas porque viste la lámpara de campamento.
Ne var biliyor musun tatlım? Bunu göreceğine memnun oldum. Çünkü smokin içinde ne kadar iyi görünürlerse görünsünler, bu burada bitecek.
Me alegra que estés aquí para que veas esto porque no importa qué bien se vea en un esmoquin, así es como terminan.
Çünkü varsa eğer.. ... senin yüzçınden bu.
Porque si lo hay, es por tu culpa.
Bu cidden adil olmayan bir Süreç ama gitmelisiniz çünkü adil olmayan Süreç
Es un Proceso injusto, pero debes irte, porque este Proceso injusto
Bu ayrımın sonlanması için. Çünkü asıl suç olan bu ayrım.
Para terminar esta división, porque esta división es criminal.
Durma çalış ama bunu çözmek için çok sıkı çalış çünkü eğer bu ününü zedelerse tavsiyenin bir değeri kalmaz.
Ve y trabaja, pero trabaja mucho para arreglar esta mierda, porque si esto arruina tu reputación, tu recomendación no servirá de nada.
Görüyorum ki, bilim danışmanım Grant'la tanışmışsınız bile ki bu iyi bir şey, çünkü kendisi bütün bu konularda uzmandır.
Veo que ya han conocido a mi consejero de ciencias, Grant, lo que es bueno porque es el experto en todo esto.
Yani hiç bir övgüyü kabul etmiyorsun çünkü gerçek bu, çok fazla övgüyü hak etmiyorsun.
Entonces no quieres aceptar ningún mérito porque la verdad es que mereces demasiado mérito.
Bütün bunları herkesi buraya topladığım için söylemiyorum söylüyorum, çünkü beni bu sabah yatağımdan kaldıran şeyi bilmenizi istedim.
No estoy diciendo todo esto para desanimarlos, digo todo esto porque quiero que sepan lo que me hace salir de la cama en la mañana.
Şu sırtın ötesine geçtiğiniz anda, içinizi tuhaf bir his alıyor çünkü daha önce hiç bu kadar hayvanı tek bir yerde görmemiştim.
Tan pronto como caminas por esa cresta, tienes este cosquilleo, porque nunca antes he visto tantos animales en un mismo sitio.
Sakin ol. Bu kadar uzun sürdü çünkü büyük ihtimalle harika vakit geçiriyorlar.
Probablemente están tardando tanto porque la están pasando realmente bien.
Harika! Çünkü hepiniz bu pembe ya da mavi parti pastasını tatmaya hazır olun.
Genial, porque tenéis que preparar vuestras papilas gustativas para este pastel rosa o azul.
Hayır bayım çünkü tüm aile bu akşam bize yemeğe geliyor. Bu sene nereye tatile gideceğimiz konusunda oylama yapacağız.
No, señor, porque esta noche toda la familia va a venir a cenar, porque vamos a votar a dónde vamos a ir de vacaciones este año.
Bilmem ama bu şok olmuş bir surat çünkü hayatımda hiç böyle bir şey görmedim.
No lo sé, pero esta es una cara asombrada porque no he visto algo así en mi vida.
Çünkü uçak önündeki ilk seferim değil bu.
Esta no es mi primera vez en la cabeza del avión.
Bu işi çözmek zorundayız çünkü eğer Usta Kenobi'yi Maul'dan önce bulamazsak...
Bueno, pues tendremos que averiguarlo, porque si no encontramos al Maestro Kenobi antes que Maul...
Soramam, çünkü o öldü! - Hey, bu onun hatası.
Oh, no puedo, ¡ porque está muerto!
Bir kartalın uçuşunu taklit etmemiz gerek bu da çok zor çünkü avcı kuşların en tepe noktasında bulunuyorlar.
Tenemos que intentar imitar cómo vuela un águila, lo que es muy difícil porque es el mejor ave de presa básicamente.
Muşambanın üzerinde bu kadar su vardı. Yani bu bundan sonra çalışır mı, bilmiyorum. Yerde yatıyordu çünkü.
Había esta cantidad de agua en la lona y en la otra, así que no sé si esto va a seguir funcionando porque estaba en el suelo.
Çünkü kentin bu kısımları, muhtemelen dünyadaki en iyi langur bölgeleri.
Porque estos territorios urbanos son probablemente los mejores del mundo para los langures.
Çünkü her sabah yataktan çıktığımızda dünya ile bu anlaşmayı yapıyoruz.
Porque ese es el trato que hacemos con el mundo cada vez que nos levantamos de la cama por la mañana.
Bu nedenle, o kime çıktıysa getirse iyi olur... çünkü mükemmel hediyeyi aldığımı biliyorum, şeye...
La respuesta a "¿ Quién es Gossip Girl?" está en esta mesa. Espera. ¿ Qué?
Çünkü... bu senin olabilir.
Porque... puedes tener esto.