Biri vardı translate French
1,878 parallel translation
Ne olmuş yani? Hoşlanacak başka biri vardır elbet!
Et alors, ce sera pour la prochaine!
Biri vardı, ama kız arkadaşı var.
Il y avait bien quelqu'un, mais il a une copine.
Kampüste peşinden ayrılmayan biri vardı.
Un mec qui le suit sur le campus.
Belki çıplak görmek istediğin biri vardır.
Peut-être qu'il y a quelqu'un que tu veux voir à poil?
Belki de bu işe daha uygun biri vardır.
Peut-être qu'il y aurait quelqu'un ici, qui conviendrait mieux pour ce taf.
Basit hırsızlıklara karışan, genelde elmas işleriyle ilgilenen biri vardı.
Il y avait ce petit voleur, impliqué dans des escroqueries de diamants.
Bir de benimle evlenip çocuk yapmak bana tek katlı bir ev almak ve penisi olmayışını telafi etmek için vibratörler almak isteyen biri vardı.
Et il y a eu ce garçon qui voulait me marier, faire des enfants, m'acheter un bungalow, tous les vibrateurs inimaginables pour compenser ce qu'il lui manquait.
Teyzemde şu izlerden biri vardı. Radyasyon hedef noktalarından.
Ma tante avait une marque comme ça sur elle, pour diriger les radiations.
Bir keresinde beraber yaşadığım biri vardı.
Il y avait un homme avec qui je vivais.
Ödeme yapmak isteyen biri vardı.
Il y avait un garçon qui voulait payer.
Ama hoşlandığın biri vardır herhalde?
Il n'y a pas quelqu'un qui te plaît?
Bir zamanlar onlarla birlikte Fransız biri vardı. Ama o artık yok.
Un français les avait rejoints, mais il est mort.
Ve gerçek şu ki ; onunla bir ilişkiyi sürdürmek için çok çaba harcayan ve doktorluk stajında çektiği sıkıntıların dışında başka bir şeyi temsil eden biri vardı ve onun, bu fırsatı reddetmesi çok zordu.
Et le fait qu'il y avait cette personne qui faisait beaucoup d'effort pour garder une relation avec lui et qui lui apportait autre chose que la misère que lui semblait son internat, c'était quelque chose qu'il ne pouvait pas ignorer.
Yalnız kaldığımda elimi tutan biri vardı onu unuttum.
J'ai oublié qu'il m'a tenu la main quand j'étais toute seule.
Bir süre için başka biri vardı.
Il y a quelqu'un d'autre... depuis pas mal de temps.
Ağabeyinin intiharından bahseden biri vardı.
Il y avait un homme qui parlait du suicide de son frère.
Belki benden daha fazla bilgili biri vardır.
Peut-être y a-t-il quelqu'un qui en saurait plus que moi.
Benim söyleyeceğim biri o, herkesin söyleyeceği biri vardır.
C'est ma confidente. Tout le monde a le droit à un confident.
Bir zamanlar hayatımda biri vardı. Nişanlandık.
Vous voyez, j'ai été fiancée à cet homme.
- Her zaman başka biri vardır.
Il y a toujours quelqu'un d'autre. Je vois.
Durun. - Biri vardı.
Il y avait quelqu'un.
- Ona bağıran biri vardı.
Ce mec lui criait dessus. Il disait quoi?
Belki orada, atlarımızı bize satacak kadar kibar biri vardır!
{ \ pos ( 192,210 ) } Peut-être quelqu'un d'assez serviable { \ pos ( 192,210 ) } nous revendra nos chevaux.
Daha iyi biri olma şansı vardı.
Qu'il aurait une chance de devenir meilleur que moi.
Şey, durum hakkında çalışırken rahatsız edici bir sonuca vardım, kesin değil ama büyünün oluşumu ve gelişmesine bakarak, büyük ihtimalle büyüyü içeriden biri yapmış.
J'ai suivi la situation de près, et je suis parvenu à une conclusion très troublante. Je ne connais pas la nature exacte du sort d'enfermement, - mais je peux t'affirmer...
Burda biri mi vardı?
Il y a quelqu'un là-dedans?
Üniversitede eylemci yazarlık yapan bazı öğrenciler vardı. Ama ben hiç kendimi onlardan biri olarak düşünmedim.
A l'université, il y avait des étudiants qui étaient du genre activistes et je ne me considérais absolument pas comme l'un des leurs.
Bak, Lana'nın senin arkadaşın olduğunu biliyorum ve onun ikili oynayan, sırttan bıçaklayan biri olduğunu düşünmek istemiyorsun, ama belki de sana güvenemeyeceği bir sırrı vardı.
Écoute, je sais que Lana est ton amie et que tu ne te l'imagines pas comme une calculatrice, machiavélique, mais... peut-être qu'elle avait quelque chose sur lequel elle ne pouvait pas te faire confiance.
Belki bu politik saçmalıklarınıza inanan birileri vardır ama ben onlardan biri değilim.
Possible que certains croient à vos salades, - mais pas moi! - Eux, ça les intéresse!
Geçen gece bir kızı kurtardım. Ve sonunda senin gibi biri olmanın tadına vardım. Bir kahraman olmanın.
L'autre soir, j'ai sauvé cette fille, et j'ai enfin eu un aperçu de ce qu'on ressent en étant comme toi, d'être un héros.
Başka biri daha vardı.
- Oui.
Dün, yolda kendinden geçmiş biri hakkında bir çağrı aldık, ve benim ambulansım olay yerine ilk önce vardı.
Hier, on a reçu un appel pour un homme évanoui sur la chaussée... et mon ambulance a été la première sur les lieux.
Biri daha vardı.
Il y en avait une autre.
Hayır, öfkeli değilim. Hayır. Bir şeyi açıklığa kavuşturmam lazım, çünkü bazı şeyler vardır ki tamamen yabancı biri tarafından belli bir şekilde söylenince farklı anlaşılabilir.
Je n'éprouve aucune colère, mais certaines choses, dites d'une certaine façon, par un étranger...
Öyle biri vardı.
Il y a bien ce type...
Austin'e gitmek isteyen biri mi vardı burada?
- Quelqu'un voulait aller à Austin?
Küçük biri olma kompleksim vardı.
, j'ai eu petit complexe homme, vous savez.
İnsanların kahramanlara ihtiyacı vardır, gerçek hayatta ya da hayali, çünkü onlara ilham verecek birine ihtiyaçları vardır, hedef alacak birşey, onun gibi olmayı deneyebilecekleri biri.
personnes ont besoin de héros, Que ce soit dans la vie réelle ou dans la fiction, Parce qu'ils ont besoin de quelqu'un pour les inspirer, un objectif à atteindre, quelqu'un pour essayer d'être comme.
İçinizden biri gizli karargahımıza girip Kehanetler Kitabı'nı gören başka bir çocuk vardı dememiş miydi?
Ils n'avaient pas dit qu'il y avait un autre garçon qui savait à propos du cahier?
Sontaranların, Doktor olarak tanınan bir düşmanı vardır. - Yüz değiştiren biri.
Il y a un ennemi des Sontariens connu sous le nom du Docteur, un changeur de visage.
El fenerimle onları tam olarak gördüm, Beş altı kişi vardı. Biri kesinlikle liderdi.
- Je les ai bien vus avec mes phares, ils étaient 5 ou 6, l'un d'eux était clairement le chef.
Sorunlarımız vardı, Ama bu onlardan biri değildi.
On avait des problèmes, mais pas celui-là.
- Orada biri mi vardı?
Il y avait quelqu'un?
En azından biri daha vardı.
Il en avait au moins une autre.
En azından biri daha vardı.
Il y en avait au moins une autre.
Bahsi geçen zamanda Hugo Prince ile çalışan biri daha vardı.
Il y a quelqu'un qui travaillait avec Hugo Prince, à l'époque.
Hugo Prince ile çalışan biri daha vardı.
Il y a quelqu'un qui travaillait avec Hugo Prince, à l'époque.
- Sadece tek bir sorunu vardır : "-" Öyle biri yoktur. "
- Il a juste un petit problème ". - Il n'existe pas.
- Bankada biri daha vardı o zaman. Hey!
Quelqu'un d'autre était dans cette banque.
Ama orada biri daha vardı.
Et... et il y avait quelqu'un d'autre.
Kirli sakalı vardı. Evsiz biri gibi değildi.
Il avait une barbe de trois jours.
vardı 193
vardır 53
vardık 38
biri var 29
biri bana 23
biri burada 17
biri geliyor 129
biri gitti 31
biri mi öldü 17
biri hariç 30
vardır 53
vardık 38
biri var 29
biri bana 23
biri burada 17
biri geliyor 129
biri gitti 31
biri mi öldü 17
biri hariç 30