Biri var translate French
11,714 parallel translation
Orada biri var.
Il y a quelqu'un de l'autre côté.
Seyahatte başka biri var mıydı?
Ont-ils voyagé avec quelqu'un d'autre?
Arada bir, ona benzer biri var, büyük soruları kovalamaktan korkmayan birisi bilinen gerçekleri hiç umursamayan birisi.
De tout temps, il y a des gens comme lui... Quelqu'un qui n'a pas peur des grandes questions, qui ne se soucie pas de l'opinion publique.
Aklımda biri var.
J'ai quelqu'un en tête.
Seninle tanışmak isteyen biri var.
Il y a quelqu'un qui voudrait vraiment vous rencontrer.
MR konusunu başka bilen biri var mı?
Quelqu'un sait pour mon IRM?
Yanında başka biri var mıydı?
Quelqu'un d'autre l'a fait?
Bay Brody ve Bayan Audrey... Aslında, sen... Ve burada yeni biri var.
M. Brody et Mlle Audrey... il y a un nouveau parmi vous, apparemment.
Hele biri var ki, toplulukta tanıştıktan sonra kıza evlenme teklifi etti.
Lui, il a demandé sa copine en mariage et il se sont rencontrés sur Community.
Jesse diye biri var.
Il y a ce type, Jesse.
Evet, aklımızda biri var.
Je crois qu'on a une petite idée.
Evet, tanıdığım biri var.
j'en connais un.
Öyle biri var.
- Si, il existe.
İşe almak için özellikle gözümüze kestirdiğimiz biri var mı?
Quelqu'un en particulier que nous pourrions cibler pour le recrutement?
Benimle birlikte biri var.
Quelqu'un est avec moi.
Kamyonette sarışın biri var.
Il y a un homme blond dans un camion.
Tanıdığın biri var mıydı?
Quelqu'un que vous connaissiez?
İtfaiye! Burada biri var mı?
Pompiers, criez!
Burada yaralanmış biri var!
Nous avons un homme à terre.
Yanında biri var mı?
A-t-elle quelqu'un avec elle?
Çocuklarımın yanında Sosyal Hizmetlerden gelen biri var.
Une assistante sociale est là-bas avec mes enfants.
Dışarda seninle konuşmak isteyen biri var.
Il y a quelqu'un dehors qui aimerait vous parler.
Şüpheli biri var mıydı?
Quelqu'un de suspect?
Tanışmanı istediğim biri var.
Il y a une personne que j'aimerais que vous rencontriez.
Konuşmam gereken biri var.
Je vais parler à quelqu'un.
Ayrıca beni endişelendiren biri var.
Il y avait aussi deux individus intrigants.
Ne olursa olsun yenmek istediğim biri var!
Il y a quelqu'un que je dois battre.
Bunu tahmin edebilen biri var mı?
Qui peut deviner? Quelqu'un?
- Biri var mı? Merhaba? - Beni boşver, Fritzy.
- Hé, oublie-moi Fritzy.
"Saturday Night Tonight" stüdyosunda bu şekilde biri var mıydı?
Vous énervez obligatoirement quelques personnes. Quelqu'un aux studios de "Saturday Night Tonight"?
- Evet, çalışanları arasında sorun yaşadığı biri var mıydı?
Oui, est-ce qu'il avait des problèmes avec certains de ses employés?
Sid'in neye bulaştığını bilecek biri var mı?
Est-ce que quelqu'un d'autre saurait à quoi Sid était mêlé?
- Dün akşam 11 ila 2 arası... -... burada çalışan biri var mıydı?
Est-ce que quelqu'un à travaillé ici la nuit dernière entre 23h et 2h du matin?
Peki bu insanlar arasında Sid'le sorunu olan biri var mı?
De ces personnes, est-ce que quelqu'un avait un problème avec Sid?
- Araçta başka biri var mı?
Il y a quelqu'un d'autre?
- Başka biri var mı evde?
Quelqu'un d'autre habite ici?
Büyüdüğümde kayıp kişileri onun tarifine uyan biri var mı ya da o maske veya sembol suça karışmış mı diye FBI'ın sisteminde bile araştırdım ama hiçbir şey çıkmadı.
Plus âgé, j'ai vérifié les personnes disparues, avec les fichiers du F.B.I., une personne correspondant à sa description ou n'importe quel crime impliquant des symboles ou ce masque, mais il n'y avait rien.
- Yanında biri var mıymış?
Quelqu'un avec elle? Non.
- Sanırım bunu sorabileceğimiz biri var.
Je pense savoir à qui on peut demander.
Aslında, buradayım çünkü bodrumunuzda feminist tarihin mihenk taşlarından biri var.
En fait, nous somme ici parce que votre sous-sol contient un repère de l'histoire du féminisme.
İnsan çocuğun duygularını paylaşan başka biri var mı?
Personne d'autre ne partage ces sentiments humains?
Bu Zippolardan biri, suikaste uğradığı gün Franklin D. Roosevelt'in cebindeydi yani diğer nesnelerin olduğu kadar bununda bir tarihi var.
Un de ces deux Zippo était dans la poche de Franklin D. Roosevelt le jour où il a été assassiné, alors il a plus d'historicité qu'aucun objet n'en a jamais eu.
Çünkü bunların herhangi biri gerçekse, Will'i yeniden görebilme şansımız var demektir.
Car si un de ces trucs est vrai, on pourrait avoir une chance de revoir Will.
Kenardan bisikletli biri yaklaşıyor. Baseball şapkası var.
On a un type qui approche par l'arrière sur un vélo et qui porte une casquette de base-ball.
Karşınızda bir profesyonel var Jethro, Kurbanı hayatta tutarak en çok acıyı nasıl vereceğini bilen biri.
Tu traites avec un professionnel, quelqu'un qui sait comment infliger la pire douleur en gardant toujours la victime vivante.
Onunla benim olduğundan daha fazla ortak yanın var. İş ciddi mi? Çekici, hoş biri.
C'est du sérieux? et c'est agréable de me rappeler que je suis une femme assez jeune.
İçerde biri mi var?
Il y a quelqu'un?
Dört tane var ve her biri yeterince büyük...
Il y en a quatre, toutes assez grosses pour...
Yani ya biriyle ilişkisi var, ki biri bu tahminde bulunmuştu ya da fahişelik yapıyor.
Donc soit elle avait une liaison, comme quelqu'un l'a suggéré, soit c'est une call-girl.
Oscar adaylığı var bu da benim sofistike ama erişilebir biri olduğumu gösterir.
Nominé pour un Oscar, ce qui montre que mes goûts sont sophistiqués mais accessibles.
Biri sana o silahın yerini gösterdi. Bu da demektir ki bir tanık var.
Quelqu'un t'a signalé ce pistolet, ce qui signifie qu'il y a un témoin.
varım 207
var mısın yok musun 30
varsa 36
vardık 38
varenka 16
var tabii 24
varşova 132
varyemez amca 23
var mıydı 25
var efendim 22
var mısın yok musun 30
varsa 36
vardık 38
varenka 16
var tabii 24
varşova 132
varyemez amca 23
var mıydı 25
var efendim 22