Araba translate French
30,346 parallel translation
"Gümüş araba" dedi.
Elle a dit "voiture argentée".
- Anayasa hakkında fazlaca kaygılıymış gibi konuşmayı göze alacağım, Los Angeles'ta milyonlarca gümüş rengi araba vardır.
Au risque de me faire passer pour un obsédé de la Constitution, il y a des millions de voitures argentées à L.A.
- Durduğum yerden üç araba kadar ileride.
Environ trois voitures de là où je me tiens.
Bebeğin araba koltuğunun altında bulundu.
De l'héroïne. Trouvée sous le siège du bébé.
- Emile'in beraber yaşadığı adamın çalıntı araba tamirhanesi işlettiğini biliyorum.
Je connais le type avec qui vit Emile. Il trafique des voitures volées.
Reese cinayetinde kullanılan araba...
La voiture utilisée pour le meurtre de Reese.
Bir kilise için araba tamir ediyor.
Il répare des voitures pour l'église.
O... dükkanıma bir araba getirdi.
Il... il a amené la voiture dans ma carrosserie.
Araba bozulmuş. Otobüsle gideceğim.
La voiture est en panne.
Claire araba parasının neredeyse yarısını biriktirdi zaten.
Claire peut presque se payer la moitié d'une voiture.
Vurduğun araba ne tür bir arabaydı?
Quelle genre de voiture t'as percuté?
- Çünkü o araba Foster'larındı.
- Parce que c'était les Fosters.
2500 kılometre araba kullanmanın amacı neydı?
Donc vous avez parcouru 2 440 km pour faire quoi exactement?
Önden aynı adam, o araba, sen kimsin, Chiron?
Ta dégaine, ta voiture. Qui tu es, Chiron?
Eğer otomatikse gerçek spor araba değildir, tamam mı?
C'est pas une vraie sportive si c'est automatique, non?
Araba sürmeyi istiyor musun?
Tu veux faire un tour?
Reg araba kullanamıyor, bu yüzden Bill'in bırakması gerekti.
Reg n'a pas le permis, il a dû venir avec Bill.
Rodrigo'nun kiraladığı araba kayıp ve çalındığı düşünülüyor.
Il avait loué une voiture qui a disparu et présumée volée.
- Nasıl bir araba?
Quelle marque de voiture?
Öyle bir araba çok para ederdi, orada öyle durduğunu görünce almaya karar verdin.
Une voiture comme celle-là vaut beaucoup d'argent donc, je vous imagine la regarder, là, toute seule et vous l'avez peut-être prise.
Bu araba hoşuna gitti mi?
Vous aimez cette voiture?
Kiralık araba, ama Santiago de Cuba'dan kiralanmış.
C'est une voiture de location, mais louée en dehors de Santiago.
Alkollü bir şekilde araba sürüyordum.
Je conduisais et j'étais bourré.
Hayır demene rağmen araba camımı top oynarken senin kırdığını bilmem gibi.
Comme j'ai su que t'avais cassé la vitre de ma voiture en jouant au ballon alors que tu avais dit que non.
Dikkatli bir araba sahibi.
L'amoureux des voitures.
Araba sürmek için çok güzel bir gün.
C'est un jour agréable pour une promenade.
Bu araba sizin şirketiniz adına kayıtlı değil mi?
Cette voiture est enregistrée au nom de votre société?
Araba satan var ya...
Celle qui vend des voitures.
Araba satıcılıklarıyla kara para aklıyor.
Elle blanchit l'argent grâce à son activité de concessionnaire.
Buraya araba almak için gelmiştim. Ama el sıkışın böyleyse iş yapabileceğimiz konusunda emin değilim.
J'allais acheter mais si vous serrez la main comme ça, je suis pas sûr qu'on puisse faire affaire.
Bana araba satmasını istiyorum.
J'aimerais être son client.
Bana araba sat.
Vendez-moi une voiture.
Lüks bir araba ile kıyaslanınca bu, gerçekten sürülmek ister.
Et pour une voiture de luxe, elle est très rapide.
Ben araba satışı yapıyorum Bay Brown.
Je vends des voitures, M. Brown.
Rakamlar hoşuma gitse de ben araba satarım.
Même si j'aime ce nombre... je vends des voitures.
Para araba bayilikleri aracılığıyla aklanmış. Kurum kayıtlarından da görebileceğiniz özere Lenny Wahl'ın adına.
L'argent était blanchi dans les concessions, qui, comme vous pouvez le voir sur ces rapports, étaient au nom de Lenny Wahl.
Araba anahtarlarını ver, hemen.
Clé de voiture, maintenant!
Babam ondan araba almaz mıydı?
Papa lui achetait pas des voitures?
Birkaç araba ve adama ihtiyacımız var.
Il nous faut juste quelques hommes.
Formula Bir araba yarışı hayranı.
Fan de courses de Formule 1.
Kaliforniya eyaletine göre araba sürmem iyi bir fikir değil.
L'État de Californie estime qu'il vaut mieux que je ne conduise plus.
O zaman seni öyle zengin yapacağım ki para çantalarını yüklemek için yeni bir araba satın alman gerekecek.
Alors je vais vous rendre tellement riche, qu'il faudra acheter un nouveau charriot pour transporter l'argent.
Bu araba silah ya da bıçak var mı?
Pas de fusils ni couteaux dans ce chariot?
Sadece araba.
C'est juste une voiture.
Araba sürücüsü Luther da sinsi bir plan yaparken senin gibi tamamen sessiz biriydi.
Luther, le chauffeur de carrosse, il était calme... comme toi.. tout en préparant un mauvais plan.
Oraya araba girmez ki yahu.
[RIRES] Ce n'est pas là où les voitures vont.
Araba süremezsin.
Maman, tu es soûle, tu ne peux pas conduire!
- Araba kullanamazsın!
Vous ne pouvez pas conduire!
- Araba süremezsin... Anahtarları ver bana!
Vous ne pouvez pas conduire..
- Sarhoşsun, araba süremezsin!
Vous êtes soûle, vous ne pouvez pas conduire!
Teşekkürler. - Uykunda araba çarpmış gibisin.
On dirait que vous avez été renversé pendant votre sommeil.
arabam bozuldu 28
arabalar 60
arabada 85
arabayı 17
arabam 88
arabası 18
arabaya 46
arabayla 21
arabam yok 26
arabam var 42
arabalar 60
arabada 85
arabayı 17
arabam 88
arabası 18
arabaya 46
arabayla 21
arabam yok 26
arabam var 42
arabayı getir 44
arabaya bin 384
araba nerede 43
araban var mı 39
araba mı 39
araban nerede 53
arabam nerede 20
arabadan in 33
araba geldi 18
araba bekliyor 25
arabaya bin 384
araba nerede 43
araban var mı 39
araba mı 39
araban nerede 53
arabam nerede 20
arabadan in 33
araba geldi 18
araba bekliyor 25