English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Spanish / [ I ] / Indı

Indı translate Spanish

50,806 parallel translation
90'lı yılların sonlarında firmanın NASDAQ bürosunu işlettim, 2001 yılında pazarlama masasının geri kalanını ekledi. Ve 2003'te tescilli ticaret masasına taşındı...
Corrí el escritorio NASDAQ de la firma en los últimos años 90, añadía el resto de la mesa de la creación de mercado en 2001, y se trasladó a la mesa de operaciones por cuenta propia en 2003...
Burada parası vardı, parası vardı, işleri de taşındı.
Él tenía dinero aquí, no tenía dinero allá, se trasladó todo.
Yaşı göz önüne alındığında, kaçması için teşvik eder.
A la luz de su edad, no tiene incentivo para huir.
Bu yüzden ekstra birkaç gün içmeyi umuyordum Herkesin bakım altına alındığından emin olmak için.
Es por eso que estaba esperando a tener esos pocos días extra para asegurarse de que todo el mundo estaba a cargo.
- Böyle bir adamı barındıranların başına ne gelir?
Y ¿ a quienes lo albergan?
Ben de buraya taşındım.
Así que decidí venirme a vivir aquí.
- Cevabın alındı. - Jamie!
- Su respuesta está siendo recibida.
Şehir dışı derken? Taşındığınız şehir dışı mı?
- Al norte. ¿ En este estado?
Oriage-6'ten çok daha iyi şartlar barındırıyor.
Mucho mejor que las expectativas más optimistas respecto a Origae-6.
Dikkate alındı.
Me doy por enterado.
Umarım haklısındır.
Espero que tengas razón.
Günahlarından arındı.
Encontró su redención.
Ne demek istediğimi anlamışsındır.
Tú me entiendes.
Ayrıca Şirinçayır, Şirinpapatya Şirinçobanpüskülü, Şirinfındık...
Pitufipétalo, Pitufitrébol, Pitufipradera, Pitufimargarita...
Bak, bütün büyücüler biraz çılgındır fakat sen tam bir ruh hastasısın.
Todos los hechiceros están alterados, pero tú estás desquiciado.
Çocuğunun daha iyi bir okula gitmesini istediği için bana taşındılar.
Se mudó conmigo para que su hija fuera a una escuela mejor.
Yakındır.
Bastante cerca.
Bu arada, Başkan Ezekiel ibaka neredeyse güvence altına alındığı söyleniyor 2.5 milyar dolar özel teşebbüslerden yardım.
Mientras tanto, el Presidente Ezekiel Ibaka... dice que se han asegurado casi $ 2.5 billones de dólares... en ayuda de entidades privadas.
Hayatını para kazanmaya çalışırken tehlikeye attı Umutsuzca ihtiyacı olan insanlardan çalındı.
Arriesgó su vida tratando de devolver el dinero... robado de personas que lo necesitan desesperadamente.
Yola çıkmışsındır bile.
Vas huyendo para ahora, espero.
Şimdi bir kadındı.
Sería una mujer ahora.
Belki doğru adamla karşılaşmamışsındır.
Quizás no conociste al hombre correcto.
Umarım çok şaşırmamışsındır.
Espero que no esté muy sorprendida.
Eskiden çok yakındık, fakat...
Solíamos estar cerca, pero...
Hayır, bence kafese biraz salındı.
No. La jaula se cayó un poco.
Napolyon annesine vermişti, kadının bileğindeki bir tümör alındıktan sonra.
Napoleón se la dio a su madre cuando le extirparon un tumor.
Adamlarımın yarısı elimden alındı.
Ahora la mitad de mis chicos están encerrados.
Bu çok yakındı adamım.
Eso estuvo cerca.
- Ya da çalındı?
- ¿ O fue robada?
Babamındı.
Era de mi padre.
Bütün özanlatım ve bireyselcilik, Sovyet tarzına uygun olması için baskı altına alındı.
Toda autoexpresión e individualismo está siendo suprimida... a favor de un conformismo del estilo soviético.
Güvenlik için her 3-5 günde bir taşındık.
Nos cambiamos cada 3 a 5 días por la seguridad.
Aşındırırsınız.
Las van a raspar.
Birbirimize hiç olmadığımız kadar yakındık.
Estábamos más unidos de lo que nunca habíamos estado.
Çok yakındı. Haydi.
¡ Eso estuvo cerca!
Benim yaratma gücümü veren o asa uzun zaman önce benden çalındı.
El arma que creé, el palo me fue robado.
- Kruvazörüm çalındı.. - Ne?
- Se ha robado mi coche.
Benimde birkaç şey çalındı. Zırvalamayı kes Cade.
- Perdí muchas de mis cosas...
Banka soygundan dolayı gözaltına alındı.
Detenido por robo de banco..
Hecelemeyi de biliyorum, sağol hiç fındık kırmadınız mı Bay Cade?
Lo sé, gracias. No está triste, Sr. Cade.
Ve aromalar, fındık...
Y sabores, hay de avellana...
- Umarım indirimden almışsındır. - Öyleydi.
- Esta mejor han sido a la venta.
Belki arabada bırakmışsındır.
Tal vez lo dejaste en el auto.
Sonra o ve annesi Zaim Chanel, David'le birlikte New York'a taşındılar.
Así, ella y su madre, Cruella Chanel, se mudaron con David a Nueva York.
Paranoyak oldum. Darmadağındım.
Me puse muy paranoica, era una desastre.
Gözleme alındı. Hepsi bu.
Está en observación, eso es todo.
Sonra o darbede esir alındı.
Luego fue tomada como rehén en ese golpe.
Aldığım evrakta, orjinallerinin Chita adında başka... bir yere taşındığı yazıyordu.
Encontré el archivo, lo han trasladado a algún otro lugar... de la propiedad.
Muhtemelen terkettiğinde biraz kızgındım, bende onunla ilgili her şeyi unutmaya karar verdim.
Cuando se fue, probablemente estaba un poco enfadada, así que traté de olvidarla.
Çok tatlı bir kadındı.
Llámame.
Mesajınız alındı.
Mensaje recibido.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]