English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ B ] / Burada değil

Burada değil translate French

13,563 parallel translation
Burada değil.
Elle n'est pas ici.
Burada değil.
Pas ici.
Burada değil.
Il n'est pas là.
Bulamazsın çünkü burada değil.
Tu ne le trouveras pas, parce qu'il n'est pas ici.
Burada değil dedim.
Mais qu'il n'était pas là.
Burada değil.
Elle n'est pas là.
- Babam burada değil.
Mon père n'est pas là.
- Boris burada değil.
Boris n'est pas là.
- Neden burada değil peki?
Pourquoi pas ici?
Aradığın şey burada değil.
Ce que tu cherches n'est pas ici.
Samir burada değil.
Samir n'est pas là.
- Burada değil.
Il n'est pas là.
- Burada değil, kaçmış.
! - Il n'est plus là, il s'est libéré.
Bu Reiter denen herif sadece uyuşturucular için burada değil.
Ce Reiter n'est pas là que pour les narcotiques.
- Tam burada değil, Star City'desin yani.
Me voici. Pas ici, ici, Ici à Star City.
Mardon ve Jesse burada değil bile.
Mardon et Jesse n'ont jamais été là.
O burada değil ama, bunu söylemem gerek.
Mais il n'est pas là, et je dois le dire pour moi.
En azından burada değil.
Au moins ce n'est pas à Bayview.
Burada değil, şimdi olmaz.
Pas ici. Pas maintenant.
Andrew burada değil.
Andrew n'est pas là.
Umurumda değil. Burada mesele para değil.
Je m'en fiche, parce que ce n'est pas pour l'argent.
Burada mesele iş değil.
Ce n'est pas à propos du travail.
- Burada soruları ben sorarım, Bay Beck, sen değil!
C'est moi qui pose les questions ici, M. Beck, pas vous!
Andrea, burada kanun senden yana değil.
Andrea, la loi ici n'est pas de votre côté.
- Bunları burada konuşmak güvenli değil.
Ce n'est pas prudent de parler de ça ici.
Ama bu o değil, burada yapmaya çalıştığımız seviyede değil.
Mais ça ne l'est pas, pas à ce niveau, pas pour ce que nous essayons de faire.
Burada olmuştu, değil mi?
C'est pas le meilleur moment pour une effraction. C'est ici que c'est arrivé, n'est-ce pas?
Burada olmak benim için kolay değil. Sevdiklerim, bunu yapmamamı söylediler ama karanlık, sevdiğim birini tehdit ediyor ve onu yok etmek için her şeyi yaparım.
Ce n'est pas facile pour moi d'être là, et les personnes à qui je tiens m'ont dit de ne pas le faire, mais la noirceur menace quelqu'un que j'aime, et je ferai tout pour la détruire.
Sonuçta o ölmeseydi şu an burada olmazdım, değil mi?
Si elle n'était pas morte, je ne serais pas ici, non?
Yani Esther'in burada olup olmaması umurumda değil.
Donc je m'en fout qu'Esther soit là ou pas.
Burada zamandan kasıt saat değil ot.
Ce n'est pas le temps mesuré par une montre. Le thym Espagnol.
- Ama burada mesela onun kız kardeşiyle olan ilişkisi değil.
- Mais ça n'a aucun rapport avec sa relation avec sa soeur.
Burada ki herkes çok medeni değil mi zaten?
Parce que tout le monde ici est tellement civilisé?
Kimse gerçek değil mi burada?
Est ce qu'il y a au moins quelqu'un de réel ici?
Burada görünmez olmamın tek iyi yanı şu, bu götlerin hiçbiri ne hâlde olduğumun farkında değil.
Le seul avantage à être invisible dans l'immeuble, c'est qu'aucun de ces enfoirés ne verra dans quel état je suis.
Burada olma sebebim bu değil.
Ce n'est pas pour ça que je suis là.
Ve Zoom burada olduğu sürece bu çocukların hiçbirisi güvende değil.
Et aucun de ces enfants n'est en sécurité aussi longtemps que Zoom est ici.
Burada konu hislerim değil.
Mon affection n'est pas la question.
Burada bu akşam sadece bir doktor olarak değil, aynı zamanda bu hastanenin pediatri bölümünde hastası olan bir baba olarak konuşmam istendi.
Je ne parle pas seulement en tant que médecin, mais aussi en tant que père qui avait un patient en pédiatrie.
Suriye'de değil, burada.
Pas en Syrie, ici.
Görüyorsun ya burada oynadığımız casusluk oyunu tek taraflı olmak zorunda değil.
Vous voyez... ce petit jeu d'espion que nous jouons là n'est pas forcément à sens unique.
Belki çok büyük bir ipucu değil ama burada hiçbir şey yapmadan oturamam.
Ce n'est pas exactement une idée dynamique, et je ne peux pas rester assise ici Ă ne rien faire.
Evet majeste. Ruhsuz manyakların burada dolaşması gibi bir olay söz konusu değil.
Oui Majesté, aucun corps sans âme ne se baladera dans les couloirs.
Burada olman şans eseri değil.
Ce n'est pas un accident que tu sois là.
Burada mesele o değil.
Il ne s'agit pas de ça.
Ve bugün onun son günü. Eve gitmek zorunda değil ama burada da kalamaz.
Elle ne doit pas rentrer, mais elle ne peut pas rester.
Ailen burada güvende değil.
Votre famille est en danger.
Ama sen burada yaşıyorsun değil mi?
Tu vis ici n'est-ce pas?
O zaman burada kalamam, değil mi?
Alors je ne peux pas rester, je peux?
Nik'in sevgili amcanı tam olarak burada öldürdüğü doğru değil mi?
Est-il vrai Nik pas tué votre oncle bien-aimé droit au sujet de... ici?
Burada olmanızın sebebi bu değil ama, değil mi?
Vous n'êtes pas là pour ça?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]