Ama bu olamaz translate French
381 parallel translation
Ama bu olamaz!
Mais c'est impossible!
- Ama bu olamaz.
- Mais c ´ est injuste!
Ama bu olamaz, öyle değil mi?
Ça ne risque pas d'arriver.
Ama bu olamaz...
J'en suis désolé. En réalité...
Kuş olur uçar, yılan olur kaçar ama bu olamaz.
Un oiseau ou un serpent mais pas celle-ci.
Ama bu olamaz.
Tu ne peux pas faire ça.
A-Ama bu olamaz...
Mais c'est impossible!
Bu Amerika için çok normal olabilir, efendim. Ama bizim için asla söz konusu olamaz.
Peut-être en Amérique, mais pas chez nous!
Ama bu işin sonu olamaz, o yüzden fazla kapılmamalıyım.
Mais ça ne peut mener à rien, alors je vis de ces sentiments.
- Ama bu asla olamaz.
Mais c'est impossible.
Bu olamaz ama değil mi?
Mais il ne peut pas s'agir de vous.
İhtiyacı olan insanlar, daha iyi yaşama olanaklarına kavuşursa sevinirim ama işimin amacı, gerekçesi ya da ödülü bu olamaz.
Je serai content d'offrir de meilleurs logements aux gens dans le besoin, mais ce n'est ni une raison, ni une récompense suffisantes.
Hiçbir şey yapmadık ama bu suç olamaz.
Il n'y a eu aucun crime.
Emin değilim ama Tanrı bu insanları boşuna yolumuza çıkarmış olamaz.
Il se peut que le Seigneur les ait placés exprès sur notre chemin.
Bunlar beni de endişelendiriyor. Ama asıl konu şu : Bu karmaşık sistem içinde başka türlü olamaz.
Que peut-on accomplir parmi ces gratte-papiers?
Bu olamaz efendim. Şartları zorla. Ne yaparsan yap, ama davayı kazan!
Débrouillez-vous, Maître, il faut absolument gagner ce procès.
Domuz gibi sarhoştun ama bu bir mazeret olamaz.
Tu étais ivre mort mais ce n'est pas une excuse.
Ama Profesör, canavar ülkemizi tahrip ederken.. ... hiç bir şey yapmamak için bir sebep olamaz bu.
Mais Professeur, ce n'est pas une raison pour ne rien faire... alors que ce monstre ravage le pays.
Sen iyi bir dostumsun Bendrix ama bu imkânsız. Olamaz.
C'est gentil à vous, Bendrix, mais c'est hors de question.
Ama benimle evlenmenin nedeni bu olamaz.
Mais ce n'est pas la raison pour laquelle tu m'as épousée.
Ama hepsi bu kadar olamaz.
Il n'est pas fini.
Bu gece Roma'dan çık, ama uğurlama töreni söz konusu olamaz.
Quitte Rome ce soir, mais l'hommage de la ville est impossible.
- Bu inanılmaz! Doğru olamaz. Ama doğru.
- Ils avaient l'air d'être là pour toujours!
İma seziyorum, efendim. Ama bu suçlamanın temeli olamaz.
Je vois l'implication, mais cela ne motive pas une accusation.
Hem de kötü bir ressam, ama bu nedenle sorumsuz davranıyor olamaz.
- Oui, très mauvais peintre. Ce n'est pas une preuve d'inconscience.
Bu mümkün olamaz! Ama oldu işte, Louisa.
Mais si, Louisa, c'est vrai!
Ama formaliteler var. Dünya bu kadar iğrenç bir yer olamaz.
Il y avait bien sûr des formalités à remplir pour venir au monde.
Doğru olamaz bu. Ama göğsümde öyle büyük bir arzuyla atıyor ki.
C'est un péché, et pourtant le désir envahit mon sein.
Ama bu Gotik bir hikaye olamaz, çünkü 2. Dünya Savaşı sırasındaydı.
Ceci ne peut être un conte gothique, car c'était la 2e Guerre mondiale.
Üzgünüm ama, bu söz konusu bile olamaz.
- Le ramener à la maison!
Ama bu birkaç molekülden başka bir şey olamaz.
Mais elles ne doivent pas faire plus de quelques molécules d'épaisseur.
Ama bu olamaz.
Mais ça ne se peut pas.
Ama bir kere yemin ettim. New York, Hudson'daki hanimefendilik okuluna gitmemi engelleyeceklerini sanıyorlarsa, çok aldanıyorlar. Bu konuda hiç kimse bana engel olamaz.
J'ai juré d'aller étudier dans l'État de New York à l'institut de Miss Hunter pour demoiselles de bonne famille.
Üzgünüm ama, bu doğru olamaz. Ben hastalarımı birlikte bekletmem.
Désolé de vous contredire mais mes patients n'attendent pas ensemble.
Ama bu senin araban olamaz.
Ça ne doit pas être ta voiture.
Zamanın kolları vardır. Fakat yasadışı ve şüphelidir. Ama olaylara değinmek kaydedilemez bir şeydir,... kimse bu kadar titiz olamaz.
Le temps a ses voies secondaires, un peu douteuses, bien sûr, mais pour des faits sans théâtre, ne soyons pas trop exigeants.
Ama kabul etmeli ki ; parsayı toplamaya sıra gelince, bu yaşlı hastalıklı manyaktan iyisi olamaz.
Mais tu verras. Quand tu déposeras ton bilan... c'est un maniaque qui te servira de syndic!
Bu, çitin yanında bulduğumuz zayıf ve küçük şey olamaz, değil mi? Haydi ama.
Ce serait pas le gringalet qu'on a trouvé du côté de la barrière?
Bu savaş doğru bir şey olamaz... ama sadece benim gibi korkakların bunu söylemeye cesareti vardır.
Cette guerre est inutile... mais ce sont seulement les traîtres comme moi qui osent le dire.
Reddedildi. Ama bu bana mani olamaz.
Mais j'irai quand même.
Bak Cody, aptalca konuşuyorsun ama kimse bu kadar aptal olamaz.
Écoute, Cody, tu as l'air idiot, mais pas à ce point.
Ve bu beni biraz şaşırttı, ama bu her zaman herkese olamaz. Olabilir mi?
Ça m'a un petit peu effrayé.
- Ama bu raslantı olamaz.
Il doit y avoir une raison.
Bu olamaz, sizler ve ben yaşıyoruz ama Saburo Saburo Saburo sen ölemezsin!
Vous et moi sommes vivants. Saburo... ne meurs pas!
- Ama bir şey var ki... - Evet, Bay Singh? Bu mümkün olamaz.
La vie dans notre monde est tenue de se protéger en se répandant aussi largement que possible.
Ama bu mümkün olamaz.
Mais... Ce n'est pas possible.
Herkes öldüğünü söylüyor ama bu doğru olamaz.
Tout le monde dit qu'il est mort. C'est impossible.
George, lütfen. Kimse, ilerleme hususunda benim kadar tedirgin olamaz, ama bu muhabere sorunları çözülene kadar, korkarım ki, bir yere kıpırdayamayız.
Nul ne rêve d'attaquer autant que moi, mais il faut résoudre d'abord nos problèmes de communication.
Ama bu asla olamaz.
Mais c'est impossible.
- Olamaz. Ama bu sayede hayatınızın hayali gerçekleşecek.
Mais elle exaucera le vœu de votre vie.
Ama bu kadar eksik delille bir görüşüm olamaz ki! ?
J'ai trop peu d'indices.
ama bu imkansız 78
ama bu imkânsız 18
ama bu 445
ama burada 97
ama bu sefer 44
ama bunu yapamam 24
ama bu arada 26
ama bunlar 19
ama bu sabah 17
ama bu kez 23
ama bu imkânsız 18
ama bu 445
ama burada 97
ama bu sefer 44
ama bunu yapamam 24
ama bu arada 26
ama bunlar 19
ama bu sabah 17
ama bu kez 23