Ben de seninkini translate French
292 parallel translation
- Sen bunu al, ben de seninkini alayım.
Prenez celui-ci. Je boirai le vôtre.
Ben de seninkini.
Pour vous, plutôt.
- Ben de seninkini almak isterdim.
- J'emprunterai la tienne.
Sen benim ismimi yaz, ben de seninkini.
J'écris ton nom et t'écris le mien.
Hayır, onun hakkındaki düşüncemi biliyorsun ben de seninkini biliyorum çünkü.
Non, parce que vous savez ce que je pensais de Lui, et je sais ce que vous pensiez.
Dün gece sen benim yerimi aldın, ben de seninkini.
Tu as pris ma place et j'ai pris la tienne.
İyi, ben de seninkini.
Tant mieux. Le tien me plaît aussi.
Hızlı gitmek için, sen benim kötü bisikleti sürersin, ben de seninkini.
Pour aller plus vite, gardez le mien qui ne marche pas.. Je vais prendre le vôtre, allez!
Ama benimkini etmezler, ben de seninkini etmeyeceğim.
Mais ils n'auront pas la mienne, et je ne prendrais pas la leur.
- Sağol, ben de seninkini beğendim.
- Merci beaucoup. J'aime le tien aussi.
O zaman neden sen benimkini almıyorsun, ben de seninkini?
Pourquoi ne prendrais-je pas votre voiture et vous la mienne?
- Ben de seninkini.
- J'aime pas la tienne non plus.
Ve ben de seninkini mahvedeceğim.
Et moi, je vais gâcher la vôtre.
- Ben de seninkini katlettim!
- Et, j'ai tué la tienne.
Sen benim aklımı ben de seninkini okuyabilirim.
Vous lisez dans mes pensées et moi dans les vôtres.
Yağla Silahımı, Ben de Seninkini Yağlayayım.
Astique mon arme, je t'astiquerai...
Bak sana ne diyeceğim bebek, sen benimkini tutarsan ben de seninkini tutarım.
Je vais te dire, bebe, je tiens la tienne si tu tiens la mienne.
Ben de seninkini mahvedeceğim.
Maintenant, je vais ruiner la vôtre.
Ben de seninkini.
Vous, pas besoin de faire l'article.
Birbirimizin arkasını kollayacaktık. Sen beni, ben de seninkini.
Je veille sur toi, toi sur moi.
Hayatımı kurtardın, ben de seninkini kurtarmaya çalışacağım.
Vous m'avez sauvé la vie, j'essaierai de sauver la vôtre.
- Sen ne yapacaksın. - Ben de seninkini alırım, Hugo.
- J'emprunterai le tien Hugo.
- Ben de seninkini sevdim.
- Moi, du tien.
Ben de seninkini beğendim. Ben öyle birşey giyemem çünkü benim şeylerim yok- -
Le tien est très chouette aussi, mais je ne peux en porter un pareil, car il me manque..
Eğer sen benim sırtımı sıvazlarsan ben de seninkini sıvazlarım.
Et si vous me grattez le dos, je gratterai le vôtre.
Ben de seninkini aldım o zaman, Sandra. Neden bana birazcık daha fazla anne gibi olmayı denemiyorsun?
Moi aussi, alors comporte-toi en mère.
Ben de seninkini kırmak istemem.
Et moi, je ne veux pas t'en faire.
Sen benimkini, ben de seninkini çeksem nasıl olur
Tu tires ma bande et moi je tire la tienne.
Sen istediğim şeyi getirdin, ben de seninkini getireceğim. Gidip paranı getireyim dostum.
J'ai ce que je voulais, à toi le fric.
Ben de seninkini çekeyim.
J'en prend une de toi maintenant?
O'Reily, eğer sikimi emerse... Ben de seninkini emerim.
Si elle me taille une pipe... je t'en taillerai une.
Hayatımı mahvettin. Matty'i vermezsen, ben de seninkini mahvedeceğim. Tek istediğim Matty.
Tu as détruit ma vie et je détruirai la tienne si tu ne me donnes pas Matty.
Ben de seninkini duydum.
Je connais le tien.
Sen benim dosyamı okudun, ben de seninkini.
T'as lu mon dossier, moi, le tien.
Hadi ama, sen benim sırtımı kaşı, ben de seninkini kaşıyayım.
Je t'aide, tu m'aides.
- Ben de seninkini.
Patterson m'a dit qu'il te virerait samedi.
- Şimdi de seninkini. - Yapma, Joe, ben iyiyim. - Oh, hadi ama.
A ton tour.
Ben havuç kafayım, atılgan, zeki, vakur. kendi hayatını, seninkini ve diğer herkesinkini yöneten.
Confiant, intelligent, capable de diriger sa vie et la vôtre et celle de tout le monde.
- Öyleyse seninkini de ben yerim.
- Si tu n'en veux pas, je le mange!
- Ben de bugün seninkini kurtardım.
- J'ai sauvé la vôtre aujourd'hui.
- Sanırım ben de seninkini ödünç...
J'emprunte ça.
Burun derken, neden seninkini benim özel işlerime sokuyorsun? Karşılığında ben de senin sabahki şımarıklığını unuturum.
A propos de sentir, pourquoi ne pas laisser ton nez plutôt proéminent... en dehors de ma vie privée... et en échange je promets de ne pas mentionner le fait que tu t'es conduit... comme un enfant gâté toute la matinée!
Seninkini de çıkardı mı? Ben hiç giymedim ki.
Je n'en ai jamais porté!
Seninkini söylersen ben de söylerim.
Je te dirai le mien, si tu me dis le tien.
Sen bana, benim hayatımı anlat. Ben de sana, seninkini anlatayım.
Tu m'as expliqué ma vie, je vais te dire la tienne.
Daha güzel olur. Seninkini yaparsak, ben daha kötü zaman geçririm.
C'est plus dur pour moi de m'adapter.
Charlotte hayatını yaşıyor... Sen de seninkini. Ve tabii ki ben de benimkini... ve bu konuda hiç kimse yargılamaya yetkili değil, tamam mı?
Charlotte vit sa vie... tu vis ta vie, je vis ma vie... et personne ne fait de jugements, ok?
Ama bozukluğum bitti. Anne konusunu bırakalım. Ben seninkini yeni bıraktım.
Laisse nos mères tranquilles, je sors de la tienne.
Seninkini gösterirsen ben de sana benimkini gösteririm.
Je te le montre si tu me le montres.
Eğer seninkini gösterirsen, ben de sana benimkini gösteririm.
Je te montre la mienne et toi la tienne.
Ben de seninkini verdim.
Je l'ai fait par amitié pour Jenny qui m'a dit ne pas avoir de père... avant de m'expliquer pourquoi. Et moi, la vôtre.
ben de seni seviyorum 508
ben de seni özledim 83
ben de seni 212
ben de memnun oldum 71
ben de 4552
ben de istiyorum 74
ben de öyle 1115
ben de senin 21
ben de gidiyorum 77
ben de bilmiyorum 136
ben de seni özledim 83
ben de seni 212
ben de memnun oldum 71
ben de 4552
ben de istiyorum 74
ben de öyle 1115
ben de senin 21
ben de gidiyorum 77
ben de bilmiyorum 136