Çünkü istemiyorum translate Spanish
2,393 parallel translation
- Çünkü istemiyorum!
- porque no la quiero!
- Ben şimdi size satıcam çünkü istemiyorum
Ya que dijo "yo". Bien, ahora, me voy a vender Porque yo no lo quiero.
Çünkü kendimle yüzleşmek istemiyorum.
Porque yo no quiero enfrentarme conmigo mismo.
- Çünkü evimin içine sıçmanı istemiyorum!
- ¡ Porque no te quiero aquí jodiendo mi casa!
Çünkü... Birlikte değilken hayatını istediğin gibi yaşayamadığını hissetmeni istemiyorum.
Porque... no quiero que sientas... que no estás viviendo tu vida apropiadamente... cuando no estamos juntos.
Evet, ancak hayır dedim çünkü bu önemli bir mevzu. - Acele kararlar vermek istemiyorum.
Si, pero dije que no porque es muy importante, y no quiero ir muy rápido.
Çünkü eve gitmek hiç istemiyorum.
Yo tampoco quiero irme a casa.
Polisler için sürekli yapıyorum, ve her yeni demlik ile, onlarla oturup bir fincan da benim içmem gerektiğini düşünüyorum, çünkü bir şey sakladığımı sanmalarını istemiyorum, ki, saklamıyorum.
Sigo haciéndolo para los polis, y cada vez que hago una cafetera, pienso que debo quedarme y tomarme una taza con ellos, porque no quiero que piensen que escondo algo, cosa que no hago.
Sen ve Lacey arasında her ne oluyorsa bunu kendiniz halledin çünkü bunun bir parçası olmak istemiyorum.
Así que sea lo que sea que pasa entre Lacey y tú, resolvedlo vosotras porque yo no quiero ser parte.
Ama umutsuzluk gerçek ise,... bu çok iç sızlatıcı çünkü... Çünkü, sen benim kızımsın ve senin acı çekmeni istemiyorum.
Pero si la desesperación es real, me duele mucho porque... por qué eres mi hija y no quiero que sufras.
Bence dokunmaz çünkü o konu hakkında konuşmak istemiyorum.
No creo que ayude. Porque no quiero hablar de ello.
Şimdi kır kıçını otur şuraya çünkü o karnındaki benim bebeğim ve bebeğimin başına bir şey gelsin istemiyorum!
¡ Ahora sienta tu culo ahí, porque el que está ahí es mi bebé, y no quiero que le pase nada a mi bebé!
- Çünkü söylemek istemiyorum.
- Porque no quiero.
Gerçekten bulmalı, çünkü onun yanlız olmasını istemiyorum.
El tiene que verdaderamente que intentarlo, porque... No quiero que este solo.
Çünkü annesini böyle görmesini istemiyorum.
Porque no quiero que vea a su madre...
Sana sadece bir kez soracağım. "Evet" demeni istemiyorum çünkü takım burada.
Muy bien, sólo voy a pedírselo una vez, y no quiero que diga que sí solo porque el equipo esté aquí.
"Evet" demeni istemiyorum çünkü- -
Y no quiero que diga sí porque...
Demek istediğim insanlara ne yapması gerektiğini söylemekle ilgili sorunlarım yok, ama olabildiğimiz kadar katı olmalıyız, çünkü insanların sıçanlarla dolu bir yerde yediğini düşünmelerini istemiyorum.
Yo no tengo ningún problema en decirle a la gente a lo que me dedico, pero tratamos de ser lo más discretos posibles, porque no quiero que la gente crea que está comiendo en un lugar repleto de ratas.
Çünkü ben istemiyorum.
Porque yo no.
Çünkü beni hiç babası dışında başka bir erkeğin yanında görmedi. Çocuğun kafasını karıştırmak istemiyorum.
Bueno, nunca me ha visto con otro hombre a parte de su padre, y no quiero confundir al chico.
Ciddi diyorum, çünkü bana güvendi ve hiçbir şeyin o güvene gölge düşürmesini istemiyorum.
De verdad, porque ella ha confiado en mí, y no quiero hacer nada que lo estropee.
Demek istediğim, yine de bitireceğim çünkü ziyan olsun istemiyorum. Ama hiç iyi bir sosisli değil.
Quiero decir, me lo voy a acabar, porque no... no me gusta ser derrochadora, pero este no es un buen perrito.
Çünkü dükkanımda belâ istemiyorum.
Porque no necesito que me creen problemas.
- Sakın orada oturup bana onu geri çevirdiğini söyleme, çünkü bu Carl'ı daha akıllı yapar ve ben bunun gerçek olduğu bir dünyada yaşamak istemiyorum.
- No vayas a decirme que la has rechazado tú porque eso le haría a él el listo, y no quiero vivir en un mundo donde eso sea cierto.
Jabbar'a babasının neden evde olmadığını... anlatmaya çalışmak istemiyorum.... ve bu sorunların üstesinden gelmeye çalışıyoruz çünkü beraber olmak istiyoruz.
Si, bueno, no me gusta tener que explicarle a Jabbar porque su padre no está en la casa. Crosby, tenemos problemas, y estamos tratando de superar estos problemas porque queremos estar juntos.
Çünkü yerime teklif edeceğim kişinin onları bırakıp bir kız için geri dönmesini istemiyorum.
Por que no quiero que la persona que yo recomiende haga como yo y vuelva corriendo a por la chica que han dejado aquí.
Umarım altında tişörtün vardır, çünkü sıska göğsünü görmek istemiyorum.
Espero que lleves una camiseta debajo, porque no quiero ver tu esternón huesudo.
Çünkü manastıra gitmek istemiyorum.
Porque yo no quiero ir a un convento.
Çünkü evlenmek istemiyorum Rigga.
Porque no quiero casarme, Rigga.
Çünkü lanet olası hapse girmek istemiyorum!
¡ Ninguno! ¿ Sabes por qué?
Çünkü başka kimseyi istemiyorum.
Porque no me gusta nadie más.
Sana nasıl sarılacağım bilmiyorum, çünkü seni incitmek istemiyorum.
No sé cómo abrazarte porque no quiero hacerte daño.
Çünkü yaşamak istemiyorum.
Porque no deseo vivir.
Çünkü insanların bilmesini istemiyorum.
Porque no quiero que la gente lo sepa.
Nereden bulduğunu sormuyorum çünkü bilmek istemiyorum. Hep söylüyorum.
No preguntaré donde conseguiste todo esto, porque no lo quiero saber.
Bence sıkıntı yok çünkü o sorulan soruların hiçbirini cevaplamak istemiyorum.
No me importa porque no quería contestar a ninguna de esas preguntas.
Çünkü çocuklar uyandığında mutfakta ben yerine Xeno'yu bulmalarını istemiyorum.
Vale, porque no puedo tener a mis hijos despertándose y encontrándose con Xeno en la cocina.
Sen de çünkü onu kaybetmek istemiyorum derdin.
Y tú siempre decías, "porque no quiero perderlo".
Çünkü arabamda onu istemiyorum!
¡ Porque no quiero eso en mi coche!
Bunun kişisel olduğunu düşünmek istiyorum çünkü annemin istediğinin bu olduğunu düşünmek istemiyorum.
Asumo que esto es personal porque no quiero pensar que es lo que mi madre quiere.
Çok fazla ayrıntı vermek istemiyorum çünkü kitabını çıkarabiliriz.
No quiero contarte mucho, porque puede que haya un libro.
Nerede olduğunu bilmiyorum ama Ian, eve geldiğinde buradan ayrılıyoruz çünkü seni, bu bebeğin yakınında bile görmek istemiyorum!
No sé dónde está, pero cuando Ian vuelva a casa nos marcharemos de aquí ¡ porque no te quiero cerca de este bebé!
Çünkü mahvetmek istemiyorum.
Porque no quiero estropearlo.
Devamını bana anlatma, tamam mı çünkü polisler seni almaya geldiğinde yanında aksesuar olarak beni de sürüklemelerini istemiyorum.
No digas nada más porque cuando venga la policía a por ti, No quiero que me arresten a mi como accesorio.
Çünkü parlak kırmızı bir arabayla mağazanın önüne park etmek istemiyorum.
Porque no quiero que subas hasta la tienda en un coche de color rojo brillante.
Dinle, Shawn, beni yanlış anlama, ama vuruşlarımda biraz geç kalıyorum ve gelip vuruşlarıma karışmanı istemiyorum. Çünkü olayları detaylı düşünme eğilimim vardır.
Escucha, Shawn, no me mal interpretes, pero, estoy en una racha de strikes, y no quiero qe vengas y arruines mi bateo, porque tengo una tendencia de pensar demaciado las cosas.
Evet, çünkü iş arkadaşların dedikodu yapsın istemiyorum.
Claro. Porque no quiero alterar a tus compañeros de trabajo.
- Ama neden? Çünkü boşanmak istemiyorum.
Yo no quiero el divorcio.
- Neden? Çünkü senden boşanmak istemiyorum.
No quiero el divorcio.
Çünkü, ben şey olsun istemiyorum, açık arttırma ürünü olarak değerin düşsün istemiyorum.
Porque no quiero que tú, ya sabes, pongas en peligro tu valor como objeto de subasta.
Neredeyiz bilmiyorsunuz çünkü ben bilmenizi istemiyorum.
No saben dónde estamos porque no quiero que lo sepais.
istemiyorum 1125
çünkü 2107
çünkü seni seviyorum 120
çünkü ben 120
çünkü öyle 26
çünkü sen 53
çünkü o 125
çünkü ne 18
çünkü onu seviyorum 26
çünkü bu 61
çünkü 2107
çünkü seni seviyorum 120
çünkü ben 120
çünkü öyle 26
çünkü sen 53
çünkü o 125
çünkü ne 18
çünkü onu seviyorum 26
çünkü bu 61