Başka birşey değil translate French
148 parallel translation
Toz parçacıklarının solunumuna bağlı olarak akciğerdeki yavaş bir fibrosisden başka birşey değil.
C'est la lente sclérose du poumon par inhalation de poussière.
Televizyonun kendisi öyle canım. Seçmelerden başka birşey değil.
La télévision n'est qu'auditions, ma chère.
Mutluluk üzerine devam et ama yarışlara gitmeden önceki tahmin hissinden başka birşey değil, hangi ata oynayacağına karar vermek ve kazandıklarını nasıl harcayacağına.
Vous nagez dans le bonheur, mais ce n'est rien d'autre que l'anticipation de ce que vous ressentez avant d'aller aux courses, planifiant sur quel cheval vous allez parier et comment vous allez dépenser vos gains.
Biz yalnızca Tanrıyı arıyoruz, başka birşey değil.
Nous voulons Dieu, c'est tout.
Annem Yakuzadan başka birşey değil.
Ma mère... n'a rien à voir avec les yakuza.
Pislikten başka birşey değil!
Une saloperie de plus!
Bence zehirden başka birşey değil.
Le moyen plus sûr c'est le poison.
Koca horoz, aslında ufacık minicik bir tavuktan başka birşey değil.
Le lion s'est changé en mouton! Des lignes ennemies...
Başka birşey değil.
Rien de plus.
Sen de bunu bir uyarı olarak değerlendir. Başka birşey değil.
C'est un avertissement, rien de plus!
Bütün bunlar benim ve diğerlerinin akılsız ellerinden çıkan bir kazadan başka birşey değil.
C'est un accident. Un accident entre des "mains". Les miennes, d'autres...
Başka birşey değil.
C'est la vérité.
Başka birşey değil.
Rien d'autre.
Takımın birkaç oyuncusu kalsa bile yeter bence. Outlaws kadrosunun tümünü toplamak kalabalıktan başka birşey değil.
Quelques joueurs auraient suffi, toute l'équipe des Outlaws c'est un peu trop.
- Ufak bir kayadan başka birşey değil.
- Pas plus grand qu'un caillou apprivoisé.
İyi besinler sana kemiğin uzunluğunu vermiş. Fakat sen zavallı bir çerçöp neslinden başka birşey değilsin, değil mi?
Vous êtes grande grâce à un régime sain mais vous descendez directement de péquenots, n'est-ce pas?
Göl diyorlar, ama çamurlu sudan başka birşey değil.
En fait de lac, c'est une cuvette de boue! Mais la bourgeoise pense que c'est le paradis.
O halde insanoğlu bulut ya da havadan başka birşey değil.
Alors l'Homme n'est rien d'autre que nuage ou air.
Başka birşey değil.
Ni plus ni moins.
Sonunda, bir banka soyguncususun. Sıradan hırsızdan başka birşey değil.
Tu n'es qu'un cambrioleur de banques.
Diyorsun ki, Carol, tek sebep böcek ilaçları... başka birşey değil.
Donc vous me dites que ceci a été provoqué par le pesticide et rien d'autre?
Dedikodudan başka birşey değil.
Simples rumeurs.
Annem buruşmaya devam ederse..,... 10 sene sonra ki hali bu, başka birşey değil.
Si ma mère continue à rétrécir, elle sera comme ça dans 10 ans.
O sadece fethedilecek başka bir köydü... her zamankinden başka birşey değil.
C'était juste un autre village à conquérir. Rien d'extraordinaire.
Aslında bugün buradaki tanıklığınız yalandan başka birşey değil.
Votre témoignage est un mensonge!
Bence senin sorunun küçük bir gerginlikte başka birşey değil.
C'était juste un peu d'angoisse.
Chupacabra çocuklara anlatılan bir masaldan başka birşey değil.
Ce n'est qu'un conte.
Benim için İngiltere büyük bir Amerikan eyaletinden başka birşey değil... Kuzey Dakota ve Kanada gibi.
Pour moi, l'Angleterre n'était qu'un grand Etat américain... comme le Dakota du Nord ou le Canada.
Sadece teknolojimizi istiyorsunuz, başka birşey değil.
Vous voulez notre technologie, rien de plus.
Eldivenden başka birşey değil.
C'est qu'un gant. Y a pas de quoi...
Yaşadığım hayat tüm bu yalnız kovboy hikayesi... Hayal kırıklığından başka birşey değil.
La vie que j'ai menée dehors libre et solitaire... est pleine de déceptions
O çocuk beladan başka birşey değil.
Il cause que des ennuis.
yaşam sadece... sevmek ve sevilmektir, başka birşey değil.
que dans la vie il faut donner et recevoir de l'amour, rien d'autre, rien d'autre...
Bir parça kumaştan başka birşey değil.
C'est rien qu'un vieux morceau de tissu.
Siz onun sesini eğitmek için buradasınız Bay Matiste. Başka birşey için değil!
Vous êtes ici pour la former, rien de plus.
Silahımı para için kullanırım, başka birşey için değil.
Mon revolver me rapporte de l'argent et je n'aime pas travailler pour rien.
Bebek yada başka birşey umrumda değil, gerçekten!
Tant pis pour le bébé.
Onu nöbetçiyi öldürmesi için kiraladık... Başka birşey için değil.
On l'avait engagé pour tuer le gardien.
Başka birşey daha var, artık evlenmemiz hiç de tuhaf değil.
Vous savez quelque chose d'autre? Les enfants avaient raison. Il n'y a rien de ridicule à l'idée de nous marier.
Baska birsey umurunda degil.
C'est tout ce qui t'intéresse.
Sanırım hayatın kendisi bir bütün olarak, büyük bir kazadan başka birşey değil.- -
La vie n'est qu'un accident.
Sadece konuşmak için, başka birşey için değil.
Nous bavardions dans ma loge, c'est tout.
Çarkıfelek değil başka birşey...
Willie, tu savais que ma mère parlait sur les chevaux?
Dave, o bir sirk çadırı değil, başka birşey.
Ce n'était pas une toile de cirque. C'était autre chose.
şu cömert gükkubbeye bakın altın parıltılarla bezenmiş bu yüce tavan nedense benim için pis, hastalıklı bulutlarlardan başka birşey değil.
Quoi! Tout n'est à mes yeux que pestilences et brumes fétides
Cevap ise... ne yazık ki fazla birşey değil, sorularınızı düzenli ve sakin bir şekilde cevaplamaktan başka.
La réponse est, pas grand-chose, sauf essayer et répondre à vos questions de manière calme et raisonnable.
Sana başka birşey söyleyeyim, Larry. O bu dünyadaki tek kadın değil. Neden bahsettiğimi biliyorum.
Et je vais te dire, c'est pas la seule.
6 yıl ya da başka birşey değil, ama oralardaydım.
Peut-être pas 6 ans mais j'y suis passé.
Çeklerini başka bir şirketin adına gönderirler. Hiç saldırgan değil, "Bobby'nin Aletleri" veya 25 papele başka birşey.
Mais l'acheteur fait son chèque au nom de l'autre compagnie, bien inoffensif, les secrets de Bobbie, par exemple. 25 £.
Yani, bu durumda, Kyle, evlenebileceğim veya... Başka birşey yapabileceğim biri değil.. ama...
En fait, Kyle n'est pas un gars avec qui je voudrais me marier... mais bon, on s'amuse bien ensemble.
Sen sadece yüzmek için buradasın. Başka birşey için değil.
Contente-toi de nager, c'est tout.
başka birşey 59
başka birşey var mı 25
birşey değil 209
değil mi 44479
degil mi 350
değil 1746
değilim 815
değildi 207
değilsin 303
değilmiş 21
başka birşey var mı 25
birşey değil 209
değil mi 44479
degil mi 350
değil 1746
değilim 815
değildi 207
değilsin 303
değilmiş 21
değildir 62
değilmi 114
değiliz 102
değilse 32
değilsiniz 26
değil mi dostum 28
değil mi canım 39
değil mi anne 66
değil misin 154
değil miyim 77
değilmi 114
değiliz 102
değilse 32
değilsiniz 26
değil mi dostum 28
değil mi canım 39
değil mi anne 66
değil misin 154
değil miyim 77