English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ B ] / Beni mi çağırdınız

Beni mi çağırdınız translate French

219 parallel translation
- Beni mi çağırdınız hanımefendi? - Gir.
- Vous m'avez fait appeler?
- Beni mi çağırdınız?
- Vous m'avez appelé?
Beni mi çağırdınız?
Vous m'avez appelé?
Beni mi çağırdınız?
Avez-vous appelé?
Beni mi çağırdınız hanımefendi?
Vous avez sonné, mademoiselle?
- Beni mi çağırdınız, Bayan Julie? - Evet, Zette.
Vous m'avez appelée, MIle Julie?
Beni mi çağırdınız, efendim?
- Vous m'avez demandé, monsieur? - Oui, Benson.
- Beni mi çağırdınız Bay Cortland?
- Vous m'avez demandée?
- Beni mi çağırdınız efendim? - Evet.
Je peux vous aider?
Beni mi çağırdınız bayan?
Vous avez sonné, M'dame?
- Beni mi çağırdınız efendim? - Evet.
Vous m'avez demandé, monsieur?
- Beni mi çağırdınız doktor? - Hayır.
- Vous m'avez appelé, docteur?
- Beni mi çağırdınız efendim?
- Vous vouliez me voir?
Beni mi çağırdınız efendimiz?
Seigneur?
- Beni mi çağırdınız efendim? - İçeri gel.
Vous m'avez appelé, Maître?
Beni mi çağırdınız, hanımefendi? Evet.
Vous m'avez fait demander, signorina?
- Beni mi çağırdınız, Yüzbaşı?
- Vous m'avez appelé, mon capitaine?
Beni mi çağırdınız? Birkaç kıyafet almak istiyoruz, eğer sizin için sorun değilse.
Nous voudrions des robes, si cela ne vous dérange pas.
Beni mi çağırdınız?
C'est moi que vous appelez?
- Beni mi çağırdınız Bay Belden?
- Vous avez besoin de moi, M.Belden?
- Beni mi çağırdınız efendim? - Evet.
- Vous avez sonné, monsieur?
Beni mi çağırdınız?
On me demande?
Beni mi çağırdınız, Majesteleri,?
Tu m " as fait demander, ô reine?
- Beni mi çağırdınız Binbaşı?
- Vous m'avez appelé?
- Beni mi çağırdınız efendim? - Ne?
Vous avez appelé monsieur?
- Beni mi çağırdınız, efendim?
Vous avez sonné, Monsieur?
Beni mi çağırdınız?
Monsieur?
Beni mi çağırdınız?
– Quoi? Vous m'appelez?
- Beni mi çağırdınız efendim?
– Vous m'avez appelé?
- Beni mi çağırdınız, efendim?
Monsieur?
- Beni mi çağırdınız, efendim?
Quoi? Monsieur?
Beni mi çağırdınız, müfettiş?
Vous m'avez demandé?
- Yüzbaşı Pierce, beni mi çağırdınız?
- Vous m'avez appelée, capitaine Pierce?
- Beni mi çağırdınız, General?
- Vous vouliez me voir?
Beni mi çağırdınız?
Je n'entends rien, moi.
Usta, beni mi çağırdınız?
Maître, vous m'avez fait appeler?
Beni mi çağırdınız, lordum?
Vous m'avez appelé, Monseigneur?
Beni mi çağırdınız?
- Vous m'avez appelé? - Oui, écoute.
Beni mi çağırdınız, Bay Drax?
Vous m'avez appelée, M. Drax?
Beni mi çağırdınız?
Vous m'avez demandé?
Beni adam gibi konuşmaya çağırdınız, değil mi?
Vous vouliez que je parle comme un homme.
- Beni mi çağırdınız efendim?
Portez ceci à Fort Lincoln, ce soir.
Beni mi çağırdınız, Senatör?
Vous m'avez appelé Sénateur?
- Beni mi çağırdınız?
- Vous m'avez fait demander?
- Beni mi çağırdığınız? Evet. Onu istediğim zaman geri getirebilirim.
Je pourrai toujours le reprendre.
Efendim, beni mi çağırdınız?
- Désirez-vous...?
Bu yüzden mi beni çağırdınız?
C'est pour ça que vous m'avez fait venir.
Efendim, beni mi çağırdınız?
Un peu de fougue ne nuit pas.
Beni buraya bunları konuşmak için mi çağırdınız?
- M'avez fait venir pour cela?
- Beni mi çağırdınız?
Vous m'avez appelé?
Beni mi çağırdınız efendim?
Une explosion accidentelle a dévasté une de leurs exploitations minières. N'oubliez pas les kits de grands brûlés.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]