Biz biliyoruz translate French
843 parallel translation
Nasılsa hepimiz yalnızız ve biz biliyoruz ki o yalnız olmayacak, vahşi hayvanlar onun etrafında saracak.
Nous nous sentons tous seuls, mais lui ne se sentira pas seul, avec quelques animaux sauvages.
Ama biz biliyoruz ki herkes, bizim okulda okumuş olanlar içinde, dostluk o günün izi olacaktır. "
Mais nous savons que tous les anciens élèves de notre école fêteront au fond de leur coeur cette journée de l'amitié ".
Biz biliyoruz!
Nous, on sait!
Bunu biz biliyoruz. Peki ya hastanedekiler biliyor mu?
On le sait, mais eux ils le sauront?
Biz biliyoruz, anlayın.
Nous savons...
Elbette, o biliyor. biz biliyoruz. Bütün kasaba biliyor.
Nous le savons, tout le monde...
Sadece biz biliyoruz.
Notre secret...
- Biz biliyoruz.
Je veux que vous m'y escortiez.
Ama biz daha iyisini biliyoruz :
Car nous en savons plus :
Biz komünleri biliyoruz.
On connaît tes communautés! Tu vas nous parquer au diable, hein?
ve biz, Yoldaşlar,... sadece Führer'in emirlerine itaat edeceğinizi biliyoruz...
Et nous, camarades, savons seulement obéir... aux ordres de notre Führer...
Biz kim olduğumuzu biliyoruz.
On sait qui on est.
Ya, biliyoruz. Biz de seni seviyoruz.
Nous non plus.
Biz neler olduğunu çok iyi biliyoruz.
On sait tout ça.
Düşünüyorum da biz, hepimiz, bunu çoğu insandan daha iyi biliyoruz.
Je pense que nous tous le savons mieux que quiconque.
Biz ne yapacağımızı biliyoruz, Easter.
- Nous savons quoi faire.
Onun için sana endişelenmemeni söyledik. Çünkü biz ne yapılacağını tam olarak biliyoruz.
C'est pourquoi nous t'avons dit de ne pas t'inquiéter... car nous savons ce qu'il convient de faire.
Biz birbirimizi sevdiğimizi biliyoruz.
Absolument pas.
Onlardan biri kendisine Remond diyor, ama biz onun gerçek ismini biliyoruz.
Arrêtez-les! Ils s'échappent à nouveau! - Bravo!
Biz biliyoruz.
- Non.
- Ama biz, onların yanıldığını biliyoruz.
Mais nous savons qu'ils ont tort.
Gelin sizi tedavi edelim, biz ilk yardım biliyoruz.
Venez, on va vous soigner, on est secouristes.
Ama biz sizde altın olduğunu biliyoruz ve biz onu alacağız.
Mais on veut votre or.
Ya da, sizi burada canlı bırakıp biz altınlarla kaçabilirsek... bizi bulana kadar arayacağını çok iyi biliyoruz.
Qu'en dis-tu? Reculez.
Biz işimizi biliyoruz.
Qu'on abat de l'ouvrage.
Biz öyle olmadığını biliyoruz, Bay Harper.
Nous savons que ce n'est pas arrivé ainsi.
Siz de biz de durumu biliyoruz, o yüzden açık olalım.
Vous le savez et nous le savons, alors jouons cartes sur table.
- Biz "Küçük Utangaç Menekşeleri" biliyoruz.
- Non, Clochette des champs.
Biz millete her şeyi sorduk, cevaplarını da gayet biliyoruz.
Ce n'est pas la peine de poser vos questions.
Biz de sizin kadar biliyoruz.
On a déjà eu un cas similaire. Matthew Burke. Je l'ai lu.
Öleceğiz biz de, biliyoruz. Zaman meselesi. Ömrü birkaç gün uzatmak sadece insanların dört elle sarıldıkları şey.
Nous devons mourir et le savons, mais quand, insiste-t-on, comment allonger le fil?
Ama biz biliyoruz, değil mi?
Nous, nous le savons, hein?
Ama biz bu kapıdan girdiğini biliyoruz.
Or, nous savons qu'il est entré par la porte.
- Biz her şeyi biliyoruz.
On sait...
Biz Dolan'ın nerede olduğunu biliyoruz.
On sait où était Dolan.
Bu yeni gelen çocuklar askere benzeyebilirler ve asker gibi konuşabilirler ama biz gerçeği biliyoruz.
Même s'ils ont l'air de Marines... ils ne le sont pas.
Fakat biz sadece hayvanları yaşatıp beslemekten başka bir şey yapmadığını biliyoruz.
Mais ce nutriment a gardé en vie des animaux qui ne mangeaient rien d'autre.
- Ne? Ridge ne yapmak istiyor, biz askerlerin seni aradığını biliyoruz.
Ce que Ridge veut dire, c'est que des troupes doivent être à notre recherche.
Daisy, Korab ile ilgileniyor... biz de okumasını biliyoruz.
Magriette accompagne Korab. Et nous, on sait lire, non?
Biz uçmayı biliyoruz sadece.
Tout ce qu'on sait faire, c'est voler.
Düşmanımız için tehlikeli fakat biz bu ormanı iyi biliyoruz.
C'est bon pour l'ennemi... mais nous, nous en connaissons tous les recoins!
Biz ne olduğunu biliyoruz.
Nous savons ce que c'était.
Şaka mı bu? Biz ne yaptığımızı biliyoruz.
On n'est pas fous.
Biz sonunda neyin önemli olduğunu biliyoruz.
Au moins, nous savons ce qui compte.
Oysa biz asırlardır biliyoruz. Bilimadamlarınız diğerleri gibi onu da bulacak.
De toute façon vous finirez bien par trouver et ça va être la fin des haricots.
Bunu onlar kadar biz de biliyoruz.
Est-on aussi prêts à le faire qu'eux?
En azından, burada herkes birbirini tanır. Biz, ne tür kurtlar olduğumuzu biliyoruz.
Nous nous connaissons tous... avec nos faiblesses.
Ama biz doğrusunu biliyoruz.
Mais on sait, nous, que ça ne sert à rien.
- Biz sadece kilise müziği biliyoruz.
- On ne connaît que des chants religieux.
Biz ne kadar hızlı gidebileceğimizi biliyoruz.
On connaît notre vitesse.
Biz bunu biliyoruz ama Hastings bilmiyor.
Oui, mais Hastings l'ignore.