Biri hariç translate French
293 parallel translation
Biri hariç her yeri terk edecekler.
Quelle place? Black Hills.
Biri hariç hepsi, Peder.
Toutes sauf une, mon père.
Biri hariç hepsinin.
Tous sauf un.
Kartına baktığımda biri hariç bütün çeşitleri topladığını gördüm.
J'ai découvert qu'il les avait tous à l'exception d'un seul.
- Biri hariç.
- Tous sauf un.
Neyse ki herkes kurtulmuştu -... biri hariç.
Tous furent sauvés sauf un!
Winchester'lı insanlar bu silahları üretirken on veya yirmi bin silahtan biri hariç hepsi kusursuz olur.
Quand les gens de chez Winchester fabriquent ces fusils... de temps en temps, y en a un sur dix ou vingt mille... qui est juste parfait.
Biri hariç bütün bülbüller şakıyormuş.
Tous les oiseaux chantaient, sauf un.
- Biri hariç hepsini.
- Toutes sauf une.
- Evet, her nedeniniz var, ama biri hariç. – O neymiş?
Vous avez toutes les raisons sauf une. Et laquelle?
İşin içinde ben olunca, evet. Biri hariç.
En voyant ma tronche, non... à part une seule piaule...
Ve herkes, biri hariç herkes onu takip edecek.
Et tous, tous sauf un le suivront!
Biri hariç - hapishane.
À part celle de la prison.
Biri hariç, bütün kurşunları çıkarttım.
J'ai ôté toutes les balles, sauf une.
Biri hariç, tüm yolcularla gizli bir adadaki sığınağa götürülmüşlerdir.
Caché dans une île secrète avec tous les hommes à bord, sauf un.
Biri hariç hiçbirini tutmadı.
Il ne les a pas tenues, sauf une.
Biri hariç.
Une personne ne l'est pas.
Biri hariç hepsi boğuldu.
Tous les hommes ont été noyés sauf un.
Biri hariç.
A part une.
Hepsi... Biri hariç!
Tous, sauf un!
Ne kabiliyeti? Şimdiye kadar buralarda gördüğüm her şey, biri hariç müzayede eserlerine benziyor.
Cette fille me changera un peu des tas de... vieilleries vues jusqu'à présent!
Biri hariç.
Sauf un.
Biri hariç tüm ana kapılar kapalı.
Tous les acces sont fermes sauf un.
Hayır, Missouri'de biri hariç.
Pas qu'on sache, sauf dans Ie Missouri.
Tüm ekip... Bütün oyuncular, biri hariç... para bile almadan fevkalade performanslar sergilediler... - hatta aktör olduklarını bile bilmeden.
Tous les participants... tous, sauf un,... jouaient parfaitement leur rôle, sans même le savoir!
Kruvazörlerdeki keşif uçaklarının, biri hariç, hepsi havada.
Tous Ies avions ecIaireurs de nos croiseurs ont decoIIe, sauf un.
Duydum ki biri hariç kimse oraya giremezmiş
Le manoir du Paon est sévèrement gardé. Personne ne peut y pénétrer. - À une exception près.
Haggard hepsini ele geçirmiş. Su gelip gittikçe onların sürüklenişini zevkle izliyor. Biri hariç.
Haggard les a toutes capturées maintenant, elles sortent des vagues au gré de son plaisir, toutes sauf une.
Bak, biri hariç bütün başkanlar bir Mason.
Regarde, tous les présidents, sauf un, des maçons.
Hepsi orada, biri hariç yani ben, Chingachgook, Son Mohikan!
Car il n'en reste qu'un seul. Moi, Chingachgook, le dernier des Mohicans.
Büyük bir Broadway galası.. New York'ta hiç kimse olan herkes bu gece bu tiyatroda.. Biri hariç herkes..
Un grand soir de première à Broadway, tout le gratin est là, tout le gratin à l'exception d'un homme. :
Bu filmlerin her biri çok iyi gişe hasılatı yaptı. Biri hariç.
Le plus étrange, c'est que ces deux films sont des succès, sauf un.
Biri hariç.
Tous sauf un.
O aya 47 kişi inmişler, biri hariç hepsi öldürülmüş.
47 Hommes arrivèrent sur cette planète, tous furent assassinés, sauf un.
Biri hariç.
Toutes sauf une.
200 ismi aşkın isim var hiçbiri de aynı değil, biri hariç.
Il y avait plus de 200 noms, et aucune répétition... excepté un nom.
Biri hariç hepsi. En küçük kardeşim Brighton'da.
toutes sauf une. ma plus jeune soeur est à Brighton.
Ülkedeki her şehir askeri yasa ile yönetiliyordu, biri hariç, Steel Harbor.
Toutes les villes sont sous loi martiale sauf une :
Birkaç saat içinde biri hariç hepsi öldürüldü.
En quelques heures, tous ont été tués sauf un.
Tüm incelemeler olumsuz çıktı biri hariç.
Tous les tests sont négatifs, mis à part un.
Biri hariç hepsi anne.
Tous, sauf une!
Kötü biri değilim Eben, düşmanıma karşı hariç.
Je ne suis pas mauvaise, Eben, sauf contre mes ennemis.
Biri hariç!
Vraiment tous.
Bayan Cassady, sizinle konuşmak... Victor " un gösterisi hariç gecenin en parlak anlarından biri olabilir.
Mlle Cassady, à part le numéro de Victor, frayer avec vous serait le clou de la soirée.
O masum biri. Tanrı hariç kimse tarafından ellenmemiş bir tuval.
C'est une innocente, une ardoise vierge que Dieu seul a touchée.
Her on bin Güney Afrikalı beyazdan polisler hariç biri bile bunu yapmamıştır zaten.
- Ne soyez pas gêné. À part la police, je ne crois pas qu'un Blanc sud-africain sur 10 000 l'ait fait.
Ama park yeri boştu... güneş gözlüğü takmış milyonlarca kertenkele hariç... ve onlardan biri Barbara Walters gibi görünüyordu.
Le parking était vide de voitures... mais recouvert de lézards portant des lunettes noires. L'un d'entre eux ressemblait à Barbara Walters.
- Biri hariç.
Je commence.
Eh işte. Biri dirseğini gözüne soktuğu ya da demir ökçeleri kasıklarına girdiği zamanlar hariç.
Ca peut aller sauf quand tu prends un coude dans l'oeil ou un coup de latte dans les couilles
Raporum için ise benim fikrim, bu cinayet çok daha trajik olan çocuk cinayetleri hariç,... akla gelebilecek en vahşice ve insanlık dışı cinayetlerden biri.
Je tiens également à souligner qu'à part le meurtre d'un enfant, sans conteste plus odieux encore, ce crime est l'un des plus atroces et avilissants qui soit.
Bu hafta, Amy'ninki hariç sınıftaki herkese okul resimleri postalanmış. - Eubank'in adamlarından biri keşfetmiş.
Les photos scolaires ont été envoyées à toute la classe d'Amy mais pas à Amy.