Beni mi translate French
22,279 parallel translation
- Beni mi gördün?
- Tu m'as vu?
Belki bu demek oluyordur ki, zihnimin derinlerinde en çok korktuğum şey seni hayal kırıklığına uğratma kaygımdır. - Beni mi?
Peut-être que, au fond, ce qui m'effraie le plus, c'est de te décevoir.
- Ne yani? Beni mi suçluyorsun?
Tu me reproches quoi?
- Beni mi üzmeye çalışıyorsun?
T'essaies de me blesser?
Beni mi?
Moi?
Hâlâ beni mi arıyor?
Il me cherche encore?
Yani sembollere dokununca beni mi gördün?
Vous pouviez me voir seulement en touchant le symbole?
Sybil beni mi görmek istedi?
Oui.
Beni mi çağırdınız, Kutsal Babamız?
M'avez-vous appelé, Saint-Père?
Beni mi görmek istediniz, Papa Hazretleri?
Vous vouliez me voir, Votre Sainteté?
"Sen beni ne sandın, deli mi?"
" Tu me prends pour un fou?
Beni hatırlamıyorsun, değil mi?
Tu te souviens pas de moi, hein?
Gerçekten bu gece buraya gelip beni öldürebileceğini mi sanmıştın?
Tu pensais vraiment pouvoir te montrer ce soir... Me tuer?
Beni aramanı istemedi, değil mi?
Il ne voulait pas que tu m'appelles?
Beni bu yüzden mi buraya getirdin?
Est-ce pourquoi je suis ici avec toi?
Her akşam beni de mi işe götüreceksin?
Tu vas m'emmener au travail tous les soirs?
Beni konuşturabileceğinizi mi sanıyorsunuz?
Tu penses pouvoir me faire parler?
Beni düzeltmek konusunda bir şey söylediler mi?
Ont-elles parlé de comment me soigner?
Kalmamı mı istiyorsun yoksa beni öldürmeye mi çalışıyorsun bilmiyorum.
Tu sais, je n'arrive pas à savoir si tu veux que je reste ou si tu essaies de me tuer.
Şimdi de beni takip mi ettiriyorsun?
Tu me fais suivre maintenant?
Beni veya kız kardeşini tanımak değil de,... bu saçmalık için mi?
Non pas pour connaître ta soeur ou moi, mais cette absurdité?
Üç aydır kayıbım ve kimse beni aramaya gelmedi mi?
J'ai disparu pendant 3 mois et personne n'est venu?
Kardeşim hala oradayken önce beni getirdiğini mi söylüyorsun?
Mon frère est encore coincé là-dedans et tu m'as ramené en premier?
Beni engelleyerek mi bana ders vereceksin?
Vas-tu, toi parmi les autres, me faire une leçon de retenue?
Emily beni aradı. Bir şey mi oldu?
Emily m'a appelé.
Beni kandırıyordun değil mi?
Tu faisais du spectacle devant moi hein?
Beni mi görmek istemiştiniz efendim?
Vous vouliez me voir monsieur?
Beni özledin mi?
Je vous ai manqué?
Beni öldürsün diye değil mi?
Je passe.
Zaten beni bu aletlerin önüne koyup da kullanmamamı bekleyemezsin, değil mi?
Vous ne pouvez pas me mettre devant ces merveilles et vous attendre à ce que je n'essaie pas.
Kusura bakma da beni bir kafese kapatıp neredeyse ölümüne döven adam... -... kurtarıcımın emirlerini mi sorguluyor?
Je suis désolé, est-ce que l'homme qui m'a enfermé dans une cage et m'a à moitié battu à mort questionne les ordres de mon saveur?
- Beni öldürebileceğinizi mi sanıyorsunuz Bayan Venediktov?
Vous pensez pouvoir me tuer, Melle Venediktov?
Sen mi beni uyarıyormuşsun?
Un avertissement?
Demek birilerinin, beni öldüren adamı öldürmesini engellemek için gelecekten geldiniz, öyle mi?
Vous deux, vous venez du futur pour arrêter un type voulant me tuer afin d'arrêter les types qui essayent de le tuer?
Ne yani, beni kurtardınız diye mi oldu?
Pourquoi, parce que vous m'avez sauvée?
Yumruklayacak mısın beni, yakacak mısın yoksa? Yoksa barbarca bir şiddet gösterisinde mi bulunacaksın?
Vous allez me frapper, ou me brûler vif, ou employer une autre forme de violence barbare?
Beni bu yüzden yanına aldın ama değil mi?
C'est pourquoi vous m'avez recruté, non?
Beni öldürmek mi istiyorsun?
Tu veux me tuer? Tue-moi.
Onun kaçmasına göz yumduktan sonra beni tehdit mi ediyorsun?
Êtes-vous en train de me menacer après l'avoir laissé s'échapper?
Bunu, beni bulmak için kullandın, değil mi?
Vous avez utilisé ceci me trouver quand j'étais dans les Catacombes, droit?
Bayan Vaughan, beni takip mi ediyorsunuz?
Mme Vaughan. Vous me suivez?
Yani FBI'ı arayıp amirinizle konuşsam tüm gün boyunca bu adamı bulmaya çalışmak yerine beni takip ettiğinizi söylesem bu onu şaşırtmaz, öyle mi?
Si j'appelle le QG du FBI et dis à votre superviseur que vous avez passé votre journée entière à me suivre au lieu de chercher cet homme, sera-t-il surpris de l'apprendre?
Beni ince tahta parçasıyla kandırabileceğinizi mi sandınız?
Une canne? Vous trouvez pas que vous forcez un peu?
- Nasıl? Beni dostlarıma düşman ederek mi?
En montant mes amis contre moi?
Ama beni affedebilirsin, değil mi tatlım?
Mais tu me laisseras me faire pardonner, n'est-ce pas, chérie?
Beni görmedin mi?
Hé, tu m'as pas vu?
Ha, beni görmedin mi?
Tu m'as pas vu?
Seni geri zekalı beni görmedin mi?
Espèce d'idiote, tu m'as pas vu?
Mahrem anlarımda bile takip mi edeceksiniz beni?
Vous comptez me suivre dans mon intimité?
Senin beni attığın gibi mi?
Comme tu m'as jeté?
Sence babam beni dinler mi?
Tu crois qu'il m'écoute?
beni mi istiyorsun 28
beni mi istediniz 20
beni mi arıyorsunuz 19
beni mi arıyorsun 24
beni mi suçluyorsun 23
beni mi arıyordun 35
beni mi arıyordunuz 24
beni mi görmek istedin 81
beni mi görmek istediniz 80
beni mi çağırdın 42
beni mi istediniz 20
beni mi arıyorsunuz 19
beni mi arıyorsun 24
beni mi suçluyorsun 23
beni mi arıyordun 35
beni mi arıyordunuz 24
beni mi görmek istedin 81
beni mi görmek istediniz 80
beni mi çağırdın 42