Ağlıyorsun translate French
1,042 parallel translation
Oh Stella, Stella, ağlıyorsun!
- Ça suffit! - Mais tu pleures!
Ne oldu sevgilim? Neden ağlıyorsun?
Pourquoi tu pleures?
- Neden ağlıyorsun o zaman?
Pourquoi tu pleures? C'est la joie.
Ne diye ağlıyorsun?
Pourquoi tu chiales comme ça?
- Neden ağlıyorsun o halde?
- Pourquoi tu pleures comme une madeleine, alors?
Neden ağlıyorsun?
Rien ne va vraiment changer.
Ağlıyorsun...
Il me semble que tu as pleuré.
Neden ağlıyorsun?
Pourquoi tu pleures?
Neden ağlıyorsun?
Pourquoi devriez-vous pleurer?
Niçin ağlıyorsun?
Pourquoi pleures-tu?
Ağlıyorsun Cathy.
Cathy, tu pleures!
Neden ağlıyorsun?
Pourquoi pleures-tu?
Tom Amca'nın Kulübesi'ni okuduğunda ağlıyorsun.
Tu pleures même en lisant La Case de l'oncle Tom,
Niçin ağlıyorsun?
Jotaro, pourquoi pleures-tu?
Niçin ağlıyorsun?
Pourquoi ces pleurs?
Ağlıyorsun. Pierre için mi?
Tu t'inquiètes à cause de Pierre?
Niçin ağlıyorsun?
Pourquoi tu pleures?
Niçin ağlıyorsun?
Quoi? Tu pleures?
- Üstelik ağlıyorsun!
- Vous pleurez aussi!
Çocuğun olmadığı için mi ağlıyorsun?
Parce que vous n'avez pas d'enfant?
- Niye ağlıyorsun?
- Pourquoi tu pleures?
Şimdi niye ağlıyorsun?
Pourquoi tu pleures, maintenant?
Jan, 60 milden beri durmadan ağlıyorsun.
Jan, cela fait maintenant 90 km que tu pleures.
Sevgilim, ağlıyorsun...
Chéri, tu pleures!
Fısıldayarak ağlıyorsun, ağlamaya gücün yok
Ton cri est un murmure, tu n'as pas la force de crier.
Neden ağlıyorsun?
Pourquoi pIeures-tu?
Neden ağlıyorsun?
Pourquoi pleurez-vous?
"Neden ağlıyorsun?" dedi.
Elle m'a dit : " Pourquoi tu pleures?
Niye ağlıyorsun?
Pourquoi tu pleures?
Niçin ağlıyorsun anneciğim?
Pourquoi pleures-tu?
Peki niye ağlıyorsun?
Alors pourquoi pleures-tu?
Sen ağlıyorsun, eğlenmiyorsun.
- Je l'aime. - Bien sûr. On l'aime tous.
Ama sen istediğin an elde edemediğin tuğlalar için ağlıyorsun!
Vous pleurez pour quelques briques qui ne sont pas là à temps.
onlarla gülüyorsun ağlıyorsun, taklit ederek sen, küçük kız kardeşlerin en küçüğü, güzelliğini mütevazisiyle taşıdın,
qui rit et pleure avec eux, pour les imiter, toi, la plus jeune des petites soeurs, tu portais ta beauté avec humilité
Niçin ağlıyorsun?
Pourquoi pleurer alors?
Bebek gibi ağlıyorsun ama sana zarar vermedim.
Vous pleurez comme un bébé. Je ne vous ai pas fait mal.
# Ağlıyorsun bana belki.
Peut-être que tu penses à moi Peut-être que tu pleures pour moi
# Şimdi, bağışlamam için ağlıyorsun.
À présent, tu implores mon pardon
N'oldu, sen de mi ağlıyorsun?
Vous pleurez?
Demek sen de ağlıyorsun.
Vous pleurez aussi.
Neden ağlıyorsun, efendim?
Pourquoi pleures-tu, Seigneur?
Niye ağlıyorsun?
Pourquoi pleurer?
İnsanların neşelendiği bir bayram havası yarattın. Neden ağlıyorsun?
Regarde la fête que tu offres à nos gens, la joie que tu leur apportes, et toi tu pleures.
Tabi ki öyle bir şey olmadı. Beni yumuşatmak için ağlıyorsun.
Vous essayez de m'adoucir.
Neden ağlıyorsun hâlâ, seni çirkin acuze!
Tu te plains encore, ma grosse?
- Sen ağlıyorsun.
- Tu pleures?
Neden ağlıyorsun ki?
Désespère pas, remercie plutôt saint Antoine.
- Neden ağlıyorsun? O artık küçük hanım değil.
Pourquoi tu pleures?
Sanırım yine ağlıyorsun.
Tu pleures encore.
Ne yapıyorsun, aşkım, ağlıyor musun?
Quoi, tu pleures, mon amour?
- Peki, niye ağlıyorsun?
Alors pourquoi pleures-tu?