Bir zevkti translate French
855 parallel translation
Benim için büyük bir zevkti, beyler.
Ce fut un plaisir, messieurs.I
Özlediğimiz bir zevkti efendim.
C'est une joie qui nous manquait.
Bir zevkti.
C'était un plaisir.
- Benim için bir zevkti.
- Ça a été un plaisir.
Sizlerle tanışmak bir zevkti. - Gel Tony. - Alice, ben...
C'était un plaisir de faire votre connaissance, à tous...
Sizin gibi biriyle iş yapmak bir zevkti.
C'est une joie de faire des affaires avec vous.
Sizinle tanışmak bir zevkti beyler.
Ce fut une joie, messieurs.
Bizim için bir zevkti. Profesör Elliott'un size bir sürprizi var.
M. Elliott a une autre surprise pour toi...
Hoşçakalın Bay Potts, sizin zekanıza sahip bir adamı tanımak büyük bir zevkti.
Vous êtes si cultivé! Merci, Dr Watson.
Pekala, Dr. Mercheson, emrinizde çalışmak bir zevkti.
Dr Murchison, ça a été un plaisir de travailler pour vous.
Sizinle tanışmak bir zevkti.
Vraiment heureux de vous avoir connue.
- Sizi tekrar gördüğüme sevindim. - Benim için bir zevkti.
- enchanté de vous avoir revu.
Sizinle tanışmak bir zevkti, Bay Wade.
- Ce fut un plaisir...
- Bir zevkti.
- Au plaisir.
Bir zevkti. - Benim için de.
Au plaisir.
Hoşça kalın. Bir zevkti.
Au plaisir!
Bir zevkti.
Au plaisir.
Bir zevkti.
Un plaisir.
Sizinle tanışmak bir zevkti, Müfettiş.
Ravi de vous avoir rencontré.
Bir zevkti. Yakında yine beklerim.
Avec plaisir, et à bientôt.
- Sizi gemide ağırlamak bir zevkti.
- C'était un plaisir pour nous.
Sizin gibi iyi insanlarla çalışmak bir zevkti.
C'est un plaisir de travailler avec des gens bien.
Seni tekrar görmek beklenmedik bir zevkti.
Ta visite m'a fait plaisir. Je ne m'y attendais pas.
Evet, benim için bir zevkti.
Alors, ce fut un grand plaisir.
Size hizmet etmek benim için büyük bir zevkti.
Je vous suivrai de bon gré.
Seninle güreşmek bir zevkti.
C'était gentil, ce petit round tous les deux.
Benim için bir zevkti.
De rien.
- Seni görmek büyük bir zevkti.
Ne soyez pas fâché!
Zarar ziyan ödemeyi seven bir sigortacıyla tanışmak bir zevkti.
Ravi d'avoir rencontré un courtier aussi téméraire!
Tanışmak bir zevkti Reb.
Content de te connaître, Reb.
Bir zevkti, mösyö.
Je vous en prie...
Sizler için çalmak benim için bir zevkti.
Me produire devant vous a été un grand plaisir.
Sizinle özel hayatta tanışmak bir zevkti.
Enchanté de vous avoir revue en privé.
Bizim için bir zevkti, değil mi Maria?
Pas vrai, Maria?
Benim için bir zevkti.
C'était un plaisir.
Sizinle tanışmak bir zevkti bayan
Enchanté de vous avoir rencontrée, mademoiselle.
Fakat hiçbir şey söylemediler. Çok teşekkür ederim, Bay Williams. Benim için bir zevkti.
Quand je leur montra la nouvelle grange, encore, ils furent fascinés par l'évident emplacement vide de mes réservoirs de stockage.
Benim için bir zevkti.
Ce fut vraiment un plaisir.
Uzak dağlardan buraya su getirerek, çölü yeşertmek bir zevkti.
C "est une joie de faire fleurir le désert en y amenant de l" eau.
Sizinle çalışmak bir zevkti binbaşı.
Ce fut un plaisir de traiter avec vous.
- Hayır. Sizinle sohbet etmek bir zevkti.
Ce fut un plaisir de causer avec vous.
Bayım, benim için bir zevkti.
Cher monsieur, au plaisir.
Korkarım bu buluşma için senin kalmanı isteyemeyeceğim, ama seninle konuşmak bir zevkti.
Je comprends. Tu ne te sens pas concerné. On reprendra notre conversation.
Tekrar normal bir kız hâline gelmesini izlemek bir zevkti.
C'était un plaisir de la voir se changer en une fille normale, une fille libre
- Sizinle konuşmak büyük bir zevkti.
- J'ai été ravi de parler avec vous.
- Benim için bir zevkti.
Le plaisir est pour moi.
Bir zevkti.
- Restez.
Bu bir onur ve zevkti, Jimmie. Evet bayım.
C'est un honneur et un plaisir.
- Senin gibi bir beyefendi ile tanışmak zevkti.
- C'est bon de rencontrer un gentleman.
Gerçek bir zevkti, kendimi tamamen güçlü hissetmek.
Me sentir tout-puissant...
Sizi tanımak bir zevkti.
Je suis content de vous avoir vu.